Prof. Dr. Türkeş yağışları değerlendirdi: İklim Değişikliğine Uyum Şart!

Çanakkale’de son yılların en yağışlı kış ayı yaşanıyor. 2024 yılı yağışları, normalin ve geçen yılın üzerinde gerçekleşti. Bu durum, tarım alanlarında su baskınlarına neden oldu.

2588

Çanakkale, son yılların en yağışlı kış ayını yaşarken, 2024 yılı yağışları beklenenin üzerinde gerçekleşti. Bu durum, tarım alanlarında su baskınlarına neden olarak iklim değişikliğine uyum gerektiren yeni sorunlar ortaya çıkardı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, 1 Ekim 2023 ile 31 Ocak 2024 arasındaki dönemde Türkiye genelindeki su yılı yağışı 301.9 mm olarak kaydedildi. Bu durum, tarım alanlarında su baskınlarına neden olarak rekolte kayıplarına ve mantar hastalıklarına yol açabilecek bir risk oluşturdu.

Ekili-dikili araziler sular altında kaldı

Bu yoğun yağışlar, tarım alanlarında su baskınlarına yol açtı. Özellikle toprağın killi olduğu ve yağışı ememediği bölgelerde, ekili-dikili araziler sular altında kaldı. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş fazla yağışın rekolte açısından zararlı olabileceği konusunda uyardı.

“Toprak suya doydu”

Prof. Dr. Türkeş, Türkiye'de kış mevsiminde bazen ilkbaharda ardışık üst üste olan yağmurların ardından tarım alanlarında sel ve taşkın olabildiğini ifade ederek, “Türkiye’de kış mevsiminde bazen ilkbaharda ardışık üst üste olan yağmurlardan sonra; tarım alanlarında yaşanan bir olay. Kış geç gelse de aralık ayından beri yağan yağmurlarla toprak doydu, yağışlar geniş alanda ve bereketli gerçekleşti. Toprak suya doydu. Geçmişten gelen hidrolojik kuraklık birden dolmaz ama uzun süreli yağışlı mevsimlerde, toprak neme doyar. Bir süre sonra yağışlı toprak ve tarım arazileri; özellikle toprağında killi olduğu ova tabanlarında; artık toprak yağışı ememez” sözlerine yer verdi.

Fazla yağış rekolte açısından zararlı olabilir

Yağışların rekolte açısından zararlı olabileceğini vurgulayan Türkeş, “Tarlalarda en az birkaç ay boyunca; özellikle yağışların az olduğu buharlaşmanın artacağı döneme kadar su birikimi olur. Türkiye’nin bir çok yerinde; Marmara ve Ege’de rastlanan bir durum. Yağışlar bahara doğru azalında ve buharlaşma arttığında toprak fazla suyu emecektir. Ekinlere, ekili-dikili arazilere; rekolte açısından zararı olabilir. Yağışlar, diğer alanlarda hem gelişmeyi engeller hem de fazla su mantar hastalıklarına yol açabilir. Uzun süreli etkili yağışlar da toprağın, bitkinin gereksinim duyacağı, emebileceğinden fazla olduğunda; bir tartışma konusu haline gelebilir. Barajlarımızda su doluluk oranları da arttı” dedi.

“Geçici drenaj kanalları açılabilir”

Özellikle alçak ve çukur alanlarda görülen su baskınlarına karşı geçici drenaj kanallarının açılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Türkeş, “Alçak ve çukur alanlar, taşkın delta ovaları, ova tabanları; özellikle kilin daha fazla olduğu alüvyon topraklarda görülen bir durum. Bu yılda bu yaşanıyor. Geçici drenaj kanalları açılabilir. Tarımcılar bilir bunu. Suyun fazla bastığı, toprağın suyu ememediği yerlerde, ekili dikili arazilere zarar vermeden, doğal eğim ve kanallardan yararlanarak, drenaj açılabilir” ifadelerini kullandı.

Ya çok yağış ya da çok kuraklık!

İklim değişikliği ve mevsimsel değişimler arasındaki bağlantıya da değinen Prof. Dr. Türkeş, iklim değişikliğinin sadece yağış miktarını değil, aynı zamanda yağışların yoğunluğunu da etkilediğini belirtti. Türkeş, “İklim değişikliği sadece yağışın ve sıcaklığın, nemliliğin artışı ya da azalışı değil. Aynı zamanda mevsimselliğin yıllar arasında değişkenliğin değişmesi. Yağış, sıcaklık ve buharlaşma değişimi değişiyor. Geçmiştekinden farklı olarak; yağışlar olduğu zaman şiddetli ve kuvvetli oluyor. Olmadığı zamanda sıcak ve kurak dönemler yaşıyoruz. Gözlemlenen iklim değişikliğinin beklenen ve ön görülen etkilerin başında; iklimin kendi değişkenliğinin değiştirmesi; bir yandan sıcaklık dalgaları yaşanırken bir yandan da yağış olması durumu. En son Antalya’da yaşandı. Son 3 ayda Çanakkale’de yaşanıyor. Umurbey’de su baskını oldu. Kent içinde oldu. Yerelde bir çok yerde su baskını oldu. Yeni iklime göre, değişen iklim koşullarına uygun, arazi kullanımı ve arazi yönetim uygulamalarına gereksinim var. Bu Çanakkale için de geçerli” dedi.

“İklim değişikliğine uyum göstermek gerekiyor”

Türkeş, iklim değişikliğine uyum sağlamak için tarım ve su kaynaklarının yönetiminde yapılacak değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu ve bu değişikliklere uyum gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Türkeş, “30 yıl önceki tarımı ve su kullanımını sürdürmemiz mümkün değil. Bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor. Buna da iklim değişikliğine uyum adı veriyoruz. Daha az etkilenebilir tarım ve su kaynakları yönetimi, arazi yönetimi. Arazi sadece ekilip dikilen ve seyredebileceğimiz bir şey değil ardık. İklim değişikliği her şeyi etkiliyor. Yaz sebzeleri kasım sonuna kadar tarlalarda kaldı. Sıcak-kurak geçişi bir yandan da hastalıklı zararların yayılmasına da yol açıyor. Bir şeyler değişiyor. Ona uyum göstermek gerekiyor” sözlerine yer verdi.

(DAMLA YELTEKİN)
Paylaş