Milli Eğitimin 2017 performansı; ticarileşme!

342

 Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın açıkladığı “2017 Yılı Performans Programı”nın eleştirildiği, Eğitim-İş açıklamasında, 1997-98 döneminde yüzde 30 olan yatırım bütçesinin 2017’de yüzde 8,5’e düştüğü ifade edildi. Eğitim-İş açıklamasında, “AKP Hükümetleri, eğitimi bir yapboz tahtasına çevirerek bilimsellikten uzak, eğitim bilimleri anlayışından yoksun, siyasi çıkar sağlayan, başarıyı nicelikle eşdeğer tutan, niteliksiz bir yapıya dönüştürmüştür. Her gelen AKP’li bakan bir reformcu eda ile göreve başlayıp bir önceki halefinin tersi uygulamaları yeni reform olarak halka yutturmaya çalışmaktadır. Daha yeni uygulamanın çıktısı ortaya gelmeden başka bir uygulamaya geçilmektedir. 1997-1998 eğitim öğretim yılında MEB bütçesinden yatırımlara yüzde 30 pay ayrılırken, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında bu oran yüzde 17 olmuş, 2017’de ise yüzde 8,5’e gerilemiştir. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden yatırımlara ayrılan pay AKP iktidarı döneminde sürekli azalma eğilimi göstermiştir. Eğitim yatırımlarına ayrılan pay, AKP’nin gerçek eğitim politikasını ortaya koymaktadır. Son 15 yılda özel okullara sürekli destek verilirken, devlet okulları kendi sorunları ile baş başa bırakılmıştır. Eğitim bütçesinde uygulanan bu politikalar, velilerin yükünü daha da artırmıştır” denildi. 

 
“Eğitim ticari mal değil temel bir insan hakkıdır”
AKP iktidarları döneminde eğitimin ‘işletmecilik’ anlayışı yürütüldüğü ifade edilen açıklamada, “AKP, 15 yıllık iktidarı döneminde kamu hizmetlerinde, özellikle eğitim alanında piyasa merkezli bir ‘işletmecilik’ anlayışını yerleştirmeye çalışmış, kamusal eğitim alanını daha da daraltırken, özel öğretimin doğrudan desteklenmesi doğrultusunda ciddi adımlar atmıştır. Eğitimi devletin sırtında bir yük olarak gören AKP, eğitim kurumlarını birer ‘ticarethane’, öğrenci ve velileri ise ‘müşteri’ durumuna düşürmektedir. Bu anlayışın devam edeceği programda yer alan, bu yıl özel okul teşvikine 1 milyar 251 milyon 334 bin 800 lira bütçe ayrılması hedefiyle kendini göstermektedir. 337 bin 216 öğrenciye teşvik verilmesi planlanmaktadır” denildi. 
 
“Okullar cemaat ve tarikatların üssü olmaya devam edecek”
Açıklamada, “Programda yer alan ‘Toplumsal değerlerimizin daha fazla özümsenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için değerler eğitiminin eğitim ve öğretim sisteminin bütününde yer alması sağlanacaktır’ ifadesi, eğitim bir yandan hızla ticarileştirilip paralı hale getirilirken, ‘tek din tek mezhep’ anlayışına uygun olarak dini eğitimi yaygınlaştırma çabalarının devam edeceğinin göstergesidir. Değerler eğitimi, toplumsal, sosyal hayatı sürdürebilmek için dürüstlük, doğruluk, dayanışma, özgürlük, demokrasi gibi değerler üstünden verilmelidir. Ancak uygulamalar, AKP iktidarının değerler eğitiminden anladığı tek şey din eğitimi olduğunu ortaya koymuştur.  Değerler eğitimi adı altında cemaat, tarikat ve dini yapılanmaların okullara sorunsuz girişi sağlanmakta, kasalarına devlet kesesinden para aktarılmaktadır” denildi. 
 
Sonuç
Değerlendirmenin sonuç bölümünde ise; “AKP açıkça, eğitimde özelleştirme ve ticarileştirmeye devam edeceği konusundaki iddiasını korumakta ve ‘... değerler eğitiminin eğitim ve öğretim sisteminin bütününde yer alması sağlanacaktır.’ diyerek de ‘inanç sömürüsüne’ devam edeceğini açıkça beyan etmektedir.  Eğitim sisteminde yıllardır yaşanan sorunların aşılması, eğitimin eşit, parasız ve kamusal niteliğinin arttırılması ile mümkün olur. Eğitim-İş olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bilimsel, laik ve demokratik eğitim mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizin geleceğini oluşturacak yeni kuşakların, akıl, bilim ve sanat ortamında barış ve huzur içinde verilen bir eğitim sistemiyle yetiştirilmesi için her türlü dayatmanın karşısında olacağız” ifadelerine yer verildi.
(Oya Koyuncu)
Paylaş