"O çığlık gittikçe büyüyor"

1098

 3 Mart sabahı ‘çocuk, kadın, hayvan ve doğaya’ yapılan tacizlere, tecavüzlere tepki göstermek için duyarlı vatandaşlardan topladıkları imzaları TBMM’ye götürmek için Çanakkale’den yola çıkan ‘Dilek Taş, Hülya Kurt ve Nursel Karagöz’ yolculuklarının 18’inci gününde Bozüyük’ten seslendiler. Topladıkları imzaların giderek artığını belirten kadınlar, gittikleri her yerde vatandaşların kendilerine gösterdikleri destekten duydukları memnuniyetlerini dile getirdiler. Siyasi değil, insani bir amaç için yola çıktıklarını ifade eden kadınlar, bu yaklaşımın kendilerine yapılan desteği ‘çığ gibi’ arttırdığını vurguladılar. Yolculuk sırasında gazetemiz Çanakkale OLAY’a açıklamada bulunan Dilek Taş, şu anda yolculuklarının en sıkıntılı yerinde olduklarını belirterek;  “Yolculuğumuz güzel gidiyor. Şu anda İnegöl Mezitler arasında Bozüyük denilen yerdeyiz. Yolculuğun en sıkıntılı olacağını düşündüğümüz yer. Çünkü 11 tane rampa var. Şu an iki tanesini geçtik. Herhangi bir sorun ve sıkıntı yok. Geçtiğimiz yerlere halkın desteği ve yoğun sevgisi ile karşılaşıyoruz. İlçeler ve illerde imzalar toplanıyor. Aynı zamanda elektronik ortamda da imzalar toplamaya başlandı. Biz, yola çıkarken 1 milyon hedef koymuştuk ancak şu anda bu hedefimiz beş milyon. Çünkü toplumun ciddi şekilde desteği var ve bu destek, her geçen gün daha da artıyor. Yolculuk sonunda daha fazlasını toplanacağını düşünüyoruz” dediler. 


“Çocuğun, kadının, doğanın, hayvanın sesi olmak bizi diri tutuyor”
Yürüyüşlerinin aynı zamanda bir çığlık olduğunu dile getiren Taş; “Şu ana kadar imzalarda bir milyonu geçtik. Hala bize teslim edilmeyen, edilmeyi bekleyen imzalar var. Bu kadar destekte hiçbir siyasi partinin hareketi olmamasının da çok büyük payı olduğunu düşünüyoruz. ‘Siyasi değil insani bir hareket’ bu artık bizim sloganımız oldu. Söylenildiğine göre bu kadar uzun mesafe yürüyen Türkiye’de olmamış. Baştan yola çıkarken bizimkisi bir çığlıktı. Annelerin, kadınların ve ahlaklı insanların attığı bir çığlıktı. Gittikçe de o çığlık büyüyor. Ses, daha gür çıkmaya başladı. Şu anda gideceğimiz yerlerden insanlar arayarak ne zaman orada olacağımızı soruyorlar. Bu ilgi ve alakadan dolayı son derece memnunuz. Bizi mutlu ediyor. Tabii ki yoruluyoruz ancak burada inanç durumu ortaya çıkıyor diye düşünüyoruz. Yaptığımız işin doğru bir hareket olduğunu biliyoruz.  Bir çocuğun, kadının, doğanın, hayvanın sesi olmak bizi diri tutuyor” dedi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş