İyi Parti GİK üyeliğine gelen Uz; "Demokrasi anlamında ciddi bir kongre gerçekleştirdik.."

 

Olağanüstü Genel Kurulla ilgili düşüncelerini paylaşan Uz; “İyi Parti İkinci Olağanüstü Kongresini gerçekleştirdik. Sayın Genel Başkanımızın, ‘sizi çok sevmiştim’ sözüne binaen ‘bizde sizi çok sevdik’ diyerek yaptığımız afişler, pankart ve çalışmalarla 2’inci Olağanüstü Kurultayımızı gerçekleştirdik.  Bu partinin 8 aylık yeni kurulan bir parti olmasına rağmen, 8 ay gibi kısa sürede hem ulusal anlamda basının ambargosuna maruz kalınması, günde 3 miting yapılmasına rağmen yer verilmemesi. Seçime ve özellikle ekonomiye yönelik aldığımız tedbirle, yaptığımız çalışmaların gündeme getirilmemesi. Bütün bunları üst üste koyduğunuzda yok sayılan bir partinin netice itibari ile Türkiye genelinde yüzde 10’u yakalamış olması, 43 Milletvekili ile TBMM’de yer alması aslında çok da kötü bir tablo değil. Ama biz bu ülkede yaşayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin parlamenter sistemin ve demokrasinin devamından yana olan kesimlerin arzusu ile iktidar talep etmiştik. Dolayısı ile hedef iktidar olunca yüzde 10 ile 43 Milletvekilliği bizleri tatmin etmemiş oldu. Hem bunun nedenlerinin tartışıldığı, hem sonuçlarının göz önünde bulundurulduğu Tük Demokrasi tarihine geçecek, yenilgi ve mağlubiyet varsa ‘biz bunun sonuna kadar arkasındayız’ deyip, buyurun Kongreye diyen bir Genel Başkan var. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde hiç yaşanmamış bir şey. Malumunuz bugün itibari ile CHP’de delegelerinin yarısının imza vermesine rağmen halen bir kongreye gitmeme direnci var. Bunları da göz önünde bundurduğumuzda demokrasi anlamında ciddi bir kongre gerçekleştirdik. Kongredeki delegelerinin tamamının teklifi ve oyları ile Sayın Meral Akşener tekrar Genel Başkanımız oldu. Bize de bu dönem 80 kişilik Genel İdare Kurulumuzda görev verdiler. Bundan sonraki süreçte hem genel idaredeki arkadaşlarla toplantımızı gerçekleştirip kabinde Divan seçimi yapılacak. Hem de, ülkenin bugünkü durumu ile iniltili ve bağlantılı olarak ivedilikle çalışmalarımızı kamuoyu ile paylaşılacak” dedi.

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu değerlendiren Uz; “Ekonomik verilere baktığınızda gerek erounun gerek doların karşısında Türk parasının değer kaybetmesi, 16 yıllık bir iktidarın devamlılığı sürecinde cari açığın bu denli büyük olması, bu kadar ekonomik kırılganlığın olduğu dönemde dışarıdan olan her türlü müdahalenin kabul göreceğini ve gördüğünü gördük. Bunlarla ilgili bizde net ifadelerde bulunduk. Ülkeyi yöneten sizsiniz. Burada her ne kadar bizim vebalimiz olmasa da, netice itibari ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomisi. Bu ülkede yaşayan her insandan çıkan her kuruşun sıkıntısını bunun tarafı olmamamıza rağmen üzüntüsü iktidardan daha çok yaşayan bir kesimiz. Bundan dolayı da her ne olursa olsun bu anlamda Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomik anlamda güçlü olması ve dışarıya karşı sağlam durabilmesi adına, Sayın Genel Başkanımızın Kongrede ve Kongre öncesinde bir açıklaması vardı. Tüm siyasi partilerin ekonomik anlamda kurmayların ve bizlerin bir araya gelerek buradan ortak karar verebilmek. Madem aynı gemideyiz diyorsunuz, aynı gemideysek bu kararların ardından bizlerinde görüşlerinin olduğu ve dışarıya da birlik mesajlarının verilebileceği bir ortamında tesisi gerekli. Fakat bunun tesisini görmüyoruz. Bunun aksine Genel Başkanımızın da net ifade ettiği gibi. Sayın Berat Albayrak’ın okuduğu okulların. FETÖ’den başka okul okumayan birinin bugün hazinenin başında olması da bugünkü gelinen tablolara cevap verilemediğini göstermiş oldu. Yıllardır iç içe kol kola yaşadığınız örgütün okullarında yetişmiş damadı hazine başkanlığının başına getirirseniz, sonuçta bu oluyor. Bu bağlamda biz ivedilikle tekrarlıyoruz. Mutlak suretle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geleceğinin ekonomisinin teminat altına alınabilmesi için ekonomik anlamda bunu mutlaka parlamentoda bulunan bulunmayan siyasi partilerin bu konuda yetişmiş ekonomistlerinin de bir araya gelip bir noktada ortak akılla hareket edilmesi gerektiğine net olarak inanıyoruz. Ama eğer bu göz ardı edilecek, bu yine AKP’nin ve yanında İsviçre çakılığı yapan MHP’nin ikisinin birlikte alacağı kararsa neticesine de katlanacak ikisidir” dedi.

