Ekoloji Birliği Yürütme Kurulu Kazdağlarına sahip çıkmak ve buradaki mücadelenin önemine yeniden dikkat çekmek için olağan yürütme kurul toplantısını Çanakkale’de yaptı. Toplantının ardından yapılan basın açıklamasında Su ve Vicdan Nöbeti eyleminin simge haline geldiği belirtilerek; “Bütün ülkeye umut olan Kirazlı Mücadelesinin kazanılması son derece önemlidir” denildi. Yöre halkının mücadeleye daha çok çekilmesinin önemine vurgu yapılan açıklamada; “Mücadelenin yeni düşünceler ve yeni yaratıcı yöntemlerle, emek vermek isteyen herkesi kucaklayarak sürdürülmesi temennimizdir” denildi. Özellikle siyanürle altın ayrıştırma işletmeciliği projelerine karşı verilen mücadele ekoloji mücadelesinde ilk sıralara yükseldiği ifade edilen açıklamada; “Kazdağı’nda yürütülen mücadelenin yangın yerine dönen ülkemizin Munzur, Ordu, Fatsa, Murat Dağı, Artvin, Hasankeyf, Aydın, Manisa gibi diğer bölgelerinde verilen mücadeleler ile birleşmesi, kucaklaşması çok önemlidir” denildi. Yapılan açıklamada; “Ekoloji Birliği olarak Kazdağları’nda ve ülkenin her yanında verilen mücadeleyi büyütmek için buradayız. Kazdağları ve çevresinde 10 yıldan fazla bir süredir yaşam savunusu mücadelesi verilmektedir. Hem alanlarda verilen mücadele, hem de hukuk mücadelesi altın madenciliğinde süreci oldukça yavaşlatmayı başarmıştır. TÜMAD’ın Lapseki ve İvrindi Altın Madeni Projelerinin başlanılmasının önüne geçilememiş olsa da diğer projelerin bir kısmı durdurulmuş bir kısmında da başlanılmaması sağlanmıştır. Kirazlı Altın Madeni Projesi için ise en az 195 bin ağaç kesilmiş olup alan hazırlanmaya çalışılmaktadır. Kirazlı Altın Madeni Projesi kapsamında kesilen ağaçlar ve yok olan orman ekosistemine ilişkin görüntülerin sosyal medyada paylaşımı, Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği’nin 17 Temmuz Basın açıklaması çağrısı ve Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi’nin daveti ile mücadele yeniden alevlenmiştir. Ekoloji Birliği de bu süreçte mücadeleye desteğini açıklamış ve bölgeye yakın olan bileşenleri ile mücadeleye aktif olarak katılmıştır. Bileşenlerimizin Bölgeye yaptıkları ziyaretler de devam etmektedir” denildi.
“Kirazlı nöbet alanı ekoloji mücadelesi açısından uluslararası boyutta da simge haline geldi”
Atikhisar’da başlayan nöbet eyleminin önemine vurgu yapılan açıklamada; “ ‘Su ve Vicdan Nöbeti Komitesi’nin çağrısıyla Kirazlı’da başlanan çadırlı nöbet, 5 Ağustos Büyük Buluşma çağrısı ve Fazıl Say konseri tüm ülkeden destek bulmuş ve bölgeden ve ülkenin her yanından yaşam savunucuları ve bileşen örgütlerimiz akın akın bölgeye gelmiştir. Gelinen noktada “Kirazlı nöbet alanı” ekoloji mücadelesi açısından tüm ülkede ve hatta uluslararası boyutta da simge haline gelmiştir. Nöbet alanındaki çadırlı direniş tüm ülkeye umut vermektedir. Bir yandan da Çanakkale Merkez’de yapılan çalışmalar çok kıymetlidir. Bütün ülkeye umut olan Kirazlı Mücadelesinin kazanılması son derece önemlidir. Bu kazanım, bölgede sırada bekleyen diğer altın madeni projelerinin de önünü kesecektir. Kirazlı ve Kazdağı ve çevresindeki ekoloji mücadelesinin, toplumun tüm kesimleri ile birlikte, tüm emek ve demokrasi güçleri ve kadın hareketi ile de bütünleşerek, bu konuda emek vermek isteyen herkesi kucaklayarak, belirli bir strateji çerçevesinde, ülke çapındaki tüm ekoloji örgütlerinin de desteğini alarak yürütülmesi büyük önem göstermektedir. Öte yandan, mücadelenin geleceğini büyük ölçüde belirleyecek olan şeyin yöre köylülerinin bu mücadele içerisine daha çok çekilmesi ve hatta mücadelenin öncülüğünü yapmaları olduğunu düşünüyoruz. Mücadelenin yeni düşünceler ve yeni yaratıcı yöntemlerle, emek vermek isteyen herkesi kucaklayarak sürdürülmesi temennimizdir” denildi.
“Sırada, yüzlerce altın madeni arama ve işletme ruhsatı var”
60 çevre örgütünün çatı örgütü olan Ekoloji Birliği olarak, tüm bileşenleri ile Kirazlı ve Kazdağı ekoloji mücadelesine tüm destek ve katkıyı sunmaya devam edileceği ifade edilen açıklamada; “Kazdağı’nda yürütülen mücadelenin yangın yerine dönen ülkemizin Munzur, Ordu, Fatsa, Murat Dağı, Artvin, Hasankeyf, Aydın, Manisa gibi diğer bölgelerinde verilen mücadeleler ile birleşmesi, kucaklaşması çok önemlidir. Hasankeyf sular altına gömülmek isteniyor. Türkiye`nin ve dünyanın ortak insanlık mirası olan Hasankeyf`e de sahip çıkmalıyız. Ülkenin her tarafında yaygınlaşan özellikle siyanürle altın ayrıştırma işletmeciliği projelerine karşı verilen mücadele ekoloji mücadelesinde ilk sıralara yükselmiştir. Sırada yüzlerce altın madeni arama ve işletme ruhsatı vardır. Ülkemizin her yanı talan ve yağmayla karşı karşıyadır. Kar hırsı ile gözü hiçbir şeyi görmeye sermaye, iktidarın da desteği ile ülkemizin tüm kaynaklarını en kısa sürede sömürme telaşındadır. Sermeyenin sağlık, iklim değişikliği, doğa, tarım alanlarının yok edilmesi, orman, SİT alanı, yerel tohum, ekosistemin korunması gibi dertleri yok. Kasalarını doldurmaktan başka bir şey düşünmüyorlar. Oysa bizler yaşamı savunuyoruz” denildi.
(Eren Aşnaz)