Kazdağları'nın kalbine dinamit!

17444

 Kazdağları’nda metalik madencilik faaliyetlerinin tehdidi altında. Açılan davalar, yöre halkının tepkileri ve uzmanların bölgedeki çevre dengesi konusunda uyarı ve itirazlarına rağmen, altın madeni şirketlerinin Kazdağları’na yönelik tehditleri devam ediyor. Kendine özgü flora-faunası ile Türkiye’nin ve dünyanın ender doğal miraslarından olan Kazdağları, altın-gümüş madenciliği ile yok edilmek isteniyor. Çağımızın Akha’ları olarak tanımlanan uluslararası maden şirketleri yerli taşeronları ile Çanakkale’de, Kazdağları’nın altını üstüne getirmeyi planlıyor…  Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı havzasından, Çan, Bayramiç, Etili, Söğütalan, Muratlar ve daha birçok yerde yapılan maden çalışmaları, zaman zaman dava süreçleri ve yöre halkının direnişleri ile durulsa da altın sevdasından vazgeçmiyorlar. Bölgede yıllardır faaliyet gösteren Kanadalı Alamos Gold şirketi, Çanakkale’deki taşeronu Doğu Biga Madencilik firması eliyle altın madeni çalışmalarını sürdürüyor. 

 
2012’de tenekelerle kovalanmıştı
2012 yılında bölgede metalik madencilik faaliyeti için ÇED Halkın Katılımı toplantısı düzenleyen şirket, ÇED toplantısını yapamadan köylüler tarafından kovalanmıştı. ÇED toplantısı günü çevre köylerden ve Çanakkale’den direnişe destek vermeye gelen yurttaşlar köye alınmamış, sadece madencilerin para karşılığı getirdiği köylüler toplantıya alınmıştı. Bunun üzerine dışarıdan gelen misafirlerin köye alınmamasını protesto eden Kızılelma köylüleri ise yaklaşık iki kilometre yürüyüp jandarmanın barikatına açarak misafirlerini köylerine gelmesini istemişti. Köy dışında bekletilen Çanakkale ve diğer köylerden gelenler ise tepelerden ve tarlalardan yürüyerek jandarma barikatını aşıp, köye girmişlerdi.  Daha sonrasında ÇED hazırlığı yapan altıncı şirketin görevlilerine tepki göstermişti. Ellerinde teneke ve tencerelerle sokağa çıkarak, başta köy kadınları olmak üzere tüm köylüler, kahvehanede bulunan altıncıları köylerinden kovmuşlardı. Şirket, bu olaydan 6 yıl sonra Kızılelma Köyü’ne, bu kez kapasite artışı ile yeniden geliyor… 
 
Kuzey Biga gitti, Doğu Biga geldi… 
Şirketin Kızılelma Köyü’nde faaliyeti 6 yıl öncesine dayanıyor. 2012 yılında Golder Associates Müh. Müş. Ltd. Şti. tarafından 27,5 hektar büyüklüğündeki ÇED alanında “Çamyurt Altın Madeni Ocağı” Projesi için hazırlanmış olan ÇED raporu ile 3 Temmuz 2012 tarihinde, 2609 No’lu karar ile ‘ÇED Olumlu’ belgesi alındı. Bu dönemdeki proje sahibi ise Kuzey Biga Madencilik Anonim Şirketi idi. Devamında proje sahibi isim değişikliğine gitmiş ve 5 Haziran 2017 tarihinde 9340 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde bu isim değişikliği yayınlanmıştı. Şirket çalışmalarını bu dönemden itibaren Doğu Biga Madencilik Sanayi ve Ticaret A. Ş. adı ile yürütüyor. ÇED başvuru dosyasında açılan davalara ve halkın direnişine yer vermeyen taşeron şirket, 6 yıllık arayı, “2012 yılında proje ‘ÇED Olumlu’ kararı aldıktan sonra, faaliyette herhangi bir gelişme olmamıştır. Geçen süre zarfında proje sahibinin gerçekleştirdiği yeni sondajlar ve genişletilen rezerv alanı ile proje fizibilite çalışmaları yeniden düzenlenerek projenin bir kapasite artışı projesi olarak yeniden hazırlanması kararı verilmiştir” ifadeleri ile üstü kapalı bir biçimde anlatıyor. 
 
