Kazdağlarını bakan unuttu, Soydan hatırlattı...

TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü Çanakkale Milletvekili M. Serdar Soydan, Kazdağları’nda yaşanan çevre felaketlerini meclis gündeminden düşürmüyor. TBMM’de Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 2013 yılı bütçe görüşmelerinde söz alan CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, Bakan Eroğlu’na AKP hükümetinin verdiği maden arama ve işletme ruhsatları nedeniyle Kazdağları’nın ölümle karşı karşıya olduğunu söyledi. Soydan; Sayın Bakan, 2013 yılı hedeflerinizde göremediğimiz bir konuyu dile getirmek istiyorum: Çanakkale Kaz Dağları. Biliyorsunuz Kaz Dağları, 2006 dünya dağlar yılında dünyanın en önemli iki dağından biri seçilmiştir. Çok önemli iki sorunla karşı karşıyadır. Birincisi, Kaz Dağları’nda hem kestane ağaçları hem çam ağaçları hastalıktan dolayı hızla kurumaktadır ve derhâl, acilen önlem alınması gerekmektedir ki kestane ağaçları o bölgede yaşayan birçok insanın geçim kaynağıdır.

 

İkinci sorun en büyük sorundur. Kaz Dağları hepimizin bildiği gibi Bandırma’dan Ayvalık’a, hatta Midilli’ye, Gökçeada’ya kadar yaklaşık 2,5 milyon insanın temiz ve güvenilir su kaynağıdır. Küresel iklim değişikliğinden dolayı dünyada su kaynaklarının hızla kuruduğu bir dönemde bir su tehlikesiyle karşı karşıyayız ki Türkiye de dünyada suyu bol olan bir ülke değildir. O anlamda su kaynaklarımıza mutlaka çok önem vermek zorundayız. Yine, Kaz Dağları o Balıkesir ve Çanakkale bölgesinde yaklaşık 750 bin kişinin tarım ve hayvancılıktan dolayı yine ihtiyaçlarını karşıladığı kaynaklardır. Şu anda Hükûmetinizin verdiği maden arama ve işletme ruhsatlarından dolayı Kaz Dağları ölümle karşı karşıyadır”dedi.

 

Altın arama çalışmalarında milyarlarca ton zehirli atık nedeniyle ormanların, çevrenin, su kaynaklarının ve en kötüsü yaşamın yok olacağını kaydeden Soydan, Kazdağları’nı yok etmenin dünyanın ömrünü kısaltmak anlamına geleceğini dile getirdi. Soydan;“Biliyorsunuz, bir gram altını çıkarabilmek için üç ton su kullanılmaktadır Sayın Bakanım, bu kullanılan suya da siyanür katılmaktadır yani biz bir gram altını çıkarabilmek için üç ton zehirli suyu doğaya bırakmaktayız. Burada yaklaşık 338 ton civarında altın olduğu söylenmektedir Kaz Dağları’nda ve yabancı ortaklığı ve yabancı şirketler Kaz Dağları’nı şu anda talan etmektedir, delik deşik etmektedir. Kaz Dağları’nda yaklaşık on, on beş yıl sonra bu altın arama işi, işletme işi bitecektir. Bu altın işletme işi bittiğinde su kaynaklarımız elden çıkacak ve Kaz Dağları milyarlarca ton zehirli atıkla karşı karşıya kalacaktır. On, on beş yıllık bir süreçte yabancı şirketler altını alıp yurt dışına gidecek, bize bırakacakları para yaklaşık 10-15 milyar lira civarındadır, iyimser bir rakamla 20 diyelim, ama her yıl Kaz Dağları’nın sadece tarım ve hayvancılıktan ülke ekonomisine bıraktığı para 7 milyardır. Mantık bunun neresindedir? Bu para gidecektir, Kaz Dağları ortadan kalkacaktır ve bu, sadece Çanakkale, Balıkesir bölgesi değil, Türkiye milyarlarca ton zehirli atıkla karşı karşıya kalacaktır. Bu zehirli atıkları da alıp götürecekler mi? Orman yok olacaktır, çevre yok olacaktır, su kaynaklarımız yok olacaktır ve en kötüsü yaşam yok olacaktır yani Kaz Dağları’nı yok etmek demek dünyanın ömrünü kısaltmak anlamına gelir. Derhâl bu işin çözülmesini diliyorum” diye konuştu.