ÇASİAD`ın “ÇASİAD ile seçime doğru” programı kapsamında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çanakkale Milletvekili adayları, hem nasıl bir Çanakkale düşündüklerini anlattılar, işadamlarının sorularını yanıtladılar. Programda ilk sözü CHP Çanakkale Milletvekili ve 4`üncü sıra adayı Ali Sarıbaş aldı. “Çanakkale`nin yapılanması ve son 100 binlik planlar çerçevesinde baktığımızda Çanakkale olması gereken, sanayileşmede alması gereken payını almadığını görüyoruz” diyen Sarıbaş, “Mevcut olan tarıma dayalı endüstrilerin kapandığını görüyoruz. Buna bağlı olarak tarımın gelişmesine eksi yönde katkı sağlamıştır. Bunların kapatılmasıyla birlikte yeni yatırım alanları da açılmamıştır. Bu anlamda da sanayinin Çanakkale`de çok gelişmediğini görüyoruz. İşsizlik ve eğitim konusunda da Çanakkale`de bir gelişme sağlanmadığını görüyoruz. Ticaret konusunda olabildiğince hem tarımsal hem de markalaşma yönünde de sadece tarım sektöründe bir markamız var. Peynir sektöründe ticari markamızın oluşması dışında, markalaşma yönünde çok hızlı geliştiğini görmemekteyiz. Çanakkale`nin, 13 yıllık AKP dönemindeki yüzde 3 buçuk büyüme ortalamasının da altında kaldığını net söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Çanakkale, tarım ve orman kenti”
“Çanakkale`de hala nüfusun yüzde 45`ine yakını köylerde yaşıyor” diyen CHP`nin üçüncü sıra milletvekili adayı Ahmet Küçük ise; “Ve hala Çanakkale bütün bu gelişmelere rağmen bir tarım kenti özelliğini yitirmedi. Toprakların yüzde 54`ü ormanlarla kaplı. Yani Çanakkale aslında bir tarım kenti, bir orman kenti, deniz kıyısı olması nedeniylede bir balıkçılık kenti. Dolayısıyla tarımın bütün alanlarıyla çok yakından ilişkili ve o alandaki bütün sorunlarla da iç içe yaşayan, problemlerin bu bütün alanlarda çözülmesi gereken bir il Çanakkale. Hayvancılık yapacaksınız, hayvancılığın en önemli sorunu kaba yem sorunudur. Yani hayvanın öncelikle beslenmesi için en lazım olan şey sanayi yeminden öte kaba yemdir. Bu yemlerin elde edilme yolu da meralardır. İlimizde de önemli mera alanları olmasına rağmen, mera kanunu çıkaralı neredeyse 15 yıla varan bir zaman geçmiş olmasına rağmen hala ne tahsis ne ıslah işlemleri tamamlanamamış ve dolayısıyla hayvancılığın en önemli sorunu bu olmaya devam ediyor. Bu ülkenin önemli zenginlikleri var. Güneşi var, iklimi var, toprakları var. Tarımın da en büyük kaynağı toprak ve sudur. Toprağınız olacak üretim yapacak, suyunuz olacak sulayacak, insanınız olacak onu işleyecek. Bizde hepsi var ama Türkiye maalesef şu son 10-12 yıllık dönemde iki Trakya büyüklüğünde bir alanı tarım dışına bıraktı” ifadelerini kullandı.
“Tuttuğunu koparan bir siyasi ahlayış gerekiyor”
CHP`nin ikinci sıra adayı Bülent Öz ise; “Artık büyük Çanakkale`nin konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Büyük Çanakkale merkeziyle, ilçeleriyle, köyleriyle artık bir bütünü tarif etmeli. Tarihe dayalı turizmiyle, eğitimiyle, deniziyle, coğrafyasıyla, tarıma dayalı sanayisiyle Çanakkale yeniden tanımlanmalıdır diye düşünüyorum. İlçelerimizde gizli kalmış markaları yeniden ortaya çıkarmalıyız. Bu markaları ülke genelinde markalar haline getirmeliyiz. Yıllarca Çanakkale siyaseti halkın iradesini ortaya koyamadı. Çünkü seçimler dışında halkın içinde olmadı. Halkından kopuk bir siyaset izledi. Bu sebeple mecliste halkın sesini siyasi bir duruş, siyasi bir irade içinde açıkçası sergileyemedi. Ne istediğini bilen, kararlı bir siyaseti, Ankara`dan tuttuğunu koparan bir siyasi anlayışı biz getirmek durumundayız” ifadelerini kullandı.
Çanakkale kararını vermeli!
CHP`nin 1`inci sıra milletvekili adayı avukat Muharrem Erkek ise, Çanakkale`nin geleceğe dönük olarak, gelişimi ile ilgili karar vermesi gerektiğini bildirdi. Erkek, “Çanakkale bir karar vermeli artık, bir ortak aklı bulmalı. Çanakkale tarıma dayalı sanayiyi mi destekleyecek, bir üniversite, tarih, turizm, eğitim kenti mi olacak? Yoksa 1/100 bin planda da belirtilen sanayi ve ticareti, termik santralleri, Kaz Dağları`nda altın madenciliğini destekleyecek miyiz? Çanakkale boğazında tershane istiyor muyuz? Bunların ortak akılla belirlenmesi lazım. Niye bunu söylüyorum? Tarım ve hayvancılılık bizim için önemliyse, bizim için tarih, kültür kenti Çanakkale önemliyse, bizim Çanakkale`de bazı şeylere `dur` dememiz lazım. Biz anlayış olarak tepeden, merkezden değil, yerinden yönetimi destekleyen bir anlayışa sahibiz. Onun için Çanakkale`nin geleceğini de Çanakkale`de yaşayan insanlar, Çanakkale halkı, STK`larla, üniversitesiyle, yerel yönetimiyle karar vermeli. Çünkü tepesinde altın madeni işletilen bir yerde, hiçbir turist gelip de sağlık turizminden faydalanmaz. Onun için Çanakkale il olarak mutlaka vizyonunu ortak akılla belirlemesi, o vizyon çerçevesinde projeleri desteklemesi lazım” dedi.