 

Anlat Hemşerim Dertleşelim projesi ile yerel seçimlere hazırlandık. Ben, her ne kadar Genel İdare Kurulu üyesi sıfatı taşımakla birlikte kongre gününe kadar aynı zamanda Mahalli İdareler Yeni Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevi de yürütüyordum. Kongre tarihine kadar bu görevi de yürüttüm. Bundan sonrada Genel Başkanımızın teveccühü ne şekilde olacak bilmiyoruz ama, bu zamana kadar Türkiye’nin her yerinde mahalli çalışmalar yaptık. ‘Anlat Hemşerim Dertleşelim’ projesi ile Çanakkale’nin ve diğer illeri sıkıntılarını ilçe bazında, mahalle bazında vatandaşlarımızla dertleşerek bir veri dosyası haline getirdik. Bu çalışmayı yapmıştık. Bizde yerel seçimin daha önce olacağı kaygısı ile bir erken seçim geldi ve genel seçimler yapıldı. Şimdi bunun arkasında yerel seçimler var. Bunu şundan dolayı anlatıyorum. Biz yerel seçimlere hazır bir partiydik. Şimdi bu süreçte elimizdeki donelerle daha net çalışıyoruz. Bu noktada ekonomi dar boğazına girmiş, çıkış yolu arayan ve buraya kanalize olması gereken ve neticede yönetimlere hazırlanamayan bir iktidar partisi var. İki, yerel seçim öncesi kongre yapılmamalı, yapılmalı demokrasi işlemeli işlememeli gibi bu noktada kendileri için çalışan bir CHP var. Yani dönüp yerel yönetimlere bakamayacak bir CHP var. Yine Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da birçok belediyelerin, aynı zamanda kazanılmış belediyelerden ziyade atanmış belediye konumunda gözükmesi o yereldeki vatandaşların hangi yönde tercih yapacakları noktasında da ciddi sıkıntıların yaşandığı bir süreç geçiriyoruz. Bundan dolayı diyebilirim ki ‘en hazır parti iyi parti’. Bu noktada biz Çanakkale’ de adaylarımızı mutlak suretle vatandaşın benimsediği, toplumun içinden gelen kabul gören ve yönetebilirliği olan arkadaşlarımız ile yapacağız.  Bu noktada her vilayette olduğu gibi Çanakkale’mizde de özellikle bu göz önünde bulundurulacak.

 

Son olarak Çanakkale genelinde yüzde 10 oy almış bir İyi Parti’nin aslında Çanakkale’de yüzde 17 neticesinde bir Milletvekilliği kazanmış olduğunu belirten Uz; “Dolayısı ile ben bu şehre teşekkür ediyorum. Beni Milletvekili seçti. Ben bu şehrin Milletvekiliyim. Her ne kadar yurt dışı oyalı gelip arkasında yurt ışı oyları ile 78 gibi bir oyla kaybetmiş olsak bile, bu şehir bizi seçmiş olan bir şehir. Dolayısı ile Milletvekili vasfı ile de konuşuyoruz desek hata etmiş olmayız. Yüzde 17’nini üstünde Çanakkale merkezde de yüzde 20 alınmış bir merkez oy var. Netice itibari ile bu merkez oyla İyi Parti burada doğru bir adaya ve doğru bir meclis burada belediyeyi almaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Çanakkale’de ve birçok yerde aldığı oy oranı ile belirleyici olacak parti durumundadır. O yüzden iddialıyız, hazırız, kongresini tamamlamış, eteklerinde ki bütün taşları dökmüş. Yeniden bu işe başlamış bir yapıyla yola devam edeceğiz” dedi.