"KHK düzenlemeler bizim için mücadele konusudur"
EMEP Çanakkale İl Örgütü tarafından yapılan açıklamada KHK’lara değinildi. Açıklamada; “Son çıkan KHK’ler hukuksuz AKP rejiminin yasal güvencesi gibi adeta. Tek tip dayatması AKP döneminde gündeme gelen bir uygulama değil biliyorsunuz. Daha evvel 12 Eylül faşizmi tutsaklar şahsında tüm toplumun onurunu kırmak amacıyla tek tip uygulamasını getirmiş, büyük acılar çekilerek, bedeller ödenerek bu saldırı püskürtülmüştü. Geçmişten hiç ders çıkarmayan AKP aynı yoldan yürümeye çalışıyor. Bugün de AKP’nin tek tip dayatması yine püskürtülecektir, üstelik sadece tek tip değil bu rejimin baskıcı ve otoriter politikaları da geriletilecektir” denildi.
“2018 bütçesi KHK’larla getirilmek istenen düzenin bütçesi olmuştur”
Açıklamada, “Bir diğer düzenleme ile 15 Temmuz günü sokağa çıkan bir kısım kişilerin işledikleri suçun üstünü kapatılması ve sonrasında toplumsal muhalefetin, hak arayışlarının karşısına dikecekleri milisleri cezai sorumluluktan kurtarması hedefleniyor. AKP açık kapı bırakmak istemiyor, savunma sanayiini saraya teslim ederken ki, biz bu sektörde dönen bütçenin büyüklüğünü biliyoruz, adeta kuzu kurda emanet edilmiş oluyor, 2018 bütçesi de bu KHK’larla getirilmek istenen düzenin bütçesi olmuştur. Ama bu girişimlerin gösterdiği tek bir gerçeklik vardır, bu da iktidarın korkusudur. Siyasi etkisinin zayıflamasından, iktidar gücünü kaybetmekten ölümüne korkan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu korkuyla iktidar yıkıcı politikalardan, toplumu birbirine kırdıran çatışmalardan geri durmayacak tam tersine kutuplaşmadan ve kutuplaşmanın yaratacağı çatışmalardan beslenmek istemektedir. Bu politikaları boşa çıkaracak olan demokrasi güçlerinin, halk güçlerinin, emek güçlerinin demokrasi mücadelesini ilerletmesi ve ortaklaşması ile mümkün olacaktır. Sendikalar, siyasi partiler, meslek örgütleri ve diğer demokratik kitle örgütleri, OHAL’e ve KHK’lı yönetme politikalarına karşı sokak gösterileri, mitingler, kamuoyuna açık halk toplantıları ve gösterilerle tepkisini göstermeli ve bu gidişi durdurmalıdır” dendi
(Seçkin Sağlam)
