Berkin’in ölümünden sonra Türkiye’nin bir çok yerinde yapılan protestolarda yine bildik görüntülerin yaşanmış olması, halkın öfkesini bir kat daha arttırırken Berkin’in acısı daha çok yüreklerde hissedilmiştir.
Berkin olayına benzer bir olay 2008 yılında Yunanistan da yaşanmış; bir polis 15 yaşındaki bir genci vurarak öldürmüştü.
Peki ne olmuştu Yunanistan da bu olay üzerine ?
Başbakan özür diledi,içişleri bakanı, emniyet müdürü istifa etmiş, vuran polis ömür boyu hapis cezasına, yardımcısı durumundaki polis de 10 yıl hapis cezasına mahkum edilmişti.
Bizde ise henüz açılan bir dava olmamasına rağmen, Başbakan polislerin kahramanlık yarattığından söz etmektedir.
Sabah evinden ekmek almak için çıkan 14 yaşındaki bir gencin başına isabet eden gaz fişeği ile hayatının baharında yaşama veda etmesinin anlamını hala anlayamayanlar, aynı yöntemlerle saldırılarını sürdürüyorlarsa şunu unutmasınlar ;
her geçen gün bu sokaklar, meydanlar daha çok, daha yoğun katılımlar ile sürdürülen protestolara sahne olacaktır.
Artık vatandaşların demokratik protesto hakkına saygılı olmak, bu hakkın şiddet ile baskı ile engellenmemesinin gereğini yerine getirmek anayasal bir hak olarak güvence altına alınmalıdır.
Şiddet uygulamaları sonrasında yaşamını yitiren 14 yaşındaki bir gencin ölümünü protesto edenlere uygulanan şiddet toplumu terörize etmekten başka bir işe yaramaz.
Bu gerçeği görmek zamanı gelmiştir, Berkin’in yaşamını yitirmesi ile birlikte yaşanan duygu seli içersinde bir kez daha bu gerçek kendisini göstermiştir.
Diğer bir gelişmede insani değerlerini yitirmiş bazı çevrelerin vicdanlara sığamayan bazı karalama çabalarıdır.
Sosyal medya ile başlatılıp, yazılı medya üzerinden sürdürülen insanlık dışı tavır ve davranışlar içersinde bulunanlar var ki; bu güruh yükselen mücadelenin yaratmış olduğu atmosfer içersinde yok olup gidecektir.
Bu kaçınılmaz bir sonuçtur.
Yok ne işi vardı diyenler, yok Berkin hakkında yalan yanlış haberlerle onu bir örgüt üyesiymiş gibi göstermeye çalışanlar,Berkin için sokağa çıkmış yüzbinlerce insanın tepkisini karalamaya çalışanlar bu dezenformasyon çabaları ile yalakalık yaptıkları çevreleri kurtaramayacaklardır.
Şu net bir şeklide ortadadır;artık halk demokratik haklarının şiddet ve baskı ile engellenmesine rıza göstermiyor bu konudaki engelleri de bir bir bertaraf etme konusunda hızla mesafe kat ediyor.
Bu konudaki engeller ve savunuculuğunu yapmak üzere görev üstlenmiş dezenformasyon büroları bir bir yıkılacak.
Gezi ile başlayan mücadele bu gerçeği ortaya koymuştur.
Yaşanılanlar aynı zamanda çifte standart ile durumu idare etmeye çalışanları da bir bir ele veriyor.
Berkin’in ölümünü protesto edenlere karşı şiddet uygulayıp engellemeye çalışanlar, son günlerde demokratik siyasete karşı düzenlenen linç olaylarına karşı sessiz kaldıkça mevcut sistemin gerçek yüzü daha net olarak görülmektedir.
Berkin’in yaşamını yitirmesiyle ikiyüzlü siyasetçilerin iğrençliğini de bir kez daha yaşadık.
269 gün Berkin için tek laf etmeyenler bu süreçte Berkin’e sahip çıkanlara karşı yapılan her türlü saldırı karşısında sessiz kalanlar, şimdi taziye ilanları ile karşımıza çıkıyorlar.
Halk artık böylesi ikiyüzlülüklere prim vermiyor.
Paralı taziye ilanları ile yapılan istismarcılık Çanakkale halkından gerekli dersi alacaktır.
Yeri gelmişken; Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın gezi mücadelesinin başından beri vermiş olduğu destek ve dayanışmanın Çanakkale halkı üzerindeki olumlu etkilerini belirtmek isterim.
Her fırsatta özelikle Berkin için gösterdiği dayanışma Çanakkale halkı tarafından takdir edilmektedir.
Berkin’in aramızdan ayrılması sonrasında da göstermiş olduğu insani yaklaşımı ile halkına güven vermiştir.
Berkin olayı sonrasında yaşanılan çok önemli gördüğüm bir gelişme de emek cephesinin müdahil tavrı olmuştur.
Emek örgütleri iş bırakma eylemi ile bu tepkinin parçası olmuşlardır.
Emek ve demokrasi güçlerinin böylesi birliktekileri ile örecekleri dayanışma ve mücadele demokrasi barış ve özgürlükler konusundaki yeni kazanımlar demektir.
Bu halk Berkin’in ekmeğini Bilal’e yedirmeyecektir.
Rahat uyu Berkin Elvan
