Son günlerde okullarda sıklıkla görülen gribal enfeksiyon vakaları, korkutmaya devam ediyor. Özellikle ilkokul çağındaki çocuklarda sıklıkla ateşlenme ve öksürük gibi şikayetlerle sağlık kuruluşlarına müracaatlarda ise büyük yoğunluk var. Çanakkale OLAY gazetesi olarak, okullardaki hastalık, hastalığa bağlı devamsızlık ve hastalığa karşı önlemleri sorduğumuz Eğitim-Sen Şube Başkanı Yasin Hacımusalar, bazı sınıflarda hastalık nedeniyle yüzde 70`e varan devamsızlık görüldüğünü kaydederek, "Bu mevsimlerde yüzde 50 olurdu ama öğretmenlerin de dahil olduğu bu kadar yoğun bir hastalık olmazdı. Normal seyrin dışında bir artış gösterdi. Çocukların sağlıklı gıdaya ulaşması, hijyenik bir ortamın sağlanması, devletin asli görevlerinden biri. Her öğrenciye bir öğün ücretsiz yemek istemememizin nedenlerinden biri de bu. Çocuklarda ekonomik nedenlere bağlı beslenmeden kaynaklı dayanıklılık düzeyi de azalıyor" ifadelerine yer verdi. Çanakkale Tabip Odası Başkanı Doktor Ayşe Güneş ise hastalıkla mücadelenin bireysel önlemlere bırakılmaması gerektiğine dikkat çekerek, "Kış mevsimi dolayısıyla okullar gibi kapalı ve kalabalık ortamlarda uzun süre kalıyoruz. Bu da mikropların yayılması ve bulaşmasını da arttırıyor. Okullarda ciddi bir salgın var. Maske takmanın bireysel tercihlere bırakılmaması lazım" dedi.
"Çok kullanılan alanların yeterli temizlenmemesi, okulları bulaş alanı yapıyor"
Hacımusalar, okulların büyük bir kısmında ciddi bir gribal enfeksiyon hastalığının olduğunu ifade ederek, "Bazı sınıfların yarıya yakını boşaldı, bazı sınıflara yüzde 20-30-50; bazı sınıflarda ise yüzde 70`e kadar devamsızlık yaşandığı yönünde bilgiler geldi. Öğretmenlerde de yoğun bir rahatsızlık söz konusu. 2-3 yıldır pandemi koşullarından dolayı insanlar, maske ve mesafeye uyuyordu. Ondan sonraki süreçte okullarda kalabalık sınıflar ve alınamayan tedbirlerin bu hastalıklara yol açtığını düşünüyorum. Örneğin, yeterli temizlik yapılmıyor. Hizmetli azlığı, çok kullanılan alanların ve mekanların temizlenmemesi okulları bulaş alanı yapıyor" ifadelerine yer verdi.
"İlkokullarda oran daha fazla"
Covid-19 pandemisinin yoğun olarak yaşandığı dönemin ardından resmi kurumlarda özellikle de okullarda rahatlamanın olduğunu belirten Hacımusalar, "Kalabalık ortamlarda belirli bir rahatlama ve beraberinde hastalık söz konusu oluyor. Öğretmenlerimizden aldığımız bilgilere göre; bazı sınıflarda bu oran yüzde 20`iken bazı sınıflarda ise yüzde 60 ve 70`e kadar olan devamsızlık var. Özelikle ilkokul 1, 2, 3`üncü sınıflarda çok olduğu ortaokullarda ise ona nispeten biraz az olduğu yönünde bilgiler var. Bu mevsimlerde hastalık oranı yüzde 60`lara ulaşmamıştı. Yüzde 50 olurdu ama öğretmenlerin de dahil olduğu bu kadar yoğun bir hastalık olmazdı. Normal seyirin dışında bir artış gösterdi" diye belirtti.
"Sağlık standartlında beslenemeyen öğrenciler hastalığa daha da açık"
Eğitim-Sen Başkanı Hacımusalar, çocuklarda gribal enfeksiyon gibi rahatsızlıkların görülme nedenlerinin birinin de ekonomik etkilere bağlı olduğuna dikkat çekerek, "Her öğrenciye bir öğün ücretsiz yemek istemememizin nedenlerinden biri de bu. Çocuklarda ekonomik nedenlere bağlı beslenmeden kaynaklı dayanıklılık düzeyi de azalıyor. Vücut daha çabuk hastalık kapıyor. Dengeli ve sağlıklı istenilen standartlarda, öğrenciler beslenemediği için hastalığa daha açık oluyorlar" dedi.
"Bazı çocuklar zeytin ekmek getiriyor"
Beslenmenin beraberinde dinleme ve anlamayı da etkilediğini belirten Hacımusalar, "Maddi durumu kötü olan ailelerin çocukları, dezavantajlı duruma geliyor. Kimi çocuklar beslenme çantasında bir zeytin bir ekmek getiriyor. Tek düze beslenme beraberinde sıkıntıları getiriyor" dedi.
