Nalbant; “Altın tekelleri azgınlaştı”

Çanakkale Çevre Platformu son günlerde hızla kabul edilen ÇED raporlarına dikkat çekti. Açıklamada Çanakkale Belediye Meclisi de Atik Hisar Barajı ve havzasını kurtarmak konusunda daha duyarlı olmaya davet edildi.

400
Çanakkale Çevre Platformu, Çanakkale ve çevresinde gerçekleştirilen ÇED toplantılarının ardından bakanlık tarafından hızla onaylana ÇED raporlarına dikkat çekti. Sürecin hızla ilerlemesine anlam veremediklerini ifade eden  Çanakkale Ziraat Müh. Odası Şube Başkanı Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant; “ ÇED in hızlandırılmasında ilgili kamu kurumlarının işgüzarlık yaptıkları da dikkatlerimizden kaçmamaktadır” dedi.
 
“Kazdağları dünyanın sorunudur”
Süreci özetleyen Nalbant; “Altın tekelleri ilimizde, Kazdağlarında sondaj çalışmalarını sürdürürken bir yandan da ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme Raporu) sürecini başlatmışlardır. Bu amaçla 7 köyde ,10 işletmede ÇED halkı bilgilendirme toplantıları yapmaya kalkışmışlar.Ancak Kirazlı Köyü dahil tüm köylerde yöre halkı, tüm baskılara rağmen yaşam alanlarına sahip çıktıklarını göstermek amacıyla söz konusu toplantılara katılmayarak tepki göstermişlerdir.Hal böyle iken son günlerde yeni gerçekleştirilmeye çalışılan ÇED lerin daha mürekkebi kurumadan topluca ÇED olumlu belgesi almaya başladıkları görülmektedir. Normal süreler beklenmeden konunun aceleye getirilmesini henüz anlamış değiliz” dedi.
 
Kazdağlarında altın işletmeciliği yapmanın Bandırma’dan Ayvalık’a kadar yaklaşık 2.5 milyon insanın temiz ve güvenilir su kaynaklarını zehirleyerek yok etmek anlamına geldiğini ifade eden nalbant şunları söyledi; “Önemli oksijen kaynağı, karbon yutak alanı, mitoloji alanı kısacası yeryüzü cenneti sayılabilecek ve dünyada bütünlüğü korunabilen az sayıdaki orman alanını flora ve faunasıyla yok etmek anlamına gelmektedir.Bir başka değişle yörede yaşamı bitirmektir.  Bu açıdan bakıldığında Kazdağları dünyanın sorunudur, Türkiye’nin sorunudur, Biga Yarımadasının sorunudur, Çanakkale ve Balıkesir İllerinin sorunudur.Tabiki altın işletmeciliği yapılan ilçelerimiz ve köylerimizin de sorunudur.Buradan görüleceği gibi sorun altın işletmeciliği yapılan birkaç köyün omuzlarına yıkılamayacak ölçüde büyük boyutlardadır. Bu anlamda yöre köyleri Biga Elmalı, Lapseki Şahinli , Bayramiç Muratlar ve Kuşçayırı, Çan Halilağa , Söğütalan ,Kızılelma , Çanakkale Kirazlı da yaşayan yoksul ve onurlu insanlar üzerlerine düşeni yapmışlardır. Buradan onları birkez daha kutluyoruz. Yürüttükleri mücadele nedeniyle mağdur edilmeye çalışılan değerli yurttaşlarımızın yanında olduğumuzu , onlara her türlü desteği vereceğimizi buradan belirtmek istiyoruz.”
 
“Belediye daha duyarlı olmalı”
Çanakkale Belediye Meclisinin Atik Hisar Barajı ve havzasını kurtarma konusunda daha duyarlı olmaya davet ettiklerini bildiren Nalbant; “Kazdağlarındaki termal kaynakları çok uluslu altın tekellerinin uzun süreli kiraladıklarını, gelişmekte olan turizmi baltalamak istediklerini görüyoruz.Bu güne kadar bu konularda hiç sesini çıkarmayan turizimcilerimizi de göreve davet ediyoruz. Her konuda görüş bildirip bu konuda susan Üniversitemizi suskunluğunu bozmaya çağırıyoruz.  Daha henüz işlemler yeni başlamış iken gelişmelerin sonucunu da beklemeden binlerce yılda oluşmuş ormanlarımızı keserek maden şirketlerine alan açma gayreti içersinde olanları ve bu konuda iştahı kabaranları da biliyoruz ve dikkatli olmaya çağırıyoruz” dedi.
 
Nalbant konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Çok uluslu altın tekellerinin işlerini kolaylaştırmak, dolayısıyla yörede yaşamı bitirmek için işgüzarlık yapanları, işbirlikçileri dikkatli olmaya davet ediyoruz.  Kazdağlarında hemen tüm alanlara kolayca maden ruhsatı verenler ve yöremizi kalorifer kazanı haline dönüştürecek ölçekte , ölçüsüz termik santral ruhsatı verenlerle de yargı önünde hesaplaşacağımızı duyuruyoruz. Bundan böyle altın tekellerine, termik santrallere ve yöreye kurulacak dünyanın en kirli sanayilerine yardım ve yataklık yapanları konumu ne olursa olsun kamu oyuna teşhir edeceğizi bildiriyor, tüm yurttaşlarımızı sorumluluğa davet ediyoruz.”
Paylaş