Basın açıklamasını okuyan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çanakkale Şube Başkanı Metin Mutlu şunları söyledi: "Her Aralık ayında sanki annelerimizin rahimleri bir kez daha deşiliyor, yaşlı dedelerimiz, ninelerimiz analarımız baltalarla doğranıyor, kurşunlarla delik deşik ediliyor. Çünkü Maraş acısı tıpkı Çorum, Sivas, Dersim gibi olanca tazeliğiyle yüreğimizde kanayıp duruyor. Kanıyor, çünkü katliamda kaybettiğimiz canlarımızı anmamıza dahi izin verilmiyor. Geçen yıl olduğu gibi buy yıl da Maraş valiliği, Alevi Bektaşi Federasyonu`nun anmaya ilişkin başvurusunu reddetti. AKP hükümetinin valileri de, tıpkı AKP`nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi Alevilere nefretle bakıyor ve katliamlarda kaybettiğimiz canlarımızı anmamızdan rahatsız oluyor. Bir kente giriş tümden yasaklanıyor. Geçen yıl Sivas`ta ve Maraş`ta katılımcıların üzerine biber gazı sıkan, Madımak Oteli`nin önünü anmalara kapatarak katliamın arka planını gözlerden kaçırmaya çalışan hükümetin, protesto ve yitirdiklerimizi anma hakkımızı engellemesi, hak ve özgürlük ilkeleriyle çelişiyor”.
Adalet aramayı sürdüreceğiz
Hükümetin tutumu, ancak ve ancak totaliter rejimlerin uygulamalarıyla izah edilebileceğini belirten Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çanakkale Şube Başkanı Metin Mutlu;”Bizler, kaç yıl geçerse geçsin, Maraş`ta kaybettiğimiz canlarımız için adalet arayacağız ve bu karanlığı aydınlatıncaya kadar çaba harcayacağız. Çünkü bu ülkeye demokrasi, özgürlükler, insan hak ve özgürlükleri gelecekse bunun yolunun Maraş`tan, Sivas`tan geçtiğine inanıyoruz” dedi. Basın açıklamasına Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Eğitim-Sen, TKP, HDK, Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri katıldı. Basın açıklaması "Sivas’ı, Maraş’ı Unutma, Unutturma" "Susma, Sustukça, Sıra Sana Gelecek" "Gün Gelecek Devran Dönecek, Katiller Halka Hesap verecek" sloganlarıyla son buldu.
Halkevinde Maraş katliamı anıldı
Çanakkale Halkevi Başkanı Mehmet Öztürk gösterim öncesi yaptığı konuşmada "1978`de Maraş’ta gerici-faşist çetelerin kontrgerilla tarafından yönlendirilmesiyle Alevilere, demokratlara ve devrimcilere yönelik bir katliam yapılmıştır. Maraş Katliamı ülkeyi 12 Eylül`e götüren provokasyonlardan biridir. Emperyalizmin o dönemlerde ülkeyi daha karanlık ve gerici bir hale getirmek için faşistleri kullanmasıyla bir katliam yapılmıştır Maraş`ta. Bugün de AKP eliyle sürdürülen politikalardan dolayı Malatya`dan Hatay`a Alevi yurttaşların evleri işaretlenmiş, 4+4+4 süreciyle dinsel-mezhepsel ayrılıklar körüklenmiştir. Geçmişten ders çıkarmak bugünü ve yarını görebilmenin yoludur. Bugün bize düşen görev AKP`ye, gericiliğe ve faşizme meydan okumaktır" dedi.
Bu dava divana kalmayacak
Maraş’ın davası sürdüğünü belirten TKP Çanakkale İl Örgütü;”Bu dava divana kalmayacak.Maraş katliamından bugüne 34 yıl geçti. Katliamdan sonra açılan davada 29 idam 7 müebbet hapis ve 321 değişen uzunluklarda hapis cezası çıktı. İdamlar uygulanmadı, 1991 yılında davanın sonlanmasından kısa bir süre sonra çıkan Terörle Mücadele Yasası ile ceza alanların cezası ertelendi ve sonra serbest bırakıldılar. Maraş katliamından mahkum edilenler arasında sonradan milletvekili seçilenler oldu.Yine de: Maraş davası sürüyor!” dedi. Maraş’ın bir etnik temizlik olduğunu açıklayan TKP Çanakkale İl örgütü;”Kentte yaşayan Alevilerin yüzde 80’i daha sonra kenti terk etmiştir. Bugün gerici faşizmin Alevi düşmanlığı sürüyor ve bu sefer katliamlar Türkiye dışına, Suriye’ye taşmış durumdadır” ifadelerine yer verdi.
Maraş bir NATO operasyonudur
TKP Çanakkale İl Örgütü yazılı açıklamasında devamla şunları kaydetti;” NATO’nun gizli orduları Maraş katliamının vurucu gücüdür. NATO, bugün de gizli açık tüm operasyonlarıyla ülkemizde ve bölgemizde katliamlarına devam etmektedir. Maraş anti-komünizmdir. Maraş’ta tekbir sesleriyle mahalleleri yakan kafa Sivas’ta, Gazi Mahallesi’nde, ODTÜ’de yine “komünizmin başını ezeceğiz” diyerek sahne almıştır.”
Maraş davası sürüyor!
“Gericiliğe, Amerikancılığa, ırkçılığa yani faşizme karşı insanlığın davası sürüyor. NATO’yu ülkemizden defetme davası ile sürüyor. Gericiliğe karşı bilimin davası ile sürüyor. Tüm halkımız... Kardeşler. Gelin bu dava divana kalmasın. Aydınlığın, uygarlığın, kardeşliğin, eşitliğin ve özgürlüğün; insan olmanın davası adaletle son bulsun.”