Türkiye Büyük Millet Meclisi`nde görüşülmesi beklenen, "Enerji Kanunu ve Bazı Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" Türkiye genelinde tepki çekmeye devam ediyor. Teklifle, madencilik sektöründe bürokrasi azaltılarak, ruhsat işlemlerinin hızlandırılması amaçlanıyor. Söz konusu kanun teklifi, 3065 Sayılı KDV Kanunu, 3213 sayılı Maden Kanunu, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu olmak üzere 7 adet kanunda değişiklik yapılmasını öngörüyor. Geçtiğimiz gün saat 17:00`da Truva Atı önünde bir araya gelen Kazdağları Dayanışması, torba yasanın geri çekilmesi istemiyle basın açıklaması gerçekleştirdi.
Gerçekleştirilen basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Tüm itirazlarımıza rağmen `Torba Yasa Teklifi` hala geri çekilmedi. Maddeler tek tek görüşüldü ve bazı düzenlemeler yapıldı. Ekoloji Birliği olarak teklif ile ilgili eleştirilerimizi Komisyon`a yazılı olarak iletmiştik. Madencilik Kanunu`nda değişiklik öngören Madde-3 ve Madde-5`e olan eleştirilerimiz komisyon üyesi muhalefet parti vekillerince ısrarla dile getirilmiş ve komisyon bu eleştirileri dikkate almak zorunda kalmış ve söz konusu maddeler revize edilerek büyük bir yanlıştan dönülmüştür. Ancak kaşıkla verip kepçeyle almak misali, teklife yeni bir madde eklenerek (Madde 6), `Ruhsat Sahası Dışında Geçici Tesis Kurulması" başlığı altında, özetle, `Ruhsat alanının çeşitli nedenlerle uygun olmaması, özel mülkiyet izinlerinin alınamaması durumlarında Ruhsat sahası dışında geçici tesis kurulmasına izin alınamaması durumlarında Ruhsat sahası dışında geçici tesis kurulmasına izin verilebilecek. Bu madde oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilecek ve ruhsatsız alanlar madenciliğe açık hale getirilecektir. Şirketler, işletme projelerini zamanında bilimsel ve rasyonel olarak hazırlamak ve buna uygun ÇED izinlerini almak zorundadır. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve ruhsat alanlarını rasyonel kullanmayan şirketlerin eksik ve kusurlarının sonuçlarına müsamaha gösterilemez. Bu teklifte, maden ve enerji şirketlerini denetleyen mekanizmalar `bürokratik engel` olarak tanımlanıyor. Kamu yararına hizmet etmeyen, sermayeyi önceleyen, kamulaştırma işlemlerinin hızlı ve denetimden uzak gerçekleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmak isteniyor."
Ruhsatsız alanlar madencilik faaliyetlerine açılıyor
Teklif ile yapılmak istenilen değişikliklerin ifade edildiği açıklamanın devamında; "Ruhsatsız alanlar madencilik faaliyetlerine açılıyor. Ülkenin yüzölçümünün büyük bir bölümü zaten madencilik alanları olarak ruhsatlandırılmışken bu alan denetimsiz bir şekilde daha da büyütülüyor ve ne olduğu tanımlanmamış geçici tesisler yapılabiliyor. Havaya çok miktarda kimyasal ve zehirli gaz salan, araba lastiği, orman ürünleri ve çöp yakarak elde edilen enerji "yenilenebilir" sayılıyor ve teşvik ediliyor. Bu teşvik ile biyokütle santrallerinin önü daha da açılıyor. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) kapsamı genişletilerek Karadeniz derelerinde ekolojik yıkımlara ve sel felaketlerine neden olan HES`lerin sayısının artmasın neden olunuyor. Cumhurbaşkanı izni ile T.C. Kanunlarından muaf enerji şirketleri kuruluyor. Enerji yatırımları için gereken taşınmazlar kolayca, kamu yararı kararı olmaksızın istimlak ediliyor ve halkın, köylünün toprakları sermayeye peşkeş çekiliyor. Dağıtım şirketlerine çeşitli kolaylıklar sağlanarak daha fazla kar elde etmeleri sağlanıyor. Jeotermal alanların ihalesi daha da kolaylaştırılarak JES`lerin sayısının daha da artmasına neden olunuyor. Ülkemizin her yerinde köylüleri ve halkı canından bezdiren, ekolojik yıkımlara yol açan, havayı, su kaynaklarını ve tarım alanlarını kirleten ve HES`ler, JES`ler ve RES`lere YEKDEM destekleri devam ettiriliyor. Bu santrallerin sayısı kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da arttırılıyor." denildi.
"Karın şirketlere, zararın halka yıkılması..."
Açıklamanın sonunda şu ifadelere yer verildi; "Bu kanun teklifinde halk yok, enerji demokrasisi yok, enerji tasarrufu yok, enerji verimliliği yok, ekolojik duyarlılık yok. Teklifte, enerji ve maden şirketlerine daha fazla destek, daha fazla kıyak, kamu denetiminin ortadan kaldırılması, tüm yetkilerin tek adamda, Cumhurbaşkanı`nda toplanması, karın şirketlere, zararın halka yıkılması ve ekolojik yıkım var. Halihazırda uygulamada olan kanunların bile koruyamadığı doğayı daha da fazla tahrip edecek, sermayenin sahip olduğu ayrıcalıklara yenilerini ekleyerek halkın omuzlarına yeni yükler bindirecek bu kanun teklifi geri çekilmelidir."
(Atakan Alkış)