Kanadalı Alamos Gold Şirketi’nin yerli ortağı Doğu Biga Madencilik A.Ş. tarafından yapılmak istenen altın madeni işletmesi alanında çekilen son görüntülerde, 196 bin ağacın kesildiği belirtilmiş ve orman katliamının yaşandığı alanın görüntüleri büyük tepki toplamıştı. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü resmi sitesinden şimdide Yenice İlçesi, Hıdırlar Köyü’nde 27,65 hektar alanda Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından kömür ocağı projesi için ÇED başvurusu yapıldığı açıklandı. Yapılan duyuruda; “Çanakkale ili Yenice ilçesi, Hıdırlar Köyü, i18a3 ve i18a4 paftalarda 27,65 Hektar alan mevkiindeki Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılması planlanan kömür ocağı projesi ile ilgili olarak Çanakkale Valiliğimize sunulan dosyayı P.T.D. Dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği`nin 17. maddesi doğrultusunda incelenmiş ve projeye ilişkin ÇED Süreci başlamıştır. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur” denildi. Önceki Dönem İl Genel Meclis üyesi ve eski Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Hicri Nalbant, konuyla ilgili görüşlerini gazetemiz Çanakkale OLAY’a aktardı. Atikhisar’da yaşanan tek tehlikenin orman katliamı olmadığı, en tehlikeli metalik madenciliğin siyanürlü altın madenciliği olduğunu belirten Nalbant, su kirliliğinden, barajların ömrünün kısalmasına, ağır metallerin doğaya salınarak yüzbinlerce ton suyun kirletilerek yok olmasına… kadar birçok tehlikenin kapıda olduğunu belirtti. Daha birçok ruhsatın kapıda olduğunu belirten Nalbant, bu ruhsatların da verilmesi halinde Kazdağlarının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Nalbant; “3 ruhsatın toplamı 3 bin 400’den fazla ancak bir bölüm alanları eski ruhsatları güncellerken çıkartmışlar. Verimsiz buldukları alanları çıkartarak ruhsat alanlarını küçültmüşler. Böylece ödeyecekleri ruhsat ücretlerini de azaltmış oluyorlar ve bin 900 hektar gibi bir alan bulunmuş. İster bin 900 hektar olsun, ister 3 bin 400 hektar olsun ikisi de çok büyük rakamlar. Bin 900 hektar alanda maden işlenecek olsa bile bu 19 bin dönüm yapar. Bu çok geniş bir alan. Altın madeni vahşi madencilik dediğimiz metalik madencilik içerisinde en tehlikeli olanı. Kirazlı için söylemek gerekirse daha önce küçük ölçekli bir işletme vardı. Küçük ölçekli işletmede 40 bin ton konuşuluyordu. Birden bire kapasite artırımına gidildi. Zaten bu küçük ölçekli işletmenin göstermelik olduğunu söylüyorduk. Öylede çıktı. Kapasite artırımının ardından çıkartılan cevherin ne olacağını soruyorduk, ‘çıkartacağız yığacağız’ diyorlardı. Kapasite 40 bin tonlardan, 25 milyon tonlara çıktı. Yani kapasite çok fazla büyüdü ilave olarak birde zenginleştirme tesisi kurulması planlandı. Hem geniş bir alanda maden çıkartacaklar, hem de zenginleştirme tesisinde siyanürle altın işleyecekler. Bizim bölgemizin tamamı jeolojik olarak kırıklı olduğu için açık ocak olacak. Bu durumda üstte ne kadar ağaç varsa tümü kesilecek. Başlangıçta planlananın çok üzerinde ağaç kesildi. Bu çok daha fazla olacak. Bir hektar alanda orman ağacını olarak 500 ağaç olarak hesaplarsak, bu yüzbinlerce ağacın kesilmesi anlamına geliyor. Dronla yapılan ölçümlerde şimdiden belirtilenin çok üzerinde ağaç kesilmiş” dedi.