TBMM İçtüzük Değişiklik Teklifi’nin, Anayasa Komisyonu’ndaki görüşmelerine dün de devam edildi. Toplam 18 maddeden oluşan teklifin 12’nci maddesine gelindi. Komisyonda söz alan CHP’li Bülent Öz, konuşmasının başında milli irade vurgusu yaparak; “Milli iradeniz sadece sözde. Her seferinde milli iradeden bahseden iktidar, bu tasarı maddeleriyle milli iradeyi bir kez daha yok saymış olacak. Milletvekilinin sesini kısmak istemek, milletin sesini kısmak olacaktır” diyerek tepki gösterdi.
“Sözlü itiraz hakkımızı engellemek vatandaşın bilgi almasını engellemektir”
İçtüzük değişikliğinde yaşanan itirazların ele alınması gerektiğini belirten CHP’li Öz, konuşmasının devamında; “Değişiklik teklifinin 9’uncu maddesi, tasarıların Meclis Başkanı tarafından komisyonlara havalesiyle ilgili itirazın sözlü yapılmasını hükme bağlayan İç Tüzük’ün 73’üncü maddesini düzenleyerek bu itirazın yazılı yapılmasına hükmetmektedir. İç Tüzük’ün 73’üncü maddesine göre, hükûmetin hazırladığı kanun tasarısı Meclis Başkanlığı tarafından komisyona havale edildiğinde milletvekilleri olarak söz alıp itiraz hakkımızı kullanabiliyoruz. Sözlü itiraz hakkımız kamuoyu ve vatandaşın bilgilenmesi açısından önemlidir. Teklif edilen kanun tasarısının toplumun ve vatandaşın yararına olmadığını düşündüğümüz noktada ya da yanlış komisyona sevk edildiğini düşündüğümüz noktada bizim söz almamız daha tasarı komisyona gitmeden kamuoyu oluşturma imkânı sağlayacaktır. Özetle şunu söylemek istiyorum ki maalesef her zaman olduğu gibi muhalefetin sesini kısıp vatandaşın bilgi alma hakkını kısıtlamak sonucunu doğurmaktadır. Meclisin işlevini azaltmak Adaletsizliğin bir başka örneğidir. Milletvekilinin kanun tasarısının havalesine ilişkin itirazını sözlü olarak Genel Kurulda gerçekleştirmesi, tasarının Genel Kurulda kamuoyu tarafından bilinmesi ile vatandaşın bilgilenmesi açısından mutlak ki önemlidir. Bu, vatandaşın hakkıdır. Kanun tasarısının bu maddesi geri çekilmezse adaletsizliğin bir başka örneğini yaşayacağız. Yasa tasarısının adil olmayan şartlarda, sadece yazılı itiraz süreciyle komisyona havale edilmesi kesinlikle adaletsizliktir. Mutlak ki karşılaştığımız birçok kanun tasarısı hakkında, bırakın vatandaşı, iktidar milletvekilleri dahi içeriği bilmeden görüşülmektedir. Eğer bir kanun tasarısında kürsü hakkımız elimizden alınırsa bu Meclisin bir kez daha işlevi azalacaktır” dedi. CHP’li Öz konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Bu maddeyle milletvekilinin konuşma hakkı elinden alınıyor”
“Buradaki problem konuşma süresine müdahaleden daha vahimdir ki konuşma imkânı hiç verilmemektedir. Milletvekilleri olarak konuşturulmayarak, Meclisin işlevini azaltarak yani halkın temsilcisi olan bizlerin söz alarak konuşmasının engellenmek istenmesi ve milletvekillerinin âdeta susturulması milletin de, millî iradenin de susturulması demek olacaktır. Üzülerek söylemeliyim ki her defasında millî iradeden bahseden iktidar, bu tasarı maddeleriyle millî iradeyi bir kez daha yok saymış olacak. Milletin temsilcisini meclis kürsüsünde konuşturmayacak yasa değişikliği demokrasiyle asla örtüşmez. Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin tamamının temsil edildiği yerdir ve milletin sesidir. Bu madde ve diğer maddelerde olduğu gibi, milletvekillerinin sesini kısmak ve konuşmasını engellemek demokrasiyle ve millî iradeyle asla bağdaşmamaktadır. Bir arada yaşamamız için demokrasi olmazsa olmazımızdır. Bu bağlamda, demokrasi bir zümrenin düşüncelerinden ibaret değildir. Demokrasi toplumun farklı düşüncelerinin bir arada yaşama sanatıdır. Demokrasi tahammüldür. Demokrasi bir bireyin düşüncelerini özgürce söylemesidir, bunun için de o bireyin konuşması demokrasinin gereğidir. Dolayısıyla, milletvekilini yani milletin temsilcisini konuşturmamak demokrasiyle asla örtüşmez. Üzülerek söylüyorum ki bugün bu tabloyu yaşıyorsak demokrasiyi amaç olarak değil, araç olarak görenlerin anlayışı yüzünden bugün bu tabloyu maalesef yaşıyoruz.
Toplum bizi yani 550 saygın milletvekilini Ankara`ya milletin sesi olalım diye gönderdi. Milletvekilinin sesini kısmak, milletin sesini kısmak olacaktır, bunu hatırlatmak istiyorum. Bu da demek oluyor ki yapmış olduğunuz değişiklikle, maalesef, millî iradeden uzaklaşmış olacağız.”
“Muhalefete oy verenlerin milli iradesini susturamazsınız, yok sayamazsınız.”
“Sayısal çoğunluk üstünlüğünüz her istediğiniz değişikliği yapacağınız anlamına gelmez değerli iktidar milletvekilleri. Milletimiz oylarıyla iktidarı belirlediği gibi, oylarıyla muhalefeti de belirlemiştir. Oluşan tabloyla milletimiz size “İstediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.” dememiştir. Muhalefetle uyum içinde, anlaşarak ve uzlaşarak millî iradenin tamamını sağlamamız gerekir ki milletimiz bizden bunu talep etmektedir. Size oy verenlerin oluşturduğu millî irade ise muhalefeti oluşturanların oyları da millî iradedir. Kendi bakış açınızla çoğunluğu sağlayarak millî iradeyi tek başınıza temsil ettiğinizi düşünmeyiniz, biz birlikte millî iradeyiz. Bir kişinin alacağı kararları yasalaşma sürecinde sizlerin dahi duyması engellenerek komisyona havale edilmesine nasıl doğru diyeceksiniz? İtiraz hakkımız “Meclisi yavaşlatma” olarak değerlendirilmemelidir. Amacımız, Meclis çalışmalarının milletten gizlenmemesidir. İnanıyorum ki tasarı maddesi Komisyonda geri çekilecektir, verdiğimiz önerge kabul edilecektir ve bu değişiklikle, madde mevcut hâlinde kalarak Meclis çalışmalarının milletten gizlenmesinin önü kapanmış olacaktır. Biz birlikte millî iradeyiz, dediğim gibi, birlikte milletin sesiyiz. Lütfen, çalışmalarımızda milletin sesi olan milletvekillerinin sesini kesmeyin diyorum, hepinize saygılar sunuyorum.”
(Şenol Güven)