Perinçek'ten korkutan tespit

2837

İzmir`de yaşanan depremde son verilere göre hayatını kaybedenlerin sayısı 100`ü aştı. Türkiye depremle yaşadığı gerçeği ile bir kez daha karşı karşıya kalırken, Deprembilimci ve Jeoloji Prof. Dr. Doğan Perinçek İzmir depremini, deprem tehlikesinin en fazla olduğu illerden Çanakkale`yi ve olası bir depremin Çanakkale`ye etkilerini gazetemiz Çanakkale OLAY`a aktardı. Yaşanan depremle ilgili konuşan Perinçek, deprem yıkımının İzmir`de gerçekleştiği gerekçesi ile İzmir depremi denildiğini aslında depremin Denizli, Nazilli, Germencik ve Kuşadası fay hattından kaynaklandığını söyledi. Yaşanan depremdeki fay hareketlerinin Çanakkale`yi etkilemeyeceğini ifade eden Perinçek, "Manisa`da veya Kuşadası`nda olan bir deprem herhangi bir şekilde Çanakkale`deki fayları tetiklemez" dedi. Çanakkale içinse boğazda etkin fay hatlarının olduğunu ifade eden Perinçek, "Hiçbir harita bu fayları göstermiyor ancak bana göre aktif faylar var ve bunların bir tanesi yeni yapılan Çanakkale Köprüsü`nün altından geçiyor" dedi. Tüm Türkiye`de olduğu gibi Çanakkale`de de denetimlerin yeterince olmadığına dikkat çeken Perinçek, yapılan zemin etütlerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Çanakkale Belediyesi başta olmak üzere alüvyal zemin üzerine bina yapılmaması konusunda birçok kez uyarılarda bulunduğunu belirten Perinçek, İzmir şiddetindeki bir depremin Çanakkale`de yaşanması durumunda daha büyük felaketlerin olabileceği yorumunda bulundu. 


"Deprem, Çanakkale`yi etkilemez"
İzmir`deki depremin Çanakkale`ye etkisine dair konuşan Perinçek; "İzmir`deki deprem için Kuşadası depremi demek daha doğru. Oradaki deprem İzmir`de bulunan faylardan kaynaklanmıyor. Depremi yaratan faylar, Denizli, Nazilli, Germencik ve Kuşadası`ndan uzanıyor ve denize giriyor. Bunu ilk zamanlarda belirtmiştim. Yanlış bir algı var, yıkım İzmir`de olduğu için buna İzmir depremi deniliyor ama bu İzmir depremi değil. Manisa`da veya Kuşadası`nda olan bir deprem herhangi bir şekilde Çanakkale`deki fayları tetiklemez. Bu fayların başka bir fayı tetiklemesi için birbirine yakın olması lazım ve genellikle aynı doğrultuda olması lazım" dedi. 

"Boğazda etkin faylar var"
Çanakkale Boğazı`nda etkin faylar olduğunu düşündüğünü belirten Perinçek; "Boğazdaki fayların etkin olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple Çanakkale kasabaları ve köyleri ile beraber en tehlikeli yerde duruyor. 1875 Güzelyalı depremi var. Bu depremin olması Çanakkale Boğazı`nda aktif faylar olduğunu gösteriyor. Hiçbir harita bu fayları göstermiyor ancak bana göre aktif faylar var. Bunların bir tanesi yeni yapılan Çanakkale Köprüsü`nün altından geçiyor" dedi. 
 
"Bilinçsiz, yalnızca kar amacı güden müteahhitler bu işi yaptığında denetimde sıfır olunca başımıza bunlar geliyor"
Çanakkale dahil olarak üzere Türkiye`nin hiçbir ilinde yeterli denetimler yapılmıyor. Yeni Fay Yasası`nın çıkacağı şeklinde bir soru sorulmuştu. `Bırakın yeni yasayı çıkartmayı, 1999`dan sonra olan yasaları hayata geçirin yeterli olur...` demiştim. İnşaat için zemin etüdü isteniyor bazı meslektaşlarımız bunu yapıyorlar `al çöpe at!`. Ben jeoloji mühendisiyim zeminle ilgili rapor istedim verdikleri raporun zeminle hiçbir ilgisi yok. Bir yasamız var buna göre zemin etüdü yapılması lazım ancak bu zemin etüdü hakkı ile yapılmıyor. Bu millet olarak bizim hastalığımız. Hepsini kastetmiyorum ama üç kağıtçı müteahhitler var. Köyden 3 kuruş parası ile gelen müteahhit oluyor. Ne hakla bu kişilere müteahhitlik veriliyor anlamıyorum. Bu işi inşaat mühendisinin yapması, organize etmesi gerekir. İnşaatla, zeminle hiç ilgisi olmayan insanlar müteahhitlik yapıyor, bilinçsiz, yalnızca kar amacı güden müteahhitler bu işi yaptığında denetimde sıfır olunca başımıza bunlar geliyor" dedi. 
 
"Alüvyon zemin üzerine bina yapılmamalı!"
Türkiye`de denetim diye bir şey yok. Çanakkale`de de yok. Ben yıllardır belediyeyi uyarıyorum. `Alüvyal zemin üzerine bina yapmayın, bu binaları sağlam alanlar var buralara kaydırın, yapı ruhsatını oralara verin, alüvyan alanları da tarım alanları olarak bırakın` diyorum. Alüvyon üzerine bina yapılır ancak buraya bina yaptığın zaman hakkıyla yapacaksın yani kazıklar zerine oturtacaksın ki zemin sıvılaşması olduğunda yıkılmasın. Kolin Otel bu şekilde yapılmış, kazıklar üzerine oturtulmuş. Deprem olduğunda ki umarım olmaz, deniz sıvılaşması nedeni ile orada bir sürü ev yıkılacak ama Kolin otel sağlam kalacak. Alüvyon üzerinde yeni yapılan binaların ne şekilde bir inşaat projesi var bunu bilmiyorum. Ancak `alüvyon üzerine bina yapmayın yapmak zorundaysanız da şartlara uyun` diyorum. Alüvyon üzerine bina yaptığınızda tarım toprağı da kaybediyoruz. Hem pahalı inşaat yapıyorsunuz hem de tarım toprağı kaybediyoruz" dedi. 
 
"Daha büyük felaket olabilir"
Şu anda İzmir depremi şiddetinde bir depremi Çanakkale`de yaşasak daha büyük bir felaketle karşı karşıya kalabiliriz. 2014`teki Gökçeada depreminde kıyıdaki bir bina yandaki binanın üzerine eğildi. İşte bu alüvyon zemin yüzünden. Bina sağlam, üzerinde çatlak yok ama eğildi. Alüvyon zeminde su tabyası yüzey çok yan olduğu için deprem olduğunda su sıvılaşması dediğimiz bir olay oluyor bu zemin sıvılaşması yüzeye çıkınca o toprak balçık gibi oluyor. Bu her zaman oluyor" dedi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş