Kadınlar şiddetsiz dünyayı konuştu

311
ELDER Kadın Dayanışma Merkezi, Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği, Çanakkale Barosu ve Kepez Özgür Dayanışma ortaklığında, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü`nde söyleşi düzenlendi. Burada açıklamada bulunan ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Fatma Erdoğan, "2022 yılının Kasım ayına kadar; 252 kadın cinayeti işlenmiştir. Bunun adı tam anlamıyla cinsiyet kırımıdır" sözlerine yer verirken, Sosyal Hizmetler Uzmanı Nigar Etiler Karacık, "Her şeyin özü, eşitlik meselesine geliyor. Eşitlik ilkesini hazmetmeden buraya doğru tanımlar yapmadan şiddetle ilgili yol kat edemeyiz" ifadelerine, Av. Ezgi Deniz Ünsal ise, "Toplumun gereklilikleri ve yaşayışımız değişiyor. Biz değişiyoruz. Hukuksal düzenin de buna ayak uydurması gerekiyor" diye belirtti.
 
"2022 yılının Kasım ayına kadar; 252 kadın cinayeti işlendi"
ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan açılış konuşmasında, "25 Kasım insanlık tarihinde kadınlara yönelik vahşi bir şiddetin, bir insanlı ayıbın, bir utancın yıldönümü olduğu gibi; aynı zamanda kadınların erkek egemen şiddete karşı duruşunun, dayanışmanın yıl dönümüdür. Dünya`nın her yerinde kadınlar ne yazık ki psikolojik, ekonomik, fiziksel, sosyal, siyasal, cinsel ve yaşamsal saldırıya maruz kalmaktadır. O nedenle bu gün her yerde kadınlar; Yaşamın her alanında karşılaştıkları sömürüye, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ev içi ve toplumsal şiddete, ayrımcılığa karşı çıkarak dayanışma ve mücadele ruhuyla kadına şiddetin önlenebilmesi için, mücadele çağrısı yapmakta, ilgili kurum ve kuruluşlara görevini hatırlatmakta, yasalanın değişmesi veya uygulanması için çağrılar yapmaktadır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde, yasal mevzuatın varlığı önemli olmasına rağmen deha da önemli olan husus ise mevcut yasaların ve uluslararası mevzuatın tam olarak, tutarlılıkla uygulanmasıdır. Ülkemizde her geçen gün kadın cinayetleri artmakta, failler hak ettikleri gerekli cezayı almamaktadır. Ne yazık ki! Ülkemizde içinde bulunduğumuz 2022 yılının Kasım ayına kadar; 252 kadın cinayeti işlenmiştir. Bunun adı tam anlamıyla cinsiyet kırımıdır" sözlerine yer verdi.
 
"Eşitsizliğin kendisi hukuksuzdur"
Sosyal Hizmetler Uzmanı Nigar Etiler Karacık şiddet kavramının topyekûn bir mücadeleyle ortan kalkacağını belirterek, "Var olan sorunları yokmuş gibi davrandığımızda sorunlar ortadan kalkmıyor. Var olan sorunları görmek, fark etmek ve barışçıl ve demokratik ve ülkenin yasalarını çok önemli bir kaynak olduğu bilinciyle bunları kullanarak dönüştürmek gerekiyor. Her şeyin özü, eşitlik meselesine geliyor. Eşitlik ilkesini hazmetmeden buraya doğru tanımlar yapmadan şiddetle ilgili yol kat edemeyiz. Çünkü eşitsizliğin kendisi sağlıksız bir durumdur Eşitsizliğin kendisi hukuksuzdur. Eşitsizliğin kendisi şiddeti besler. Bu meselenin tek başına bir kadın meselesiymiş gibi tarif edilmesini açıkçası benim içimi sızlatan bir şey. Kadınlar çokça zarar görüyorlar. Elbette zarar gören erkekler de var bu eşitsizlik meselesinden. Ama kadınların yaşam hakkı elinden alınacak kadar ilerlemiş boyutta olan bu ayrımcılık meselesinde toplumsal herkesin el ele vermesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
 
"Hukuksal düzenin toplumun gereklilikleri ayak uydurması gerekiyor"
Av. Ezgi Deniz Ünsal ise şiddetin sadece fiziksel olmadığını kaydederek, "Psikolojik şiddet 4-5 yıldır oturdu. Tehdit, hakaret, küçük düşürme, devamlı eleştirme, giyimine karışma, bunların hepsi psikolojik şiddet. TCK`ya göre tehdit, şantaj ve hakaret suç kapsamına giriyor ve diğerleri maalesef girmiyor. Diğerleri ise TCK kapsamında olmasa da boşanma davalarında ya da 6284 ile uzaklaştırma kararlarında etkili olan şiddetinin bir türü olarak karşımıza çıkıyor. Bize, ekonomik şiddet var diye gelip başvuruda bulunmuyorlar. Ekonomik şiddet denildiğinde, kadının çalışma gücünü elinden almak, bir meslek edinmesinin önüne geçmek, eve 5 TL`lik harçlık bırakıp 15 TL`lik yemek beklemek, miras hakkının alınması ya da engellenmesi, değeriz yerlerin kadınlar verilmesi gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz. Teknolojinin de gelişmesiyle dijital şiddet ortaya çıktı. Cep telefonundan sürekli mesajlar göndermek, sosyal medyadan sürekli `günaydın`, `iyi geceler` yazmak, cevap vermeyince kızmak gibi olaylar dijital şiddete giriyor. 6284 kapsamında tedbir alınmaya başladık Toplumun gereklilikleri ve yaşayışımız değişiyor. Biz değişiyoruz. Hukuksal düzenin de buna ayak uydurması gerekiyor." diye belirtti.
(Nevin Yüksel) 
Paylaş