İl Genel Meclisi`nin Nisan ayı toplantısında gündem dışı söz alan meclis üyesi Hakkı Öztürk, 18 Mart törenlerine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile beraberindeki bakanların otel ve yemek masraflarının İl Özel İdaresi`nden karşılanmasına sert tepki göstererek zehir zemberek açıklamalarda bulundu. Kentin gündeminde olan Kumkale beldesindeki cami imamının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine girmesiyle ilgili tepkisini yeni boyutuyla dile getiren Öztürk, İl Milli eğitim Müdürü Şaban Karataş`ın konu ile ilgili meclise gönderdiği yazılı açıklamaya da cevap verdi. Kalorisi uygun olmayan kömürleri okullarda kullanılmasına izin veren ilgili makam ve kişileri vicdanlarıyla baş başa bıraktığını söyleyen Öztürk, İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde depo diye tabir edilen 230`un üzerinde öğretmen dururken, cami imamının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine görevlendirilmesini eleştirdi. Toplantıda gündem dışı söz alan CHP`li İl Genel Meclis Üyesi Hakkı Öztürk, açıklamasına “Bugün 1 Nisan, şaka yapabiliriz yani” diyerek başladı.
Öztürk`ten Vali Tuna`ya teşekkür
Termik santrallerle ilgili gazetemizde çıkan açıklaması nedeniyle Vali Güngör Azim Tuna`ya teşekkür eden Öztürk; “Sayın valimizin özellikle bugün (dün) basında çıkan açıklamalarını okudum. Sayın valimiz, termik santrallerle ilgili gazeteye açıklama yapmış. Gerçekten çok memnun oldum. Demek ki, mecliste doğru konular söylüyoruz ki, sayın valimizde bunlara kulak vermiş. Termik santrallerin tümüne karşıyız. Açıklamasından dolayı sayın valimize teşekkür ediyoruz” dedi.
“Vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum”
Çanakkale`de gündem konusu olan okul kömürlerine de değinen Öztürk, dolaştığı okullarda 3 ya da 4 torba kömür kaldığını söyledi. Kalorisi uygun olmayan kömürlerin okullarda kullanılmasına izin veren ilgili makam ve kişileri vicdanlarıyla baş başa bıraktığını ifade eden Öztürk; “Kömür meselesini de artık kapatalım. Benim çocukluğumda bir alfabe vardı. Öğretmen kökenli arkadaşlarımızda iyi bilirler bunu. Komşu komşu oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi? İnci boncuk. Kime kime? Sana bana. Başka kime? Kara kediye. Kara kedi nerede? Dala çıktı. Dal nerde? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı, kül oldu bitti. Şimdi bizim kömürlerde, bütün okulları dolaştım. Var mı kömür? 3 ya da 4 torba kalmış. Her ne kadar 1 Nisan da şaka da olsa, şunu söylüyorum. İlgili makam ve kişileri, vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum” diye konuştu.
“Ye, iç, otellerde kal ve parasını İl Özel İdare ödesin”
Çanakkale Deniz Zaferi`nin 98. yıldönümü nedeniyle düzenlenen törenlere katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın yanı sıra bakanların ve yanlarında gelen misafirler ile korumalarının kentte otelleri kapattığını kaydeden Öztürk, zehir zemberek açıklamalarda bulunurken konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “18 Mart törenleri yapıldı ve bitti. Çanakkale`deki yaptığım araştırmalara göre, sayın başbakanımız ile bakanlarımız, misafirleri, korumaları hepsi Çanakkale`ye geldiler. Çanakkale`de otelleri kapattılar. 18 Mart törenlerindeki bu giderler, benim duyumuma göre İl Özel İdaresi`nden temin edildi. Bu faturalar İl Özel İdaresi`ne gönderildi. Niye Kültür Bakanlığı`ndan temin edilmiyorda niye İl Özel İdaresi`ne geliyor. Biz burada bir köyün yolunu yapmak için şube müdürünün önünde 5 takla atarken, birileri geliyor ye, iç, otellerde kal ve hadi İl Özel İdare ödesin parasını. Böyle bir şey olmaz.Halkın bunları bilmesinde yarar var diye düşünüyorum.”
Cami imamı meclis gündeminde
Kumkale beldesindeki cami imamının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine girmesini eleştiren Öztürk`e, İl Milli Eğitim Müdürü Şaban Karataş`tan cevap geldi. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine görevlendirilen öğretmenin İlahiyat Fakültesi mezunu olduğunu yazılı açıklamasında belirten Karataş, ilgili öğretmenin görevlendirilmesinin Milli Eğitim Bakanlığı mevzuatı çerçevesinde yapıldığını dile getirdi. Bunun üzerine Karataş`a yanıt veren Öztürk; “Kumkale İlkokul ve ortaokulunun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine görevlendirilen öğretmen İlahiyat Fakültesi mezunudur` diyor sayın Karataş. Evet olabilir. Memlekette o kadar çok İlahiyat Fakültesi mezunu var ki, o kadar çok üniversite mezunu var ki. İmamın İlahiyat Fakültesi mezunu olmasına bir şey dediğimiz yok. Sayın Karataş, `Görevlendirilmesi Milli eğitim Bakanlığı mevzuatı çerçevesinde yapılmıştır` diyor. Nedir bu çerçeve? Çerçeve çok açık ve net. 6. madde burada açık. Aynen okuyorum. Bakanlıkça veya bakanlık ile yükseköğretim kurumu işbirliği çerçevesinde açılan ortak öğretim alan öğretmenliğin yüksek lisans, pegodojik formasyon, ilköğretim sınıf öğretmenliği sertifikası. Bunların olması gerekiyor. Bunların var olup olmadığını bilmiyoruz. Sayın Karataş, yazsın desin ki, bu arkadaşımızın pedagojik formasyonu vardır desin” dedi.
“Bunlar yanlış şeyler”
İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde depo diye tabir edilen 230`un üzerinde öğretmen olduğunu iddia eden Öztürk, bu öğretmenler dururken, cami imamının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine neden görevlendirildiğini sordu. Öztürk; “Edindiğim bilgilere göre, Milli Eğitim bünyesinde depo diye tabir ettiğimiz 230`un üzerinde öğretmen var. Bu öğretmenler devletten maaş alıyor. Hiç bir görev yapmadan. Acaba bunların içinde Fen Edebiyat öğretmeni yok mu? Sınıf öğretmeni yok mu? Sınıf öğretmenleri depolarda istemediğiniz kadar var. Peki niye bunlardan bir tanesini görevlendirmiyor da bu milli eğitim müdürü, o köydeki imamı görevlendiriyor. Benim iddiam burada. Yoksa eğer öğretmen hay hay. Ama bakın yasa açık. Yasa, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine Fen Edebiyat öğretmeni, sınıf öğretmeni girebilir diyor. Bunlar burada yatsınlar ve maaş alsınlar. İmam da, derse girsin. Yok böyle bir şey. Bunlar yanlış şeyler” şeklinde konuştu.
