Kamu-Sen; Kararlıyız

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş, bugün yapılacak greve çağrıda bulunarak, “MEB Yasa Tasarısının geri çekilmesi için 26 Şubat 2014 tarihinde tüm Türkiye genelinde ortak iş bırakma eylemi yapacağız. İş bırakma eylemine üyemiz olsun ya da olmasın tüm eğitim çalışanlarımız davetlidir. Şayet tasarı geri çekilmezse, önümüzdeki günlerde binlerce kişinin katılımıyla Ankara’da miting de yapacağız ve hükümeti, MEB’i, bu tasarıyı hazırlayanları protesto edeceğiz” dedi.

951
 
Eğitim Sen ve Türk Eğitim Sen`in ortaklaşa aldıkları, Milli Eğitim Temel Kanunu`na karşı, 26 Şubat Çarşamba günü (bugün) ülke genelinde yapılacak grev kararı için dün açıklama yapıldı. Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş, dün yaptığı açıklamasında “Milli Eğitim Temel Kanunun da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Milli Eğitim Komisyonunda kabul edildi. Bu yasa tasarısının çok tehlikeli olduğunu anlatmamıza rağmen Hükümet yine bildiğini okudu. 4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi, okul yöneticilerinin kaderinin Valilerin, İl Milli Eğitim Müdürlerinin iki dudağı arasına bırakılması, okul yöneticilerinin atanmasında siyasi partilerin yöneticilerinin etkili olması, iki yıl önce değiştirilen MEB Merkez Teşkilatının yeniden değiştirilmesi, stajyer öğretmenlere getirilen uygulamalar ile AKP iktidarının kendi yandaşlarını öğretmen olarak atamasının önünün açılması, eğitimde korkunun hâkim kılınması, okulların siyasallaştırılması, sindirilmiş, baskılanmış, ezilmiş eğitimci ordusunun yaratılması, bakanlık teftiş kuruluna düşmanca yaklaşımlarda bulunulması, il eğitim denetmenlerinin taleplerinin karşılanmaması, insanların sosyal statülerin ellerinden alınması gibi asla kabul edemeyeceğimiz birçok hususu barındıran bu yasa tasarısını şiddetle ve nefretle kınıyoruz” dedi.
 
“19 yıl öncesine geri dönülüyor”
“Düşünebiliyor musunuz; okul müdürlerinin, müdür baş yardımcılarının ve müdür yardımcılarının 4 yılını doldurduğu taktir de görevleri sona erdirilecek, bu kişilerin yerine getirileceklerde sınav şartı aranmayacak” diyen Demirbaş, “Valiler ya da İl Milli Eğitim Müdürleri atayacaktır. Bu durumda 73 bin okul yöneticisinin olduğu hesap edildiğinde, eğitimde adeta bir KIYIM yaşanacaktır. Sendikaların mücadelesi sonucu okul yöneticilerine getirilen sınav uygulamasının bu tasarı ile kaldırılması, 19 yıl öncesine dönülmesi adil olmayı, kul hakkı yememeyi, ehliyeti, liyakati hayatının merkezine alan hiç kimsenin kabul edeceği bir durum değildir. Eğitim fakültesini kazanmanın ne kadar zor olduğu hepimizin malumudur. Tasarıyla eğitim fakültelerinden mezun olanların artık KPSS’de yeterli puan alması yeterli olmayacaktır. KPSS’den yeterli puan alanlar, performans değerlendirmesinde başarılı olursa bir yılın sonunda yazılı veya sözlü sınava girmeye hak kazanacaktır. Peki performansı kim, neye göre ölçecektir? Bu durumda yandaş ve arkası sağlam olanlar, siyasi görüşü AKP ile uyuşanlar mı öğretmen yapılacaktır? Sözlü sınav ne anlama gelmektedir? Herkes bilmektedir ki; sözlü sınav=torpil’dir. Bu tasarı ile iki yıl önce değiştirilen MEB Merkez Teşkilatı yeniden değiştirilecektir. Şu anda 600 kişinin havuzda olduğu göz önüne alındığında, bu tasarının yasalaşmasıyla da 300 kişinin daha havuza alınacağı düşünüldüğünde, MEB`in hafızasının tamamen silineceği bir gerçektir. İki yılda bir üst düzey bürokrat yemenin amacı ne olabilir doğrusu merak ediyoruz. Merkez Teşkilatındaki tecrübeli şube müdürlerinin eğitim uzmanı yapılmasını da aklı selim hiç kimse açıklayamaz” ifadelerini kullandı.
 
