Kuraklığın korkutucu haritası

2739
Yaz ayları ile birlikte bahar aylarında da beklene yağışların gelmemesi kuraklık açısında tehlike sinyallerini çaldı. Sosyal medyada medya da paylaşılan son iki yılın kuraklık haritasında Çanakkale en tehlikeli yerler arasında gösterilirken, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan`da önceki gün, kuraklığa karşı alınması gereken önlemlere dair açıklamada bulunmuştu. Çanakkale`nin tek içe ve kullanma suyunu karşılayan Atikhisar Barajı`nda Kasım ayı sonu itibariyle doluluk seviyesi yüzde 22`ye yani 12 milyon 150 bin metreküp suya gerilerken, bu su miktarının bir bölümünün ise çamur tabakası içerdiği bu yüzden kullanılmasının zor olduğu ifade edilmişti. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, DSİ Bölge Müdürlüğü yetkilileri yaptığı görüşmede, Atik Hisar Barajı`nın tarımsal sulamaya geçici olarak kapatılmasını istediği öğrenilmiş, tarımsal sulama için kullanılan su miktarının halkın günlük su ihtiyaçlarına yönlendirilmesi konusunda yetkililer de olumlu görüş bildirdiği belirtilmişti.
"Su kaynakları en fazla ada olan Gökçeada`da da kuraklık tehlikesi"
Çanakkale`nin hemen her barajında su doluluk oranı yarıdan fazla düşerken, su kaynakları en fazla olan 4. Adası Gökçeada`da adanın içme suyu ve Kaleköy ovasının tarımsal sulama ihtiyacını karşılayan göletteki son durumun fotoğrafları da tedirginliği arttırdı. Adadaki göletin fotoğraflarını paylaşan vatandaşlar, "Bir bardak suyun bile çok değerli olacağı günlere doğru adım adım ilerliyor insanlık..." yorumunda bulundular. 
"Kuraklık Erken Uyarı Sistemi` ile önlemler alınmalı"
Prof. Dr. Murat Türkeş`te sosyal medya hesabında açıklama yaparak, `Kuraklık Erken Uyarı Sistemi`ne dikkat çekti. Kuraklık Erken Uyarı Sistemi (KEUS)`un çok disiplinli, çok sektörlü, katılımcı ve işlevsel bir kuraklık yönetim planının ana bileşenlerinden biri olduğunu ifade den Türkeş, bir KEUS`nin ana amacının, merkezi ve yerel yönetimler ile yerel halkı bir kuraklık tehlikesi olduğunda, hazırlıklarını geliştirip tamamlamaları, su varlığı ve ekosistem sağlığının zayıflaması, ürün ve gıda kayıplarıyla bağlantılı olası risklerin azaltılması konusunda uyarmak olması gerektiğini ifade etti. Bilim ve teknoloji destekli böyle bir uygulama, özellikle tarım ve su kaynakları yönetimi için önemlidir. Türkeş yaptığı bilgilendirmede; "Kuraklık afeti ya da genel olarak her türlü doğal afetlere karşı hazırlıklarının iyileştirilip geliştirilmesi ile bu afetlere ilişkin etkilenebilirlik ve risklerin modellenip değerlendirilmesi, olası bir afet olayının yaratacağı tehlike ve tehditleri en aza indirdiği gibi, afeti izleyen (ör. kuraklık, taşkın ve sel, heyelan, deprem, vb.) yardım ve "yaraları sarma" çalışmalarının daha ekonomik ve daha etkili olmasını sağlar. Öte yandan, yavaş ilerleyen ama uzun süreli bir kuraklık olayı (ör. Türkiye`de etkili olan 2007-2008 kuraklığı ve olasılıkla 2020-` kuraklığı vb.) ile birleşen bir KEUS, yerel karar vericilere kuraklık tehdidi ile baş edebilmeleri için yeterli zaman verebilir. Örneğin, böyle bir durumda yerel yöneticiler, acil gıda desteği, ekosistem ve biyoçeşitlilik can suyu varlığını sürdürülmesi, yağmur suyu hasadı yoluyla su toplama ve biriktirme programlarının ivedilikle planlanması ve/ya da geliştirilmiş kuru tarım uygulama ve girişimlerinin oluşturulması ya da geliştirilmesi, vb. eylem ve etkinlikleri gerçekleştirme şansını bulabilirler" dedi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş