Henüz kentimizde üniversite yok iken, kurulan bu vakıf kuruluş organizasyonu anlamında şimdilerin Çanakkale’sinde önemli bir gerçekliğe ışık tutmaktadır. Kentin tüm aktörlerinin içinde yer aldığı bu vakıf, kentin gelişimi noktasında tüm kent dinamiklerinin sorumluluk alması aynı zamanda böylesi bir ortak iradenin yaşam bulması konusunda öğretici bir deney olarak karşımızda durmaktadır. Valisinden, belediye başkanına, sivil toplum örgütlerinden siyasi parti temsilcilerine kadar çok geniş bir kesimi kapsayan vakıf örgütlenmesi bu yönü ile günümüzde bir araya gelip birlikte hareket etme konusundaki zaaflarımız için iyi bir örnek olarak kent tarihine damgasını vuran bir gelişme olarak öğretici bir özellik taşıyor.
Kimler var?
Vakıf Yönetimi temsil ettikleri kurumlar temelinde şu isimlerden oluşuyor: “Fikret Koçak (Vali), İbrahim Bodur.(Çan Seramik Fabrikası Murahhas Azası), Reşat Tabak ( Belediye Başkanı), Cengiz Erol ( Deftardar), Niyazi Önen (ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı), Mustafa Ergun Baksı (Baro Başkanı), Adil Pamukçuoğlu (Gıda ve Teknoloji Yüksek Okulu Müdürü), Ali Bozcaada(Esnaf Kefalet Koop. Bşk), Nurettin Dündar (Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Dernek Bşk.), Cavit Gökkaya (Ziraat Odası Bşk ), Necati Oğuz (CHP İl Bşk), İbrahim Engin (AP İl Bşk), Mustafa Kavak (Çanakkale Lisesinden Yetişenler Dernek Bşk), Muhtar Başaran(Hüseyin Akif Terzioğlu Vakıf Temsilcisi), İbrahim Mersin (İl Özel İdare Müdürü)”
Kurumsal desteğinin sürmesi anlamında vakıf senedine konan; ”görev ve memuriyetleri sona eren üyelerin yerine, o görev ve memuriyeti devralan kişiler kurucu üye olacaklardır” kararı dikkat çekmektedir. Kurucu üyelerin dışında kentte çok geniş bir kesimin genel kurul üyesi olarak belirlenmesi ile “Çanakkale Anafartalar Üniversitesi Kurma Geliştirme ve Yaşatma Vakfı’nı” tüm Çanakkale’ye mal etmek üzere bir anlayışın hakim olduğunu görmekteyiz.
Ya sonuç?
Birlikte hareket etme ve kentin önemli bir eksikliğini giderme noktasında bir araya gelen irade ne yazık ki o zamanlarda da sonuç alıcı işlere imza atamamış ve kurulan vakıf akıbetinin ne olduğu bilinmeyen bir yok olma sürecini yaşamıştır. Böylece kuruluşu kadar yok oluşundan da deneyimler çıkaracağımız bir süreç yaşanmıştır.