Kazdağları buluşması sona erdi!

621
Arıklı Dayanışması ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından düzenlenen "Kazdağları Buluşması" yoğun bir ilgiyle gerçekleşti. Etkinliklerin ilk gününde Ayvacık`ta "Uranyum Madenciliğinin Çevre ve Sağlık Etkileri" başlıklı panel düzenlendi. Panelde ilk sunumu Mersin Tabip Odası önceki dönem başkanı Dr. Ful Uğurhan gerçekleştirdi. Mersin Akkuyu Nükleer Santralı Projesi`ne karşı yıllardır mücadele içerisinde aktif olarak yer alan Dr. Uğurhan, uranyumun özellikleri, kullanım alanları ve radyoaktivitenin sağlığa etkileri hakkında bilgi verdi. Çernobil ve Hiroşima`dan örnekler veren Dr. Uğurhan, savaşın da bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. Dokuz Eylül Üniversitesi emekli öğretim üyesi Dr. Enver Yaser Küçükgül ise bir kimyacı olarak atomdan başlayarak, elementleri, uranyumu, radyoaktiviteyi tarif etti ve radyo aktivitenin insanı ne şekilde etkilediğini anlattı. Uranyum arama sondajları ve uranyum madenciliği hakkında bilgi veren Dr. Küçükgül, Manisa Köprübaşı ve Söke Kisir köyünde gerçekleştirdiği ölçümleri ve bölgede yaşananları aktardı. Dünyadaki nükleer enerji politikalarını eleştiren Dr. Küçükgül uranyum madenciliğinin ülkemize hiçbir yararının olmayacağını ve çok uluslu şirketlerin karına kar katacağını belirtti. Arıklı`da MTA sondaj alanındaki izlenimlerini de paylaşan Dr. Küçükgül, sondajın çevreye zarar verdiğini bizzat gördüklerini, kullanılan kimyasalların masum olmadığını, ağır soda ile uranyumun çözeltilerek cevherleşme ölçümlerinin ve testlerinin de yapılıyor olabileceğini ifade etti ve "Sondaj acilen durdurulmalıdır." dedi.
Sanatçılar uranyuma karşı söyledi... 
Etkinliğin ikinci gününde Nusratlı Köyü Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği (NUSRATDER)`in ev sahipliğinde saat 16.00`da aşure hayırı gerçekleştirildi. NUSRATDER Başkanı Mutlu Karabulut`un açılış konuşmasından sonra Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, MTA`nın uranyum ve toryum arama sondajı süreci ile ilgili bilgi verdi. Ardından Dr. Enver Yaser Küçükgül uranyum arama sondajının ve uranyum madenciliğinin zararları anlattı ve Arıklı`da şu aşamada yaşanan çevre felaketi hakkında bilgi verdi. Etkinlikler Doğa için Sanat Derneği tarafından gerçekleştirilen resim atölyesi ile devam etti. Köyün minik ressamları radyasyonun tehlikelerinden duydukları endişeyi tuvallere yansıttı. Aynı gün akşam Nusratlı`da "Zeybek Havaları" ile sahne alan Prof. Dr. Cenk Güray, Ali Fuat Aydın, Sinan Şimşek birbirinden güzel zeybeklerle harika bir müzik ziyafeti sundu. Midilli`den bir zeybek ile sona eren bölümden sonra sanatçı Tolga Çandar sahneye çıktı. Çandar, "Dostlar merhaba" türküsü ile başlattığı dinletisine "Çanakkale İçinde Vurdular Beni", "Kışlalar Doldu Bu Gün", "Çekemedim Akça Kızın Göçünü", "Mavi Gözlüm" gibi türkülerle devam etti. Türkü aralarındaki esprileri ile de herkese hoş dakikalar yaşattı. Tüm sanatçılar, uranyum arama sondajından dolayı endişelerini dile getirerek aramanın bir an önce sonlandırılmasını istedi. Konserin ardından Nusratlılı kadınlar sanatçılara hediyelerini verirken "Bölgemizde Uranyum İstemiyoruz." dedi.
"Uranyum Uğruna" paneli gerçekleşti 
Etkinliklerin üçüncü gününde ilk etkinlik Arıklı Köyü`nden kadınların açtıkları yerel ürün stantları oldu. Kadınların köylerinde ürettikleri zeytin, zeytinyağı, salça, turşu, ekmek, reçel, tarhana, erişte, ceviz, el işi gibi ürünler büyük ilgi gördü. Arıklı Muhtarı Fevzi Özkan`ın açış konuşmasından sonra gelen konuklara keşkek, nohut, pilav ve ayrandan oluşan Uranyuma "Hayır" yemeği ikram edildi. Doğa için Sanat Derneği (DİSDER)`nin Arıklı`da gerçekleştirdiği resim atölyesine çocukların ilgisi büyük oldu. Çocuklar uranyum ve madencilik ile ilgili endişelerini ve tepkilerini resimlere döktüler. DİSDER`li ressamlar da etkinliğin amacına yönelik resimler yaptılar. Kazdağları Buluşması`nın son etkinliği ise "Uranyum Uğruna" başlıklı panel oldu. Arıklı Kocaçeşme`nin yanında, su şırıltısı eşliğinde yapılan panelin ilk konuşmasını Evrensel Gazetesi yazarı Özer Akdemir yaptı. Akdemir, Manisa Köprübaşı ve Söke`nin Kisir Köylerinde, uranyum araması ve işlemesi yapılan bölgelerde bilim insanları ile birlikte yaptıkları radyoaktivite ölçümleri hakkında bilgi verdi ve o bölgelerdeki çalışmaların çevreye ve insan sağlığına olumsuz etkilerini anlattı. Bu yörenin de aynı duruma düşmemesi için mücadelenin aktif bir şekilde her alanda sürdürülmesi gerektiğini belirtti ve diğer bölgelerdeki mücadelelerden örnekler verdi. İkinci konuşmacı Söke Kisir Köyü muhtarı Baki Suna ise uranyum araması ve bir dönem cevher işlenmesi nedeniyle köylerinde radyasyon olduğunu, bu durumun bağımsız bilim insanları tarafından raporlarla belgelendiğini söyledi. Köylülerinin kanserle boğuştuğunu, artık genç kadınların kansere yakalandığını ancak uranyumlu alanlarda kamu tarafından herhangi bir önlem alınmadığını, bu konuda mücadeleye devam ettiklerini ve Arıklı ve Nusratlı Köylülerinin yanlarında olduklarını belirtti. Panelin ardından söz alan Arıklılı kadınlar köylerinde uranyum istemediklerini, bu konuda mücadeleye devam edeceklerini ve devletten sorumluluk beklediklerini söylediler. Etkinlik, tüm katılımcıların "Uranyum Değil, Yaşamak İstiyoruz." sloganları ile son buldu.
(Seçkin Sağlam-Nevin Yüksel)
Paylaş