Projesi direnişe neden olan şirket, kapasite artışına gidiyor 
Uluslararası Alamos Gold şirketinin taşeron işbirlikçisi Doğu Biga Madencilik, “Çamyurt Altın Madeni Kapasite Artışı Projesi” ile tekrar bölgede faaliyete başlıyor. Doğu Biga Madencilik tarafından hayata geçirilmesi planlanan metalik maden projesinde proje alanı, Kızılelma Köyü yakınlarında bulunuyor. Proje başvuru dosyasında projenin amacı, “Ruhsat alanı içinde tanımlanmış ve raporun bundan sonraki bölümlerinde ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) alanı olarak ifade edilecek koordinatlar ile sınırlı alan dahilinde altın cevherini, açık ocak işletme yöntemi ile çıkarıp, ÇED alanı içinde stoklayarak, ÇED alanı dışında zenginleştirilmesi ile ekonomiye kazandırılması olarak ifade edilebilir. Proje için belirlenmiş ÇED alanı 207,15 hektardır. ÇED alanına en yakın yerleşim 2,5 kilometre mesafedeki Kızılelma Köyü’dür. Ocak alanına en yakın yerleşim birimi de yine Kızılelma Köyü’dür. Yerleşimin ocağa mesafesi 3,0 kilometredir. ÇED alanı içinde yer alacak ünitelerin toplam yüzölçümü ise yaklaşık 93,37 hektardır” bilgilerine yer verildi. 
 
Üretim 6 kat artıyor
2012 yılında ‘ÇED Olumlu’ kararı verilen ve bu konuda davalık olan hatta, dava kapsamında yürütmeyi durdurma kararı verilen alan 27,5 hektarken, bu başvuru dosyası ile söz konusu alan 207,15 hektara çıkarılıyor. Yine ÇED Başvuru dosyasından edinilen bilgiye göre; “Üretim miktarında belirlenen hedefler de değişmiştir. Buna göre, 173 bin tonluk toplam üretim miktarı, kapasite artışı projesi ile 580.000 ton üretime çıkarılmıştır. Bu kapsamda hedeflenen cevher üretimi 81 bin tondan 500 bin tona yükseltilmiştir. Bu başvuru dosyasına konu olan kapasite artışı projesi de yine bir açık ocak işletmesidir. Bu kapsamda projede zenginleştirme faaliyeti öngörülmemektedir. Projede 580.000 ton üretimin fasılalar ile 18 aylık işletme dönemi içinde çıkarılması planlanmaktadır. Bu üretimin 80.000 tonu ekonomik olmayan kaya (EOK) geriye kalan 500.000 tonu cevherdir. İstihraç dönemi öncesinde 3 aylık bir dönem arazi hazırlama ve inşaat çalışmaları için ayrılmıştır. 18 ay sürecek istihraç dönemi sonrasında 9 ay boyunca kapanış çalışmaları gerçekleştirilecektir. Buna göre toplam proje ömrü 30 aydır” denildi. 
 
2 yılda 6 ay boyunca patlatma yapılacak!
“Çamyurt madeninde cevher açık ocaktan patlatma yapılarak çıkarılacaktır” denilen ÇED başvuru dosyasında, “Çıkarılan cevher ocak alanından cevher depolama alanına kamyonlar vasıtası ile taşınacaktır. Burada zenginleştirme faaliyeti öncesi depolanacaktır. Ocakta istihracın tamamlanması sonrasında açık ocağın eni, en geniş bölgede yaklaşık 420 metreye ulaşacaktır. Açık ocağın boyu ise yaklaşık 1280 metreyi bulacaktır. Faaliyet tamamlandığında açık ocak alanında 25 metre derinliğinde bir çukur açılmış olacaktır. Açık ocakta üretim patlatma ile sağlanacaktır. Proje sahibi tarafından belirlenen patlatma programına göre, 2019 yılı 3. çeyreği boyunca (Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları) patlatma işlemi gerçekleştirilecek ve devamında 2020 yılı üçüncü çeyreğinde (Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları) patlatma yapılacaktır. Patlatama sonucu açığa çıkan cevherin ve EOK’nın nakledilmesi, işletmenin 1. yılı olan 2019 yılı ikinci altı aylık döneminde ve işletmenin 2. yılı olan 2020 yılı ikinci altı aylık döneminde gerçekleştirilecektir. Ocakta günlük üretim miktarı (toplamda 2 yıl içinde 6 ay boyunca patlatma yapılacaktır) 3.222,2 ton olarak belirlenmiştir. Ocak alanındaki patlatma faaliyetleri ile ilgili bilgiler ÇED raporunda sunulacaktır” denildi. 
 
Proje orman ve tarım alanı, çevresi doğal ve arkeolojik sit alanı
Depolama işlemi tamamlandığında ortaya çıkan yığının yüksekliğinin ise 20 metreyi bulacağı ifade ediliyor. . ÇED alanında mevcuttaki alan kullanımı kadastral bilgilere göre orman ve tarım alanı olarak belirtilirken, proje alanında yoğun ağaç örtüsü bulunduğu da ÇED dosyasında kayıt altına alındı. Proje dosyasında, “Orman alanı içinde sınırlı açıklıklarda bölge halkı tarım faaliyeti ile ilgilenmektedir. Proje alanına en yakın sit alanı yaklaşık 1,3 km mesafede yer alan 3. derecede arkeolojik sit alanıdır. Bunun dışında yakın olan bir diğer sit alanı yaklaşık 5,8 kilometre mesafede yer alan Kıraç Tepe 1. Derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı’dır” denildi… (Seçkin Sağlam)
Paylaş