Kara Savaşları 103'üncü yıldönümünde

854

 Çanakkale Kara Savaşları’nın 103’üncü Yıldönümü Anma Törenleri, Şehitler Abidesi’nde gerçekleşti. Törene, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, 1’inci Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Yeni Zelanda Genel Valisi Patsy Reddy, Avustralya İçişleri Bakanı Peter Dutton, Birleşik Krallık Avrupa ve Amerika’dan Sorumlu Bakanı Alan Duncan, Avustralya Çanakkale Konsolosu Dylan Walsh, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve Çanakkale Savaşları’na katılan diğer ülkelerin temsilcileri katıldı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Yayman ve diğer ülke temsilcilerinin çelenk sunması,  saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrağın göndere çekilmesiyle başlayan tören konuşmalarla devam etti.  Konuşmalarda Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Zaferine etkisi ve dünyaya yaptığı barış çağrısı dile getirildi.

 
“Yarbay Mustafa Kemal gibi bir dehanın olması savaşın kaderini tayin etti”
Konuşmasında Atatürk’ün Çanakkale Zaferine yön verdiğini ifade eden Türk Silahlı Tuğgeneral Mustafa Yaşar Arslanhan; “Vatanımızın bu cennet köşesi bundan tam 103 yıl önce tarihinin en büyük ve en zor sınavına tanıklık ediyordu. 1`inci Dünya Savaşı`nın başlamasından kısa bir süre sonra Almanya karşısında zor durumda kalan Çarlık Rusya’sına yardım etmek İstanbul`u alarak Osmanlı Devletini savaş dışı bırakmak ve Balkan devletlerini kendi yanlarında savaşa çekmek isteyen itilaf devletleri Çanakkale Boğazı’nı zorla geçmeye karar vermişlerdir. Tarihin o güne kadar gördüğü en büyük armada ile boğazı geçmeye teşebbüs ederler, ancak başarısız olarak ve ağır zayiat vererek 18 Mart 1915 günü Çanakkale Boğazını terk etmek zorunda kalırlar. İtilaf Devletleri tarafından boğaza hakim Türk tabyaları temizlenmeden Çanakkale Boğazı’nın geçilemeyeceği anlaşılmıştı. Ordu genel ihtiyatı 19`uncu Tümen Komutanı olarak Yarbay Mustafa Kemal, ordu cephesini çok iyi değerlendirme, kuvvetini, kesin sonuç yeri ve zamanında isabetli kullanma durumunda, savaşın kaderini tayin edebilecek bir konumda bulunuyordu. Öyle de oldu, eğer Mustafa Kemal cephe tümenlerinden birisinin komutanı olsaydı, kendi cephesindeki muharebenin kaderini tayin edebilecek Çanakkale Savaşı`nın gidişatına etkisi sınırlı olacaktı. Burada diyebiliriz ki, Yarbay Mustafa Kemal gibi bir dehanın henüz kuruluşunu tamamlamamış olsa bile, ihtiyat tümen komutanı olması, savaşın kaderini tayin eden en önemli etken olmuştur” dedi.
 
“Ders almak ve geleceğe bakmak bugün hepimizin görevi”
Arslanhan’ın ardından konuşan Birleşik Krallık Avrupa ve Amerika’dan Sorumlu Bakan Alan Duncan; “Bugün acılarla dolu geçen bu uzun muharebelerde hayatını kaybeden veya yaralanan Türkiye, Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer milletler topluluğu ve itilaf devletleri askerlerini saygıyla anıyoruz. Savaşın korkunçluğu içinden çıkan iyilik, bize geçmişten ders almanın ve geleceğe bakmanın bugün hepimizin görevi olduğunu öğretiyor. Bu görüş, tüm insanlara ‘Yurtta Barış, Cihanda Barış’ ilkesini hedeflemelerini söyleyen Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözlerinden daha iyi anlatılamazdı” dedi.
 
“Çanakkale savaşı nihai kurtuluşu getirdi”
Son olarak Çanakkale savunmasının bir hayat savunması olduğu kadar aynı zamanda da namus ve fazilet için can veren bir gençlik savunması olduğunu belirten Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman ise; “O nedenle 1915 sonrası yetişmiş olan bütün kuşakların bu manevi hazineye gönülden sahip çıkması ve geleceğe emanet bırakması gerekmektedir. Dünya savaş tarihinde, savaşların sonuçlarını tayin eden birçok koşul vardır. Bu koşullar içerisinde olmazsa olmaz olanlar komutan, asker, silah gücü ve savaşan tarafların davalarına olan inançlarıdır. Çanakkale savunmasına bakıldığında görülecektir ki, bu koşullar bir araya gelmiş ve bu eşsiz zafer bu sayede ortaya çıkmıştır. Bu zaferi yaratan, müstesna derecede kabiliyetli ve cesur olan yönetici kadro, komuta ettiği askerin ‘yüce ruh halini’ tetikleyerek, besleyerek ve sürekli ayakta tutarak nihai kurtuluşa kadar yaşatmayı başarmıştır. Mustafa Kemal’in de sözleriyle ifade ettiği gibi, ‘Çanakkale öyle alelade bir taarruz değil, herkesin muvaffak olmak veya ölmek arzusuyla harekete teşne olduğu bir taarruz olarak tarihimize geçmiştir” dedi. 
(Oya Koyuncu)
Paylaş