Kazdağları Hepimizin!

2056

 Çanakkale’nin alternatifsiz, ‘tek’ içme ve kullanma suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’nın su toplama havzası üzerinde, tamamı ormanlık alan olan geniş arazide Kanadalı şirket Alamos Gold’un yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik A.Ş, tarafından madencilik faaliyetleri kapsamında ağaç katliamları devam ediyor. Bu duruma başından beri sessiz kalmayan Çanakkale halkı, son çare olarak Kirazlı Balaban’da ‘Su’ nöbetine başladı. Çanakkale Belediyesi ve Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi tarafından organize edilen su nöbeti hafta sonu boyunca devam etti. Belediye Başkan Yardımcıları Rebiye Ünüvar ve İrfan Mutluay, su nöbetini başından itibaren takip etti. Nöbete zaman zaman Belediye Meclis Üyeleri de katıldı. Geçtiğimiz hafta düzenlenen çevre mitingini görmezden gelen, ağaç katliamını sürdüren altın madenine karşı, ağacını, havasını, suyunu savunan Çanakkaleliler, Kirazlı Köyü Balaban Mevkiinde su ve yaşam hakkı nöbetine katıldı. ‘Kaz Dağları Hepimizin’ sloganıyla yapılan ‘su hakkı nöbeti’ kısa sürede ilgi görürken, nöbetin altın madeninin sürdürdüğü ağaç katliamı sonlanana kadar süreceği öğrenildi. Son olarak dün de CHP Genel Başkan Yardımcısı, Genel Sekreteri ve Çanakkale Milletvekili Av. Muharrem Erkek, CHP Milletvekili Özgür Ceylan, CHP YDK Serdar Soydan, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, çevre aktivistleri ve vatandaşlar katıldı. Su nöbetine katılan heyet, maden sahasında incelemelerde bulundu

 
“Memlekete hizmet bu mu?”
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Genel Sekreteri ve Çanakkale Milletvekili Av. Muharrem Erkek; “Kazdağları, çığlık atıyor. Bütün dünya duydu, duymak istemeyen bir tek iktidar kaldı. Burada güvenlik görevlileri, jandarmamız görevini yapıyorlar. Bizim mücadelemiz, onlara talimat verenlerle. Bizim mücadelemiz, doğa katliamına izin veren iktidarla. Buranın Kazdağları olmadığını iddia ediyorlar. Kazdağları, bir ekosistemdir ama daha bunun bile bilincinde değiller. Burası, Kazdağları’nın etekleridir. Biz, bu güzel coğrafyayı, bu güzel şehri, tarım ürünlerimizi, havamızı, suyumuzu Kazdağları’na borçluyuz ve biz çocuklarımızın geleceği için Kazdağları’nı korumak zorundayız. Binlerce yıllık bir tarihe ihanet ediliyor. Memlekete hizmet bu mu? Yüz binlerce ağaç kestiler. Yalnızca bu bölgede de değil. Kazdağları’nın birçok yerinde maden faaliyetleri sebebiyle doğal denge bozuluyor. Rant uğruna, altın uğruna doğanın dengesini bozmaya kimsenin hakkı yok. Bu projeler, Çanakkale’nin vizyonuna da aykırı. Çanakkale’nin üniversite, tarih, kültür, turizm kenti olmasını istiyoruz. Kazdağları, bir ekosistem olarak, eko turizmiyle, tarım ürünleriyle, doğasıyla, binlerce yıl insanlığa hizmet edecek, ekonomik gelir getirecek bir yapıyken bu yapı, insan eliyle altın uğruna, rant uğruna bozuluyor. İktidar sahipleri, gaflet, dalalet ve hıyanet içerisindedir. Memlekete hizmet ediyoruz diyenler, burayı görsün” dedi. 
 