"Aciller, revirler dolu"
Hastalıkların azalması için tedbirler alınması gerektiğine dikkat çeken Başkan Hacımusalar, "Her şey bitmiş ve tüm hastalıklar ortadan kalkmış gibi davranmak yerine, okullardaki tedbirleri sıkı şekilde almak, yardımcı personeli, temin etmek durumundayız. Aciller, revirler dolu, bununla ilgili sağlık kuruluşları, gerekli tedbirleri almalı. Okulların tatil edilmesi en son düşünülecek şey. Önemli olan, sağlıklı ortamlar için gerekli tedbirlerin alınması. Her türlü tedbiri aldıktan sonra "Bu işle baş edemedik, okulları kapatıyoruz" dersin. Okulları kapatmak en kolaycı, çocukların da aleyhinde olan bir durum. Geçici bir çözüm. Çocukların sağlıklı gıdaya ulaşması, hijyenik bir ortamın sağlanması, devletin asli görevlerinden biri" dedi.
"Hastalıkların tek bir etkeni yok"
Güneş, okullarda görülen hastalıkların tek bir etkeni olmadığını belirterek, "Hastaneye yatan kliniği daha ağır olan çocuklarda, kimi zaman 2-3 hastalık aynı anda görülebiliyor. Şuanda dolaşımda çok fazla virüs var. Mevsimsel özellik gösteren gribal enfeksiyon dediğimiz duruma yol açan çok virüs var. Gribin etkeni infulanzadır. Biz soğuk algınlığı, nezle bunların hepsinin nedeni olan başka virüslerde var. Şuanda bunların birkaçı görünüyor muhtemelen. "Bu virüs nedeniyle oluyor" diyemiyoruz çünkü etkenin belirlenmesi için örneklerinin alınması lazım. Alınan örneklerde Sağlık Bakanlığı`nda olduğu için; `alınıyor mu?`, `Böyle bir etkene yönelik araştırma yapılıyor mu?` bize ve topluma da böyle bir bilgi verilmiyor. Bunlar bizim klinik gözlemlerimizden elde ettiğimiz ya da hastalardan geri bildirim aldığımız şeyler" dedi.
"Okullarda ciddi bir salgın var"
Salgın dönemlerinde, covid-19 pandemisinden de bildiğimiz üzere, bazı dönemlerde vaka sayısı durgunlaşır bazı dönemlerde de yükselir. Yükseliş dönemlerinde, buna göre önlem almalıyız. Kış mevsimi dolayısıyla okullar gibi kapalı ve kalabalık ortamlarda uzun süre kalıyoruz. Bu da mikropların yayılması ve bulaşmasını da arttırıyor. Üşütmeyelim diye daha az havalandırıyoruz. Hastalığın arttığın dönemlerde, önlemleri buna göre almalıyız. Okullarda ciddi bir salgın var" diye belirtti.
Güneş, "Maske takmanın bireysel tercihlere bırakılmaması lazım"
Tabipler Birliği Başkanı Güneş, her gün çocuk hasta gördüklerini dile getirerek, "İlaç ve tedavi verdikten sonra, çocukları tekrar farklı semptomlarla görüyoruz. Okullarda da ciddi bir devamsızlık söz konusu. Maske takmanın bireysel tercihlere bırakılmaması lazım. Her hastama, `Çocuklarınızı okula maskeyle gönderin` uyarısında bulunuyorum. Maskenin zorunlu olmalı. Maske kullanımıyla ilgili, çocuklar diğerleri takmadığı için kendisi de takmak istemiyor. Bireysel önlemlere bırakılmamalı" sözlerine yer verdi.
"Aciller çok yoğun"
Güneş acillerin yoğun olduğuna dikkat çekerek, "Kimi aileler, `Çocuğum durumu çok ağır değil ama herkes hasta. 3 kişi var okulda` diyerek, daha çok hastalanmasından korkuyorlar. Aciller çok yoğun. Kapalı ve kalabalık olan fabrikalar, iş yerleri, alış veriş mağazaları ve okullarda uygun olacak şekilde havalandırma yapılmalı, maske takılmalı ve bu gibi ortamlardan kaçınmak gerekir" diye belirtti.
"İlaçlara yanıt vermeyen uzun süren öksürük nöbetleri görüyoruz"
Hasta kişilerin kendilerini izole etmesi gerektiğini vurgulayan Güneş, "Çocukları okuldan geri kalır kaygısıyla gönderiyoruz ama diğer çocuklara da bulaşıyor. Bu enfeksiyonlardan sonra 2-3 hafta hatta bazen 1 ay boyunca öksürük görülebilir. Bunu da hastalık gibi düşünüp, öksüren her çocuğu okuldan uzak tutmamız da mümkün değil. Hastalık ağır geçirilebiliyor ya da tekrar tekrar geçirebiliyor. Bronşit, klimoni gibi akciğerlere inen enfeksiyonları görüyoruz. İlaçlara yanıt vermeyen uzun süren öksürük nöbetleri görüyoruz. İyileştirmekte de zorlanıyoruz. Bunun yanı sıra anormal bir ilaç sıkıntısı var. Hastalara reçete ettiğimiz ilaçların çoğu, piyasada olmadığı, en temel kullandığımız ilaçların eksikliğini görüyoruz" ifadelerine yer verdi.