"Ölmek istemiyoruz"

1049

 Geçtiğimiz günlerde 10 yaşındaki çocuğunun gözleri önünde eski eşi tarafından saldırıya uğrayan Emine Bulut, yaşamını yitirmişti. Boğazı kesilerek canice katledilen Bulut ve kızının ölüm anında çekilen videosu ülke gündemine bomba gibi düşmüştü. Emine Bulut’un ‘Ölmek istemiyorum’, kızının da ‘Lütfen ölme anne’ haykırışları yürekleri dağlamıştı. Bulut’un ve kızının haykırışları, erkek şiddeti eli ile öldürülen ancak, sesi duyulmayan kadınların sesi olmuştu. Her defasında ‘kadına yönelik şiddet’ cezalarının arttırılması gerektiği, erkeği koruyan anlayıştan vazgeçilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, kadınlar her geçen gün erkek şiddeti ile birer birer öldürülüyorlar. Emine Bulut cinayetinin ardından Çanakkale Kadın Dayanışması eylem düzenleyerek; “Biz failleri aklayan, şiddeti önleyici mekanizmaları uygulamayan, tam tersine şiddetten yine kadınları ‘suçlu bulan’ düzene isyan ediyoruz!” denildi. Yapılan açıklamada; “Biz kadınlar yaşamak istiyoruz!  Şiddetin, tacizin; ölüm tehditlerinin ve baskıların olmadığı eşit ve özgür bir hayatı istiyoruz!” denildi. 

 
“Kadınları ‘suçlu bulan’ düzene isyan ediyoruz!”
Açıklamada; “Son 3 günde: Ağrı`da Emine Nuyan`ı ayrı yaşadığı kocası ‘gel, boşanmayı kabul ediyorum’ diye kandırarak buluşmaya çağırdı ve öldürdü. Konya`da uzaklaştırma kararı almış olan Tuba Erkol`u çocuklarının önünde 20 kere bıçaklayarak öldüren kocası ‘pişman mısın?’ sorusuna ‘namus için pişman mı olunur?’ dedi. Kırıkkale`de Emine Bulut boşandığı kocası tarafından kızının önünde öldürüldü, geriye Emine`nin ‘ölmek istemiyorum’ sözleri kaldı. Türkiye`de her gün, her hafta kadın cinayeti işleniyor. Hiçbir kadın ölmek, şiddete, tacize, tecavüze maruz bırakılmak istemiyor. İşte tam da bu yüzden erkek şiddetini önleyen yasalara, 6284 sayılı kanuna, İstanbul Sözleşmesi`ne, kadınları koruyan mekanizmalara ihtiyacımız var. Ama her gün hayatlarımızı dar eden bu şiddete rağmen bir de haklarımız ellerimizden alınmak isteniyor. Kadınlar boşan(a)masın diye ‘zorunlu arabuluculuk’ getiriliyor, şiddet uygulayan erkek ‘evden uzaklaştırılmasın ki canı sıkılmasın’ deniyor, ‘İstanbul Sözleşmesi feshedilsin’ sesleri yükseliyor. Bu gibi sözler şiddetin, kadın cinayetlerinin ortağı! Üstüne üstlük ‘metrobüsteki tacizci’ Fatih Özdemir gibileri, cinsel istismarcılar, katiller serbest bırakılırken kendini savunmak zorunda kalan kadınlar cezalandırılıyor... Biz failleri aklayan, şiddeti önleyici mekanizmaları uygulamayan, tam tersine şiddetten yine kadınları ‘suçlu bulan’ düzene isyan ediyoruz! İsyanımız hayatımız için!” denildi. 
(Baykal Sağlam)
Paylaş