Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın İstanbul Sözleşmesi`nden çekilme kararına karşı kadınlar sözleşmeden vazgeçmedi. Türkiye`nin İstanbul Sözleşmesi`nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı`nın iptali için açılan duruşmalara Çanakkaleli kadınlar ve Körfez Bağımsız Kadın Dayanışması da davacı olarak katıldı. Danıştay`da görülen davanın sonunda Savcı Aytaç Kurt mütalaa verdi. Savcı Kurt`un fesih kararının iptalini talep etmesi salonda uzun süre alkışlandı. Mahkeme heyeti, kararın 20 Temmuz`daki adli tatil öncesi tebliğ edileceğini açıkladı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Körfez Bağımsız Kadın Dayanışması üyesi Süheyla Doğan, "İstanbul Sözleşmesi`nin yükümlülüklerinin uygulanması, hükümlerin bu tedbirleri alması için politik mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Süreci, Anayasa Mahkemesi`ne götürme konusunda taleplerimizi ilettik. Bu karar aynı zamanda anayasaya aykırıdır" dedi.
"Fesih kararının iptali talep edilmesi alkışlandı"
Doğan, "Çanakkale`den ve Körfezden gittik. o gün gerçekleşen duruşmada, Kadın örgütleri olarak davacı olan, Çanakkaleli kadınlar ve Körfez Bağımsız Dayanışması idi. İkinci dava bizim, üçüncü dava Çanakkaleli kadınlardı. Hukukçularımız, konuşma yaptılar. 19 davanın duruşmaları gerçekleştikten sonra davalı kurum olan Cumhurbaşkanlığı, idealara yanıt verdi. Davacılara ikinci söz hakkı verildikten sonra savcı mütalaasını söyledi. Cumhurbaşkanın, İstanbul Sözleşmesi`nin fesih kararının hukuka uygun olmadığı konusundaydı. Savcının sözlerinden sonra, salonda büyük bir alkış koptu. Adli tatilden önce mutlaka kararı açıklayacaklarını ifade ettiler.
"Mevcut hukuk düzenlemeleri yeterli olsa kadına şiddet artar mıydı?"
İstanbul Sözleşmesi`nin toplumun yararına olduğuna dikkat çeken Doğan, "İstanbul Sözleşmesi, kadınların, çocukların, göçmenlerin, engellilerin herkesin yaşamını güvenceye alan bir sözleşme. Bütün devletleri, kadına yönelik şiddet, ev içi şiddetle ilgili, ilgili bütün kurumsal düzenlemeleri, alt yapıları yapmak için görevlendiriyor. Devletler bu sözleşmeye göre, şiddetle mücadele konusunda bütün önlemleri almak zorundalar. Bu politikaları geliştirmek zorundalar. Cumhurbaşkanı, İstanbul Sözleşmesini fesih ederek, bu yükümlülüklerden kurtulmaya çalışıyor. Şuan ki mevcut hukuk düzenlemeleri, yeterlidir diyorlar. Yeterli olsaydı bu kadar çok kadına şiddet artar mıydı? Kadın cinayeti işlenir miydi" diye sordu.
"Karar aynı zamanda anayasaya aykırıdır"
Doğan, İstanbul Sözleşmesi`ni neden önemsediklerini ifade ederek, "İç hukuk düzenlemelerinin yeterli olmadığını savunuyoruz. İstanbul Sözleşmesi`nin iç düzenlemeler konusunda yaptırım getireceğini savunuyoruz. İstanbul Sözleşmesi, kanunla fesih edilmediği için hala geçerli olduğunu iddia ediyoruz. Baktığımızda şu an yürürlüktedir. Bunu fesih eden, Meclis`ten geçen bir kanun yok. Sadece, Cumhurbaşkanı Kararı ile fesih edilemez. Hukuka uygun değil. Bizim için İstanbul Sözleşmesi hala geçerli. İstanbul Sözleşmesi`nin yükümlülüklerinin uygulanması, hükümlerin bu tedbirleri alması için politik mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Mahkemedeki önemli durumlardan biri de süreci Anayasa Mahkemesi`ne götürme konusunda taleplerimizi ilettik. Bu karar aynı zamanda anayasaya aykırıdır diyoruz" dedi.
(Damla Yeltekin)