Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi ve Jeoloji Mühendisi Ercüment Furuncu, kentin tek içme ve sulama suyu kaynağı olan Atikhisar barajı hazası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Furuncu, ‘madenciliğe karşıyız’ söylemini yanlış bulduğunu vurgularken, madenciliğe değil bilinçsiz madenciliğe karşı olunmasının gerektiğinin altını çizdi. Konuyla ilgisi olmayan birçok kişinin konuştuğunu vurgulayan Furuncu; “Madencilik sektörü, devletin elinde Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) nezdinde bugüne kadar geldi. 2000’li yılların başında altının Onsu 400 dolardı. Bugün altın, 3 bin metreden Afrika’da çıkıyor ve şuanda altının onsu bin 300 dolar. Düşük tenorlu sahalara yöneliş oldu ve Kazdağları da ondan sonra gündeme geldi. Madencilik sektörü, ihmal edilmiş bir sektör. Dolayısıyla madenciliğe karşıyız söylemini ben yanlış buluyorum ama yaşam alanlarımıza, yiyeceklerimize, içeceklerimize ve yaşamımızı yaşanmaz hale getirecek şekilde işleyen bir madenciliğe karşıyız. Çanakkale özelinde Kazdağları, bizim için çok önemli bir yer. Burada madenlerle ilgili ziraat mühendisi konuşuyor, doktor konuşuyor, bunların dışında da ilgisi olmayan kurumlar ve kişiler de konuşuyor. Her meslek grubu önce kendi alanındaki sorunları görmeli. Konuyla ilgili konuşmayan bir maden mühendisleri bir de jeoloji mühendisleri kaldı, bunu da yanlış buluyorum. Bu madencilik şirketi, Atikhisar sulama havzasındaki doğal yaşamı katlederek çalışma yapmaya çalışıyorsa buna karşıyım. Burada düşük tenorlu madenler var, altının onsu yükselince de buralara rağbet arttı. Çanakkale, coğrafyası, habitatı ile daha çok yeşili ve yaşam alanını hak ediyor. Türkiye’de ve özelde Çanakkale’de, zengin yeraltısuyu havzalarının yerleşime ve yapılaşmaya açılması dile getirilmeyen en önemli sorunlardan bir tanesi” dedi.