Kazdağları için yeni umut; Orman Yönetim Konseyi!

1978

 Orman Bölge Müdürlüğü’nün başvurusunu yaptığı Orman Yönetim Konseyi (FSC) sertifikası ile ilgili yetkili sendika olarak Çanakkale’ye gelen Tarım Orman İş Genel Başkanı Şükrü Durmuş, rapor hazırlayacaklarını ifade etti. Durmuş, “Bugün yine Kazdağları’ndayız. Su ve Vicdan Nöbeti’nin bulunduğu yerde sizlerle beraberiz. Bugün burada yürütülen mücadelenin üç yıldır, Tarım Orman İş Sendikası, gerek dağların ortağı olarak, gerekse burada yürütülen mücadeleye fiilen ortak olarak içinde yer alan bir sendikadır. Bugün farklı bir çalışma için buradayız. ‘FSC’ dediğimiz, Türkçesi ‘Orman Yönetim Konseyi’ yani Birleşmiş Milletlere bağlı 180 ülkenin ortak olduğu bir kuruluşun görevlendirmesi sonucu bugün Çanakkale’deyiz. FSC’den kısaca bahsedecek olursak, Orman Yönetim Konseyi güçlü bir ayak üzerine inşa edilmiş bir kurumdur. Bu kurumun, birinci amacı sürdürülebilir ormancılık politikalarıdır. Yani ormanların işletilirken korunması yöntemidir. İkinci görevi, çevresel etkilerin minimize edilmesi, yeni gerek ormanların işletilmesi sürecinde gerekse orman ürünlerinin sanayide işletilmesi sürecinde çevreye olan etkilerinin azaltılması konusudur. Üçüncü görevi ise bu süreçte çalışan tüm işçilerin başta iş sağlığı ve güvenliği koşullarına, kurallarına uygun çalışmaları sosyal güvenlik çatısı altında olmaları ve sendikal hak ve özgürlüklerin uluslararası normda da kullanıyor olabilme konusudur. Sendikamız Türkiye’de FSC’ye üye olan tek sendikadır. Özellikle Çanakkale’de, yani Kirazlı’daki büyük yıkımın Türkiye ve dünya kamuoyuna oturmasından sonra merkezi Almanya’da bulunan FSC tarafından sendikamız daha önce sertifika talebinde bulunan, Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü’nün faaliyetlerini yakından izlemek, incelemek ve bunları bir rapora dönüştürerek kendilerine sunmak adına bizleri görevlendirmiştir. Sendikamız da bu anlamıyla iki orman mühendisi arkadaşımız, bir de çevre konusunda uzman, Çevre Komisyonu’nda Kamil Aru ve ben İşçi Hakları konusunda rapor düzenlemek üzere Çanakkale’ye geldik. Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü’nün faaliyetlerini inceledik, bazı bilgiler aldık. Bunları rapora dönüştüreceğiz. Herkesin bildiği gibi, burada Alamos Gold tarafından doğaya yapılan tahribat giderek büyüyor. Böylesi tahribata izin veren kurumun, böylesi bir sertifikayı hak etmediğini hem Türkiye kamuoyu hem de dünya kamuoyunun bilmesi gerekir. Bugün burada biz bunu rapora dönüştürüp ve gerçekten bu sertifikanın verilmemesi yönünde gerekli sunuyu yapacağız. Bizler gerek sendika olarak, gerekse ülkenin duyarlı insanları olarak yaşanabilir bir dünyanın mücadelesini yürütmekteyiz. Yani insana yaraşır bir doğanın var olmasını, doğaya yapılan bu tür bir katliama karşı yürütülen mücadelenin de sadece burada değil, Türkiye’nin her yerinde karşı olarak mücadelenin içindeyiz. Birçok süreci de hep birlikte yürütüyoruz. Umarım yetkililer bu tür aldatmacalarla, yani sanki uluslararası standartlara uygun üretim yapıyormuş gibi sertifika taleplerini geri çekerler ya da bu vahşi yıkımdan bir an önce vazgeçer ve doğa yaşamına kendi haliyle devam eder. İnsan doğasız yapamaz, ama doğa insansız yaşar. Yani doğasız asla yaşam olmaz. Onun için yaşam alanlarımıza ve geleceğimize sahip çıkma adına her türlü mücadeleyi birlikte yürüteceğiz. Gerçekten duyarlı doğa dostlarının yanı sıra genç insanların doğasına ve geleceğine sahip çıkma adına burada vicdan nöbeti duymaları gerçekten sevinç kaynağıdır. Umarım bu mücadele başarıya ulaşır ve bu işgalciler bir an önce ülkemizi ve doğamızı terk ederler” dedi.

(Seçkin Sağlam)
Paylaş