“AK Parti grubu bu önergeye neden ‘Hayır’ verdi?”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erkek; “Bizim mücadelemiz samimi. ‘Kazdağları araştırma önergesini görüşüldüğü gün mecliste 6 CHP Milletvekili vardı’ diyorlar. O gün 18 Temmuz’du. 18 Temmuz’da İstanbul’da Gezi Davası’nın duruşması vardı. 18 Temmuz’da İstanbul’da İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu’nun davası vardı. Hepimiz o davalarda katılmak için İstanbul’daydık. Ben de Hukuktan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak Milletvekillerimizle birlikte İstanbul’a gittim. Zaten mecliste bizim bütün haklı araştırma önergelerimiz, otomatik olarak reddediliyor. Orada 6 CHP milletvekili olsa ne olur, 60 olsa ne olur? AK Parti grubu buna neden ‘Hayır’ verdi. Sorgulamamız gereken bu. Sizin ‘Hayır’ oylarınızla bu önerge reddedildi. Meclis açıldıktan sonra araştırma önergemizi yeniden meclise indireceğiz. O zaman ne yapacaklar hep birlikte izleyeceğiz. Kim samimi, kim değil, siz de görün. Bu mücadeleyi hep birlikte yürütmemiz gerekiyor. Bu doğa katliamına, siyanürlü altın madenciliği faaliyetlerine hiç kimsenin destek vermemesi gerekiyor. Bu mücadele siyasi bir mücadele değildir. Bu mücadele, bu topraklarda doğmuş, yaşamış insanlar olarak, çocuklarımızın geleceği, doğa için verilen bir mücadeledir. Suyumuz, havamız, tarım ürünlerimiz kirlenirse, insanımız ne yapacak? Bu yüzden herkesin duyarlı ve samimi olması gerekiyor. Memlekete en anlamlı, doğru ve gerçekçi hizmet, bu faaliyetlerin derhal durdurulmasıdır. Bu faaliyetler devam ettiği sürece doğa katliamı devam edecek. Bizi yönetenler, iktidar sahipleri şuanda görevini yapmıyor. Aksine bu doğa katliamını normal karşılıyor. Eğer bu faaliyetler durmazsa, bu mücadele büyüyecek” dedi. 
 
“Birisi bir gün buna dur diyecek”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan; “İptal kararına rağmen, eksik ÇED kararına rağmen orman kesimi devam etti. Ormanı Orman Müdürlüğü kesti, biz kesmedik diyebilirler ama ne amaçla kesildiği belli. Buradaki ağaçların kesilmesine gerek olmadığı halde kestiler. Daha sonra da yürütmeyi durdurma kararını iptal ettiler. Tabi başka mücadelelerimiz devam ediyor, edecek. Sonuç itibariyle biz, burada hukuk mücadelesi veriyoruz. Fakat şirket, izni alıyor, tel örgüyü çekiyor, güvenliği koyuyor ve imam bildiğini okuyor. Biz de ‘Vatandaş, buraya gel ve ne olduğunu gör’ diyoruz. Buraya daha çok insanı getirmemiz gerekiyor. Çanakkale’de bunu görsellerle her yerde afişe edeceğiz. Hatta olayı onların yaptığı gibi biz de ulusal medyaya ilan vereceğiz. Özellikle midilli adasıyla diyalog içerisinde olup, onları da bu mücadelenin içerisine çekmeye çalışacağız. Biz, yasal bir süreçte eylem yapmak zorundayız ve mücadele ediyoruz. Umuyorum, birisi bir gün buna dur diyecek. Zaten şu haliyle bile bir vahşet görüntüsü var. Karşıdaki tepeler de gidecek. Bütün bunların yer altı sularıyla, yöredeki oksijen miktarının dengesiyle çok ciddi riskleri var. Çan Termik Santrali, dumanını gece havaya salıyormuş. Cem Seymen, bunu fotoğraflamış, kendisine teşekkür ediyoruz. Çevre Bakanlığı, Çevre Müdürlüğü nerede? O da bizim için risk” dedi.
(Baykal Sağlam-Seçkin Sağlam)
Paylaş