Kılıç`tan emekçilere çağrı

İş ve ücret güvencesinin adım adım ortadan kaldırılmasına karşı; Tüm Kamu Emekçilerini 27-31 Mayıs`ta kendi referandumuna katılması için çağrı yapan KESK Hukuk, TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Ali Kılıç, ayrıca 5 Haziran`da AKP hükümetine karşı uyarı grevine davet etti.

651
Kamu emekçilerinin sınırlı iş ve ücret güvencesinin adım adım yıpratıldığı ve yok edilmeye çalışıldığı bir süreci yaşadıklarını belirten KESK Hukuk, TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Ali Kılıç; “Bildiğiniz üzere, KESK olarak 5 Haziran 2013 Çarşamba günü bir uyarı grevi yapacağımızı kamuoyuna ilan etmiş bulunuyoruz. Ayrıca tüm kamu emekçilerini onları yok sayanlara karşı, kendi tercihlerini, iradelerini ortaya koymanın bir aracı olarak 27-31 Mayıs 2013 tarihleri arasında yapacağımız referanduma katılmaya çağırmış bulunuyoruz. Her şeyden önce kamu emekçilerin sınırlı iş ve ücret güvencesinin adım adım yıpratıldığı, yok edilmeye çalışıldığı bir süreç yaşıyoruz. Öncesi bir yana geçtiğimiz 10 yıl içinde çalışma yaşamına yönelik çok sayıda düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemeler sonucunda kamu alanında çalışma hayatı olabildiğince kuralsızlaştırılmıştır. En başta kamu yararı ilkesi tahrip edilmiştir. Kamu yararı denince hepimizin aklına halkın genel yararı gelmektedir. Ancak yıllardır çıkarılan yaslarda, fiili uygulamalarda halkın değil sadece bir avuç sermayedarın çıkarı temel alınmıştır. Sonuçta kaynağını halktan alınan vergilerin oluşturduğu kamu hizmetleri ve bir bütün olarak kamu alanı tasfiye ile karşı karşıya kalmıştır. Yaşanan bu dönüşüm elbette ki sadece kamu hizmeti sunanlar olarak biz kamu emekçilerini etkilememiştir. Eşit, parasız, ulaşılabilir, nitelikli bir kamu hizmeti alma hakkı olan yurttaşların hayatını da doğrudan etkilemiştir. Etkilemeye de devam etmektedir” dedi.
 
 
“Sesini yükselten KESK bertaraf edilmek isteniyor”
AKP hükümetine karşı sesini yükselten KESK`in kuşatma operasyonlarıyla bertaraf edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Kılıç; “Diğer taraftan sermaye gelince bonkör emeğe gelince cimri tüm hükümetler gibi AKP hükümeti de çalışanların kazanılmış haklarını hep maliyet olarak görmektedir. Teşvik denince aklına patronlar, tasarruf denince aklına emekçiler gelen AKP iktidarı çarpıtılmış rakamların ardına ne kadar sığınsa da kamu emekçilerinin ve yoksul halkın yaşadığı gerçek enflasyon ortadadır. Sadece adı “toplu sözleşme” olan, evrensel sendikal normlardan çok uzak bir sistemde kamu emekçilerinin maaşlarına sefalet oranında artışlar yapılmaya devam edilmektedir. Maaşlarından, emekliliklerine, sağlık harcamalarından, trafikte geçiş üstünlüğüne kadar kendilerine bin türlü ayrıcalık tanıyan düzenlemeleri yasalaştıranlar sıra emekçilere gelince hep aynı nakaratı tekrar ederek ‘kaynak yok’ demektedir. Sendikal hak ve özgürlüklerin ihlali de artarak sürmektedir. Hükümetin emek karşıtı politikalarına karşı sesini yükselten KESK kuşatma operasyonları ile bertaraf edilmek istenmektedir. Kamuya ait işletmeler teker teker özelleştirilirken kamu hizmetleri “dışarıdan hizmet satın alma” yoluyla piyasa ilişkiler içine çekilmiştir. Kamuda esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma yaygınlaştırılmıştır. Bir yandan mezarda emeklilik, diğer yandan re’sen emeklilik, yeni personel almama, taşeronlaştırma, sözleşmeli-ücretli personel uygulaması, geçici süreli sözleşmeli personel çalıştırma, 4-B, 4-C, 4-D, çakılı sözleşmeli çalışma, geçici-mevsimlik işçilik gibi uygulamalarla kamu kesiminde iş ve ücret güvencesi geçtiğimiz dönemde önemli ölçüde daraltılmıştır. Başta 6111 sayılı torba yasa ve onlarca Kanun Hükmünde Kararname ile kamu alanında taşeronlaştırma yaygınlaştırılmıştır. Kamu istihdamında esnek, performansa dayalı, kuralsız, güvencesiz çalışmada olağanüstü artış olduğunu resmi rakamlar da net olarak ortaya koymaktadır. Kamu emekçilerinin iş ve ücret güvencesi adım adım budayan bu düzenlemeler AKP iktidarına yetmemektedir. Uzun bir süredir 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu değişikliği çerçevesinde yürütülen tartışmalarda AKP iktidarı tarafından kamu emekçilerinin iş ve ücret güvencesinin tamamen ortadan kaldırılması hazırlıkları yapıldığı görülmektedir” diye konuştu.
 
“Mücadeleyi yükseltemeye kararlıyız”
“Bugün kamu emekçileri olarak önümüzde iki yol var. Ya işimize, güvencemize göz koyanlara karşı geleceğimize sahip çıkmak için örgütlü mücadeleyi yükselteceğiz ya da AKP’ye biat eden hükümet memurluğu ile güvencesiz, esnek, kuralsız çalışmanın gönüllü kulları olacağız. Biz tercihimizi birinci yoldan yana kullanarak mücadeleyi yükseltemeye kararlıyız” diyen Kılıç; “İşte bunun için; yalana karşı gerçeğin, haksız-hukuksuz olana karşı adil ve demokratik olanın açığa çıkarılması mücadelesinde, tüm kamu emekçilerini kendi tercihlerini, iradelerini ortaya koymanın bir aracı olarak 27-31 Mayıs 2013 tarihleri arasında yapacağımız referanduma katılmaya çağırıyoruz. Bize sormadan hakkımızda karar alanlara haklarımıza ve geleceğimize sahip çıktığımızı göstermek için tüm yurtta, işyerlerinde, alanlarda sandıklar kurarak oy kullanmaya, kendi referandumlarını yapmaya çağırıyoruz. Sadece bugün TBMM de olan” hükümet memurluğu” yasa tasarısına karşı değil her an bu tasarıya eklenme ihtimali hiç de uzakta olmayan sürgün-rotasyon düzenlemesine, performansa dayalı ücretlendirmeye, uyanık tüccar hesabıyla disiplin cezalarının değiştirilmesine, iş ve ücret güvencemizin tamamen ortadan kaldırılmasına karşı; 5 Haziran 2013 Çarşamba günü yapacağımız GREV ile AKP iktidarını güçlü biçimde uyarmaya davet ediyoruz. Buradan bir kez daha tüm kamu emekçilerine sesleniyor, yarın çok geç olmadan, bugün, iş ve ücret güvencesine, insanca yaşam güvenceli gelecek mücadelesine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir” şeklinde konuştu.
Paylaş