İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, TBMM'de Bütçe Görüşmeleri sırasında söz aldı. İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan Uz, “Biz güvenli bir Türkiye istiyoruz. Kendi ülkesine rahatlıkla gidip gelen bir kişinin dünyada mülteci olduğu Türkiye olduğuna göre önceliğimiz bu meseleyi çözmek olmalıdır” dedi.
Uz, “Dönemin Başbakanı Erdoğan Suriye iç savaşının henüz başında 6 Ağustos 2011 tarihinde ‘Suriye bizim iç meselemizdir’ diyerek Türkiye’yi savaşın doğrudan tarafı haline getirmiştir. Sosyolojiden, siyaset biliminden ve uluslararası ilişkilerden bihaber ferasetten yoksun bu politik adımlar Şam’da Emevi Cami’nde namaz kılacağız’ Erdoğan ve AK Parti hükümeti 2013 yılında Türkiye'yi eşi ve benzeri görülmeyen en büyük kitlesel göç dalgasına maruz bırakmıştır ve maalesef, Türkiye AK Parti'nin açık sınır politikasıyla birlikte 2015 yılından itibaren dünyada en fazla sığınmacı barındıran ülke konumuna gelmiştir. Hükümetin bugün ısrarla devam eden yanlış dış politikaları; önce İhvancı, sonra Sisici Orta Doğu ve Suriye hamleleri sonucunda ülkemiz 4 ana problemle karşı karşıya kalmıştır” dedi.
İYİ Partili Uz sorunları ise şu şekilde sıraladı, “Bir, Türkiye, dünyada en fazla sığınmacı bulunduran ülke konumuna gelmiş ve bugün Türk milli kimliği varoluşsal bir tehditle karşı karşıya kalmıştır. İki, Güneyde, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya gibi emperyalist gayeleri olan devletlerle komşu haline geldik. Üç, emperyalist güçler bugün Suriye'nin kuzeyinde 100 bin kişilik bir terör ordusunu beslemektedir. Dört, bütün bu milli güvenlik risklerinin ötesinde Türkiye, sığınmacılara 100 milyar dolardan fazla para harcadı ve halen harcamaktadır. Türkiye'nin maruz kaldığı bu kitlesel göç, ülkemizin bugününü ve istikbalini tehdit eden, karşı karşıya olduğumuz en büyük milli güvenlik sorunudur.”
Uz göçmen politikalarını eleştirerek, “Yanlış göçmen politikası yüzünden düne kadar çocuklarımızı okula parka markete gönderebilirken, bugün ellerinden tutup götürdüğümüzde bile endişe duyar hale geldik. Kayıtsız ve ruhsatsız iş yeri açarak ve ucuz iş gücü olarak çalışan sığınmacılar yüzünden kendi Türk evlatlarımız ülkemizde çalışamaz hale getirildi. Gençlerimiz bu sebeplerle başka ülkelere göç etmeye başladı. Türkiye'nin sosyal hayatına uyum sağlayamayan, eğitim düzeyi düşük, suç ve doğum oranları yüksek böyle bir nüfusa baktığı gerçeği her yeni gün Türk gencinin bu topraklardaki geleceği için tehlike içermektedir. Ülkemizin bu hale getirilmesinin ve vatandaşlarımızın umutsuzluğunun en büyük suçlusu Erdoğan ve AK Parti hükümetidir” sözlerine yer verdi.
Birleşmiş Milletler raporuna dair hatırlatmada bulunan Uz, “Rapora göre, önümüzdeki 25 yılda tam 218 milyon iklim ve siyasi kriz göçmeninden dolayı 110 milyon kişinin rotasını Türkiye'ye çevireceği konuşulmakta yani Türkiye nüfusunun 1,5 katı büyüklüğündeki kitle sınırlarımıza dayanacak. Hükümet, yıllar boyunca geçici siyasi çıkarlar uğruna basitleştirdiği ve hatta müphem hale getirdiği beka sorununun aslını görmek istiyorsa, işte bu işaret ettiğimiz noktaya bakmalıdır” diye belirtti.
Uz, göç doktrini ve stratejik eylem planına sahip olduklarını söyleyerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcı olan Türk milli kimliği bu demografik risk ve tehditlerin kuşatması altındır. Hükümeti uyarıyorum: Her işte aklınız başınıza sonradan geliyor. Açılım sürecinde sizi uyardık, dinlemediniz, bedelini hendek operasyonlarında 793 asker ve polisimizi şehit vererek ödedik. FETÖ konusunda sizi uyardık, dinlemediniz. Bedelini 15 Temmuz gecesi Türk milletinin başına atılan bombalarla ödedik. Ancak bu demokratik istila meselesinin sonrası da yok, pişmanlığı da yok. Eğer, sığınmacı ve kaçaklar meselesinde derhal harekete geçmezseniz tarih ve millet huzurunda bunun vebalini ödeyemezsiniz. Biz İYİ Parti olarak, göç doktrini ve stratejik eylem planına sahip tek siyasal parti olarak, Türkiye'nin Türk yurdu olarak kalması için mücadelemizde hiçbir engel tanımadan çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü bu memleket tarihte Türk'tü, bugün de Türk'tür, yarın da Türk kalacaktır” dedi.
İYİ Partili Uz, Türkiye topraklarının yabancı uyruklu kişilere satılma kanununu eleştirerek, “Filistin’de masumiyet, insanlık öldü. Türkiye’nin yakın coğrafyasında cereyan eden bu savaş hepimizi tedirgin ediyor. Türkiye, uyguladığı dış politika sayesinde maalesef Pakistanlaşma, Afganistanlaşma ve Filistinleşme sürecine doğru hızla gidiyor. Bilindiği üzere, tarihte bazı Filistinliler topraklarını Yahudilere satmıştı. İsrail'in Filistin topraklarında kök salmasına vesile olan bu davranışı sonucunda onların hatalarını ne hazindir ki torunları canlarıyla ödüyor. Türkiye'nin önümüzdeki süreçte benzer sıkıntılar yaşaması muhtemeldir. Neden? Çünkü 2012'de çıkardığınız bir yasayla, bir kanun değişikliğiyle Türkiye'de 25 dönüm olan yabancıya satışı 300 dönüme kadar çıkartınız, tebrik ediyorum. Yabancı uyruklu kişiler 2022 yılında 16 milyon metrekare arazi ve 30 milyon metrekare taşınmaz almış ve AK Parti iktidarı çok büyük miktarda toprak ve konut satışı gerçekleştirmiş. Bu satışlarla yabancılar, Türk vatandaşlığını da para karşılığında satın almaktadır. Bu kürsüden sizleri uyarıyorum: Kanla alınanı parayla satamazsınız” sözlerine yer verdi. (Haber Merkezi)