Kısacık'ta kader günü; 18 Aralık!

1230

 

Doğan, ilk toplantıda madencilerin arka pencereden toplantıya alınmaya çalışıldığı fotoğrafları paylaştı.
 
Pumice A.Ş. tarafından Ayvacık`ın Kısacık köyü yakınlarında, yapılmak istenen Altın Madeni Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi projesi için İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı 18 Aralık’ta yapılacak. Altın Madeni Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi projesi, son olarak 28 Haziran 2016’da İDK toplantısında ‘ÇED süreci durdurulmuştur’ kararı çıkmıştı. Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün web sayfasında yapılan açıklamada, 18 Aralık’ta Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda İDK toplantısı yapılacağı duyuruldu. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan ve CHP İl Genel Meclis Üyesi Hicri Nalbant, 28 Haziran’da yapılacak İDK toplantısı ile ilgili gazetemiz Çanakkale OLAY’a değerlendirmede bulundu. Doğan, altın madeniyle birlikte çevrede yaşanacak tehlikelere değindi. ÇED yapılmamasına rağmen 1’inci ve 2’nci ÇED toplantılarının dosyalarında ÇED’in yapıldığına dair bilgiler yer aldığını söyleyen Doğan; “ÇED dosyasında bu yalan bilginin yapılmış olması hiç hoş olmadı” dedi. ÇED’in önüne nasıl engel konulursa konulsun, bu ÇED’in yapılacağını söyleyen Nalbant, yapılacak tek işin yargıya gidilmesi olduğunu ifade etti. Sürecin yargıya taşınması halinde gerekli mücadelenin bu kez yargıda verileceğini belirten Nalbant; “Biz o konuda hazırız, yargıya taşırken de oradaki eksiklikleri ayrıntılı şekilde dava dilekçemize kaydediyoruz. Sonraki iş yargının işidir. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik bir hukuk devletidir. Biz de hukuk devleti olduğuna inanarak çalışmaları yargıda yürüteceğiz” dedi.
  
“ÇED dosyasında yalan bilginin yapılmış olması hoş olmadı”
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan; “Toplantıya katılacağız, zaten köylerde de bununla ilgili çalışma yapıyoruz. Bir broşür hazırladık, onu Bayramiç’te Ezine’de Ayvacık’ta Küçükkuyu’da dağıtacağız. Yeni süreçle ilgili yeniden bilgilendirme yapacağız. Üç dört kişilik bir komisyon oluşturduk. Onlar hazırlıkları yapıyorlar. Daha önceki dosyadaki eksiklik, büyük ihtimalle DSİ’nin uygunluk raporunun henüz gelmemiş olmasıydı. Çünkü birinci ÇED toplantısında DSİ’nin yazısı yok. 2 ÇED dosyasındakinde DSİ’nin 1’inci İDK’dan sonraki tarihi ile yazısı olduğunu gördük. DSİ, ‘projenin yapılmasında bir sakınca yok’ demiş. Herhalde onu bekliyorlardı, şu anda o rapor da gelince İDK’yı tekrarlıyorlar. Oradaki içme suyu kaynakları Akçin Göleti, Ayvacık Barajı, bütün bu barajı, göleti destekleyen sular altın madenin altında ve üstündedir. Ayvacık içme suyu ayvacık barajına bağlı. Ayvacık belediyesi buna nasıl sesini çıkarmıyor anlamıyorum. Ayvacık halkının içme suyu kaynağı bir altın madeni projesi ile tehlike altına girecek. En büyük tehlikeyi suların kirlenecek olması ve bu sularla beslenecek olan ovalardaki tarım faaliyetinin olumsuz etkilenecek olması. Çanakkale’nin domatesi, Ezine peyniri, ovalardaki tarımsal alanlarda yapılıyor. 1’inci ÇED dosyasında halkın katılımı ile ilgili maddede, ‘halk bilgilendirilmek istenilmiştir’ diye bir ifade vardı. 2’nci ÇED dosyasında ‘halkın katılımı toplantısı yapılmıştır, soru cevaplarla halk bilgilendirilmiştir’ ifadeler yer aldı sanki toplantı yapılmış gibi. Toplantının yapılmadığına dair Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün imzasını olduğu tutanağımız var. ÇED dosyasında bu yalan bilginin yapılmış olması hiç hoş olmadı. Fotoğraflarda arka pencereden madenciler toplantıya alınmaya çalışılıyor. Ancak orada Bakanlık görevlileri içeri giremeyince toplantı yapılamamıştı.” dedi.
 
“Yapılanlar sanki maden şirketlerinin isteği doğrultusunda yapılıyor”
Proje sürecinde yapılan uygulamaların şirket yetkililerinin istediği şekilde yapıldığını söyleyen CHP İl Genel Meclis Üyesi Hicri Nalbant; “Daha önce Kısacık’ta halkı bilgilendirme toplantısı yapılmıştı. Bizler toplantıya katıldık, toplantıyı yaptırmadık. Burada yaklaşık 300 kişi vardık. Daha sonra süreç beklemeye girdi. O zamanlarda toplantı yapılmış kabul etmişlerdi. Bakanlık için ne yapsanız, ne söyleseniz hiçbir anlamı yok. Yapılanlar sanki maden şirketlerinin isteği doğrultusunda yapılıyor gibi. İDK toplantısı da aynı şekilde yapılacak. Ben orada söylenecekleri ciddi almıyorum. Biz burada uğraşırken, mücadele verirken sanki bakanlıkta ÇED raporu hazırlanıyor. Dolayısıyla bu ÇED’i alacaklar bu belli oldu. Diyelim ki 1-2 ay uzattılar ve 2 ay sonra tekrar yapmaya kalktılar. 2 ay sonra da olsa burada olumlu ÇED alınacak. Burada yapılacak tek iş bunu yargıya taşımak. Biz o konuda hazırız, yargıya taşırken de oradaki eksiklikleri ayrıntılı şekilde dava dilekçemize kaydediyoruz. Sonraki iş yargının işidir. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik bir hukuk devletidir. Biz de hukuk devleti olduğuna inanarak çalışmaları yargıda yürüteceğiz” ifadelerini kullandı.
(Baykal Sağlam)
Paylaş