Yazısında Çanakkalelileri tembel, gelişmenin karşısında, sabahlara kadar içki içen, işlerini savsaklayan, aylak aylak dolaşan, gazetelerde barlarda, sokaklarda gürültü çıkaran kişiler olarak değerlendiren Palabıyık’a tepki gösteren vatandaşlar, “Biz burada ancak bilimsel açıklamalara itibar ederiz” diyerek adeta tokat gibi bir cevap verdi. Palabıyık’ın yazısını yersiz, dayanaksız, bilimden ve araştırmadan uzak bulan Çanakkaleli vatandaşlar, bir profesöre yakışmayan sözler nedeniyle Palabıyık’ı kınadı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamit Palabıyık “Çanakkale’de Değişim Direncinin Nedenleri” başlıklı yazısı ile soğuk duş etkisi yaratırken, hocanın kastını aştığını ve topluma hakaret ettiğini düşünen vatandaşlar, Palabıyık’ın kullandığı ifadeler yüzünden özür dilemesi gerektiğini de ifade etti. Palabıyık’ın açıklamalarının bilimsel dayanak ve araştırmadan uzak olduğunu belirten vatandaşlar suçlayıcı yaklaşımın bir akademisyene yakışmadığını söyledi.
Palabıyık’a tepkiler çığ gibi
Yazdığı köşe yazısındaki ifadeler nedeniyle Çanakkale halkının tepkilerine hedef olan Palabıyık ile ilgili gazetemizde ‘Yaftalamanın ve ötekileştirmenin böylesi görülmedi…’ başlıklı haber sonrası gazetemizi arayan çok sayıda vatandaş Palabıyık’a ateş püskürürken, tepkilerin ardı arkası kesilmiyor. Öte yandan bu duruma Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi tarafından gösterilen tepki sonrası gözler kentteki diğer sivil toplum ve meslek örgütlerine çevrildi. Çanakkalelilere yaptığı hakaret konusunda vatandaşın özür dilemesi beklentilerine karşı, Palabıyık’ın bir internet sitesindeki açıklamaları bardağı taşıran son damla oldu.
Ortamı geriyor
Pişkinliğin böylesi görülmedi dedirtecek cinsten açıklamalar ile Çanakkalelilere karşı yaptığı hakaretleri unutmaya çalışan Palabıyık, sözleri ile herkesi şaşkına çevirdi. Yerel basında ve ulusal basında hakkında çıkan açıklamalar için “tanınmamı sağladı” diyerek “Attığım taş suyu bulandırmış olmalı ki ses geldi…” açıklaması ile de bir kez daha kent halkına saygısızca bir tavır takınarak tepkilerin öfkeye dönüşmesi noktasında bir gelişmenin zemini hazırladı. Çanakkaleliler; “bu kişi ne yapmak istiyor, birileri dur demeli Çanakkale’nin sosyal dokusuna zarar vererek yaratacağı huzurluk nedeniyle sert tepki gösterdiler.
Yazısında Çanakkalelileri tembel, gelişmenin karşısında, sabahlara kadar içki içen, işlerini savsaklayan, aylak aylak dolaşan, gazetelerde barlarda, sokaklarda gürültü çıkaran kişiler olarak değerlendiren Palabıyık’a kızan vatandaşlar, “Biz burada ancak bilimsel açıklamalara itibar ederiz” diyerek adeta tokat gibi bir cevap verdi. Palabıyık’ın yazısını yersiz, dayanaksız, bilimden ve araştırmadan uzak bulan Çanakkaleli vatandaşlar, bir profesöre yakışmayan sözler nedeniyle Palabıyık’ı kınadı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamit Palabıyık “Çanakkale’de Değişim Direncinin Nedenleri” başlıklı yazısı ile soğuk duş etkisi yaratırken, hocanın kastını aştığını ve topluma hakaret ettiğini düşünen vatandaşlar, Palabıyık’ın kullandığı ifadeler yüzünden özür dilemesi gerektiğini ifade etti. Palabıyık’ın açıklamalarının bilimsel dayanak ve araştırmadan uzak olduğunu belirten vatandaşlar suçlayıcı yaklaşımın bir akademisyene yakışmadığını söyledi.
Köşe yazısında Çanakkalelilere sarf ettiği sözler nedeniyle vatandaşları karşısına alan Palabıyık’a sert tepki gösteren vatandaşların görüşleri şu şekilde:
Şükrü Balıkçı
“Ben emekli Eğitim Müfettişiyim. Hoca yaptığı yorum ve açıklamalar nedeniyle incittiği Çanakkale halkından özür dilemelidir. Son derece yersiz, araştırmaya dayanmayan bir açıklamadır. İnceleme mi yapmış, istatistik mi yapmış da açıklıyor. İnsanları suçlamak doğru değil. Layık olmayan adamlar layık olmadıkları yerlere gelince böyle olur. İktidarın ağzıyla konuşuyor.”
Hasan Erdem
“Biz Çanakkaleliyiz. Yıllarca bu memlekete hizmet ettik, eğitimcilik yaptık, insan yetiştirdik. Şarapçı, aylak filan da değiliz.”
Güngör Kutlu
“Gelişmiş ülkelerde insanlar hangi statüde olursa olsunlar insanları ve toplumu değerlendirirken suçlamadan iletişim kurma yöntemini benimserler. Bir açıklama yapmadan önce mantık esasları içinde mi düşünmek gerekir. Suçluluk duygusu insanları çatışmaya iter. Kin, nefret ve korku yoksa insanları ezmezsiniz. Hoca biraz daha insaflı olup, mevcut bilimlerden yararlanmalıydı. Bu ülkede piskoloji bilimine günden güne daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Bu anlamda biz de hocayı düşünceye davet ediyoruz. Ne söylerse söylesin, Çanakkale Çanakkale’dir. Biz burada ancak bilimsel açıklamalara itibar ederiz.”
Hikmet Uyumaz
“Bir bilim adamının görevi toplumu kırmak değildir. Bir tespiti varsa çözüm üretmelidir. İş sahası olmayan yerde gençler boş gezer. O kadar fabrika, sanayi kuruluşu özelleştirildi, millet iş varda mı çalışmıyormuş? Çanakkale’de içki içiliyor da, olay mı oluyor? İnsanlar denize karşı içki içip, sohbet ediyor. Hoca buralarda biraz gezinsin de yakından görsün. Şarapçı tanımlaması yakışıksızdır, şarapçı elden ayaktan kesilmiş, sokakta yatan adamdır. Öyle insanlar mı görüyormuş?”
Halil Gürler
“Toplumun kesimlerini hedef alan açıklamalar bir üniversite hocasına yakışmamıştır. Çanakkale medeni bir yerdir. Burada genci, yaşlısı, kadını, erkeği huzur içinde yaşar. Kimse kimseye rahatsızlık vermez. Toplumu ayırıcı, ayrıştırıcı ifadeler doğru değildir. Her zaman için yol gösterici olmakta fayda vardır.”
Palabıyık ne demişti?
Öte yandan Palabıyık’ın yazısında yer alan ifadelerde Çanakkale’yi değişime ve gelişime direnç gösteren bir şehir olarak betimlemiş, Çanakkale’ye gelen pek çok kişinin dinlenme ve eğlenme dışında bir amacı olmadığının altını çizmiş, bir tarafa çekilmiş emekli olanlarla akşamları geç vakitlere kadar kafayı çekenler, dans edenler, denizde yüzen, dağda yürüyen ve aylak aylak dolaşan kesim olduğunu ve bu kesimin Çanakkale’yi hareketlendirecek her şeye karşı çıktığını belirtmişti. Öte yandan dernekler, sivil toplum kuruluşları ile işadamlarının ise Palabıyık’a cevap verip vermeyeceği ise kentte merak konusu oldu.