“Ocaklara ateş düşürmüştür”
“Tasarıda teftiş sisteminde yapılan değişiklikler ise büyük sakıncalar doğurmaktadır” denilen açıklamada Demirbaş, “Bakanlık denetçileri ve il eğitim denetmenlerinden oluşan teftiş sisteminin, tasarıyla sadece eğitim denetmenlerinden oluşan bir sistem haline getirilmesi, böylece Bakanlık denetçilerinin haklarının gasp edilmesi, mevcut statülerinin ellerinden alınması büyük bir olumsuzluktur. Öte yandan il eğitim denetmenleri Bakanlık denetçilerinin haklarına sahip olmak istiyordu. Bu tasarı ile il eğitim denetmenlerinin talepleri de karşılanmamıştır. Dolayısıyla tasarı, hem Bakanlık denetçilerini hem de il eğitim denetmenlerini mutlu etmemiştir. Dershane öğretmenlerinin KPSS şartı aranmadan mülakatla MEB kadrosuna atanması bu tasarının ucube maddelerindendir. Bu durumun atama bekleyen 350 bin öğretmene, atanamadığı için intihar eden, psikolojileri bozulan, ellerinde diplomalarıyla sokaklara itilen öğretmenlere haksızlık olduğunu göremeyenler ocaklara ateş düşürmüştür. Bu tasarıyla kendi adamlarını MEB kadrolarına alacağı şimdiden belli olan iktidar, eğitimi baştan sona kendi görüşlerine göre dizayn etmektedir” şeklinde konuştu.
 
“Kararlıyız”
Demirbaş açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı; “Türk milli eğitimini yüz yıl geriye götürecek olan bu yasa tasarısı eğitimde torpili, adam kayırmaları, yandaşlığı, ideolojik ve siyasi yapılanmaları hâkim kılacaktır. ‘İktidarın adamı’ mantığını eğitimin her hücresine yerleştirecek olan bu yasa tasarısı çok açık söylüyoruz ki; sivil bir darbedir. Yapılanların demokrasiyle uzaktan yakından alakası yoktur. Bu tasarı; insan hakkı ihlalleriyle doludur. Kazanılmış hakları yok etmektedir. Eğitimin yandaşlıkla birlikte anılmasına neden olacaktır. Ehliyetin, liyakatin, bilginin, tecrübenin değil; AKP iktidarının adamı olmanın temel kıstas yapılmasına yol açacaktır. Sinen, korkan, itiraz edemeyen, bir köşede kendisine çizilen kaderi bekleyen, haksızlıklar karşısında sesini yükseltemeyen ‘köleler’ eğitimin her kademesinde olacaktır. Tasan, `tek adam` olma hevesiyle nasıl yanıp tutuşulduğunu, milli eğitimde anti demokratik uygulamalarının nasıl yapıldığını görmek açısından da son derece önemlidir. Herkes bilmelidir ki; bu tasarıyı hazırlayanlar tebeşir tozu yutmamıştır, öğretmenlik mesleğinin çilesini bilmemektedir. Oysa masa başında alınan kararlarla, makam koltuklarında bacak bacak üstüne oturmakla, burnu Kaf dağındaki zatlarla, tek adam olma hevesiyle eğitimde başarı sağlayamazsınız. Çok açık söylüyoruz ki; tasarı bu haliyle yasalaştığında eğitim yönetilemez hale gelecektir, okullardaki başarı düşecektir, MEB’in hafızası silinecektir, MEB yandaş yetiştirme kurumu haline gelecektir. İşte tüm bu nedenlerde Türk Eğitim-Sen olarak bugün Türkiye’yi eylem alanına çeviriyoruz. Türk Eğitim-Sen tüm illerimizde tasarının geri çekilmesi için alanlara inmiştir. Türk Eğitim-Sen olarak, MEB Yasa Tasarısının geri çekilmesi için 26 Şubat 2014 tarihinde tüm Türkiye genelinde ortak iş bırakma eylemi yapacağız. İş bırakma eylemine üyemiz olsun ya da olmasın tüm eğitim çalışanlarımız davetlidir. Şayet tasarı geri çekilmezse, önümüzdeki günlerde binlerce kişinin katılımıyla Ankara’da miting de yapacağız ve hükümeti, MEB’i, bu tasarıyı hazırlayanları protesto edeceğiz.”
Paylaş