Tunceli Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu, Çanakkale’ye gelerek, Kirazlı Balaban’daki ağaç katliamını yerinde inceledi. Kalitesi bakımından dünyanın önemli su kaynaklarından biri olan Munzur Dağı’nın da kısa süre önce maden sahası ilan edilmesi ile Kazdağları-Munzur Dağı ortak doğa talanına maruz kalırken iki kent ve iki dağın ortak mücadelesinin ilk adımı “Komünist Başkan” lakabıyla tanınan Tunceli Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu’nun Çanakkale’ye gelişiyle atıldı. Maçoğlu, Çanakkale’ye gelerek önce Kordonboyu’nda kent gezisi yaptı, ardından da Kirazlı Balaban Mevkiinde yapılan ağaç katliamını yerinde inceledi. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın da kendisine eşlik ettiği Komünist Başkan Maçoğlu, katliam alanında yaptığı değerlendirmede, “Bu ülkenin farklı bölgelerinde olsa da, hepimiz bu topraklarda yaşıyoruz. Kazdağları’nda, Munzur’da, Hasankeyf’te, Cerrattepe’de, nerede olursa olsun bu tür sorunlara karşı çıkmak zorundayız. Çünkü bu bizim geleceğimiz söz konusu. Çünkü bu çocuklarımızın, torunlarımızın ve bizim dışımızdaki canlıların yaşam alanlarının bir sorunu. Ülkenin serveti gidiyor. Ülkenin servetinin ülkenin dışına çıkarılmaya çalışılıyor. Kapitalist sistemin anlayışının bile aslında gözümüzün içine baka baka sömürü meselesi. Biz, yerüstünün yeraltından daha değerli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü burası Troya bölgesi. İnsanların buraya gelip, görmesi bile bir kazanç. Buradaki tüm bitkilerin yaşaması, gelecekte bizim ve çocuklarımızın yaşamını rahat bir şekilde sürdürmesi anlamına geliyor. Burada akciğerlerimizi yok ediyorlar. Bizi nefes alamaz hale getiriyorlar. Munzur’da yapılanları, Kazdağları’nda yapılanlar ve İzmir’de yaşanan yangını yüreğimizde hissediyoruz. Bu toprakları zehirlemeye çalışanlara karşı ne olursa olsun, karşı çıkmamız gerekiyor. Bu anlamda bizlerde buradaki dostlarımızın mücadelesinin yanında durmak adına ve oradan bir mesaj getirmek adına buradayız. Munzur’a, Hasankeyf’e, Kazdağları’na, Cerrattepe’ye dokunmayın. Geçtiğimiz günlerde Muğla’da da birçok antik kent alanın maden alanı olarak ilan edildi. Bugün kötü bir sarmalın içerisine giriyoruz. Bizim birinci görevimiz, Türkiye’nin tüm hakları ile birlikte üzerinde yaşadığımız toprakları korumaktır” dedi.