Gökçeada bu gerçeği anlayabilecek ve gereğini yapabilecek mi hep birlikte izleyeceğiz.
Yaşanmış bu felaketlere, karşılaşılan yoğun mağduriyetlere rağmen yetkililerin tavırsız kalmaları çok da alışık olmadığımız bir durum değil.
Yaşamsal değerlerimizi göz göre göre, bile bile yok etmek isteyen bu değerleri kendi karlarına feda eden tavır doğanın sömürüsü üzerinden çalıştırılan rantekonomisidir.
Buda sistemsel bir sorundur.
Doğanın rant adına sömürüsü özellikle bölgemizde yoğun olarak hissedilmektedir.
Çevre mücadelesi geleceğimize sahip çıkmak adına bölgemizde gündemin ön sıralarındaki bir duyarlılıktır.
Bugün Çan Dondurma köyünde altıncı şirketin çevresel değerlerimizi yok etmek adına başlatmak istediği siyanürcü imhaya karşı vatandaşlar gerekli tepkiyi vereceklerdir.
Uzun yıllar Bergama Ovacıkta doğayı yağmalayan şirket gelinen noktada o bölgede sürdürdüğü üretim için gerekli izinleri yenileyemez bir duruma gelmiştir.
Kazdağları Dondurma Köyü bölgesinden çıkardığı cevherin işlenmesini Ovacıkta yapacağını söyleyen şirket şimdi bu politikasını uygulamakta boşa düşmüş, proje şimdiden iflas etmişse de diğer yandan yeni bir risk olarak da bir gelişim yaşanabilir.
Ancak birleşen, bir olan Dondurma ve çevre köylüleri onlara destek olan yaşam savunucuları bu tehditleri boşa çıkaracaklardır.
Gökçeadalılar dere yatağına yapılan müdahale nedeniyle yaşanan bu sorunu bertaraf etmek istiyorlarsa yetkilileri harekete geçirmek noktasında ciddi bir tepki oluşturmalıdırlar.
Yaşanan gelişmeler bunu gerektirmektedir.
Bu sorun uzun yıllardır gündeme taşınan geçen sene yaşanan sel felaketi ile görünür hale gemli,ş son yaşanan felaketle birlikte de artık çözümü için alınması gerekli tedbirler ertelenemez bir karakter kazanmıştır.
Ancak sorun bazı “duygusal “ öğeleri taşıdığından çözüm zorlaşmaktadır.
Çözüm bizde, göstereceğimiz tepkide.
Daha büyük sorunlar yaşamadan bu konuda gerekli duyarlılığı göstermek zamanı gelmiştir.
Arı gibi çalışıyorlar.
CHP milletvekili aday adayları hiç yerlerinde durmuyorlar, o köy senin bu belde benim, bir gün bir ilçede, bir akşam bir başka toplantıda
Milletvekili olma isteğinin önlenemez enerjisi diyelim.
Merak ettiğim; adaylar belirlendikten sonra seçilemeyecek sırada olanlar dahil olmak üzere sıralamada olmayan aday adaylarının nasıl bir performans göstereceği.
İşte o zaman bu enerjinin nasıl bir enerji olduğunu anlayacağız; tamamıyla “duygusal “ mı ,gerçekten toplumsal mı?
Geçmiş yıların deneyimi; seçilemeyecek sıradaki adayların ve diğer aday adaylarının birden enerjilerinin tükendiği ve sahayı terk ettikleri şeklinde bir gelişmenin yaşandığını göstermektedir.
İşte partili olmak, siyaseti toplumsal bir disiplin olarak ele almak tamda bu konuda kendisini gösterecektir.
Erken öten horozlar gibi meydana çıkıp sonradan sesi kesilenlerin deneyimlerini bu kent çok gördü.
Hele böylesine özellikler taşıyan bazılarının aday adaylığı sürecinde ülkenin ve kentin hiçbir sorunu kalmamışçasına medya üzerinden partilerinin Belediye Başkanı Ülgür Gökhan üzerinden spekülasyonlar yapmak nasıl bir yaklaşımdır, doğrusu anlamadım.
Benim anlamamam önemli değil, o aday adayı beni çok iyi anlıyor, her ne kadar sokakta gördüğünde arkasını dönse de, cep telefonumdan “sevgi” dolu mesajlar gönderiyor.
Ne diyelim bu daha başlangıç , daha çok anlatacaklarımız olacak!..
CHP milletvekili aday adayları gerçekten siz neden aday oldunuz bir anlatsanız da bilsek!...
Hele hele geçmişte milletvekilliği yapmış olanların anlatacak çok şeyi olmalı…
Bu arada CHP politikalarıyla ilgisi olmayan, ulusalcı çizgisinin mirasçıları olarak varlığını sürdürmeye çalışan, sosyal demokrat ilkelerin evrensel değerlerini kavramaktan uzak birçok aday adayı var ortalıkta.
Onlar zaten hiç konuşmasınlar, konuştukça zarar veriyorlar.