Kadın ve çocuklarının korunması adına uluslararası nitelik taşıyan İstanbul Sözleşmesi`nin geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kaldırılması tüm ülkede başta kadınlar olmak üzere tepki topladı. Kadınlar, sözleşmenin feshedilmesine tepkilerini bu haftada meydanlara çıkarak dile getirmeye devam ettiler. Çanakkaleli kadınlar İstanbul Sözleşmesi İnisiyatifi olarak İskele Meydanı`nda bir araya gelirken, Kepez`de de kadınlar, İstanbul Sözleşmesi kararından geri dönülmesini talep ederek, "İstanbul Sözleşmesi`nden vazgeçmiyoruz" dediler. Kadınlar, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin boyutları artarak biçimlerinin daha da vahşileşmişken, her gün kadınlar katledilirken geçen hafta bir gece yarısı kararnamesiyle; Türkiye`nin, kadınları koruyan yasaların da dayanağı olan İstanbul Sözleşmesinden çekildiği ilan edilmesi ile hukuk güvenliği ve millet iradesinin yok sayıldığını ifade ettiler. Kadınlar açıklamalarında; "Gerici, ırkçı, tarikatçı güçlerin taleplerini karşılamak üzere tek adamın iktidarının bekasını sağlama çabasına peşkeş çekildi İstanbul Sözleşmesi" dediler. İskele Meydanı`nda bir araya gelen kadınlar açıklamalarında; "Bu topraklarda en son ihtiyacımız olan şey kadınları yasal korumalardan mahrum bırakmaktır. Şiddet her yanımızı sarmışken, üstelik şiddettin boyutlarının ya da çeşitlerinin herhangi bir kaydı, incelemesi, araştırması yokken İstanbul Sözleşmesinden çekilmek, kadınların eşit ve özgür bir yaşam hakkını tanımamanın ilanından başka bir şey değildir. İstanbul Sözleşmesi önemlidir; çünkü taraf devletlere kadına karşı şiddeti önleme, şiddet kurbanlarını koruma, failleri kovuşturma ve şiddeti önleyici tedbirleri alacak iyileştirmeler yapma sorumluluğunu yükler. İstanbul Sözleşmesi uluslararası hukukta, şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunu vurgulayan ilk sözleşmedir" ifadelerini kullandılar.
"Yasaları ve sözleşmeleri uygulamayan iktidardır"
Hakları için mücadele etmeye devam edeceklerini belirten kadınlar; "Kadına yönelik şiddeti bitirme sözleri daha hafızalarda tazeyken İstanbul Sözleşmesinden çıkma kararı, AKP iktidarının ve siyasal islamcı gericiliğin kadına yönelik şiddeti bitirmeyi bırakın ancak sorumlusu olabileceğini bir kere daha göstermiştir. Kadına yönelik şiddetin sorumlusu haklarımızı gasp etmeye çalışan, yasaları ve sözleşmeleri uygulamayan iktidardır. "Namusumu kirletti", "Bana hayır dedi", "Boşanmak istedi" gibi şiddeti aklayan bahaneler; ceza indirimi, eril yargı pratikleri, "Onu giymeseymiş". "Oraya gitmeseymiş" korosu; istismara maruz bırakılan çocuğu, tecavüze maruz bırakılan kadını ona tecavüz edenle evlendirip tecavüz failini aile ile aklamaya çalışan yasa önerileri; kadını şiddet gördüğü aileye hapsetmeye dönük arabuluculuk işleri: nafaka hakkını yok edecek tasarılar ve pandemi fırsatıyla salıverilen şiddet faili erkekler ortadayken neyi/kimi korumadıkları kadar neyi/kimi korudukları da açıkça ortada! Ancak bu kararı verenlerin atladıkları nokta şudur ki, İstanbul Sözleşmesi kimsenin iki dudağının arasında değildir. Milyonlarca kadının hayatı ve hakları tek bir adamın kararına sığamaz, milyonlarca kadının canı tek adamın bekasına kurban edilemez. Kadınlar vazgeçmedikçe, arkasından çekilmedikçe İstanbul Sözleşmesinden çıkmak o kadar da kolay olmayacaktır. Kadınların vazgeçmeye de biat etmeye de hiç niyeti yoktur. 20 Mart`tan beri Türkiye`nin dört bir yanında kadınlar ve LGBTI+`lar olarak bu çekilme kararını tanımadığımızı ve yaşamak istediğimizi sokaklarda, meydanlarda haykırıyoruz; haykırmaya da devam edeceğiz! İktidarın LGBTI+`ları hedef göstererek kullandığı ayrımcı dile asla geçit vermeyeceğiz. Kadınların, çocukların, LGBTI+`ların şiddetsiz bir dünyada, eşit ve özgür bir yaşam sürmesi için, haklarımız için mücadeleye devam edeceğiz!
"İstanbul Sözleşmesi kadınların mücadelesi ile imzalanmadı"
Sözleşmenin kadınların mücadelesi ile imzalandığını ifade eden kadınlar; "İstanbul Sözleşmesi kimsenin lütfu ile imzalanmadı, kadınların kararlı, dirençli mücadelesi sayesinde kazanıldı. Bugün de sözleşmeden vazgeçmeye niyetimiz yok. Bu kararı tanımıyoruz, kabul etmiyoruz! Karar, yok hükmündedir! Kadınlar, kazanımlarımıza hız kesmeden saldırıları süren iktidara ve onun yarattığı gerici odaklara karşı mücadele etmeye devam edecek! İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz! Bizler, yani İstanbul Sözleşmesinin en temel yaşam hakkımızın dayanağı olduğunu bilip asla vazgeçilemeyeceğini haykıran kadınlar, diyoruz ki; haklarımızı ve hayatlarımızı sizin vicdanınıza teslim etmeyeceğiz! Direnerek sokaklarda elde ettiğimiz hiçbir hakkımızın peşini bırakmayacağız! Ne zaman evleneceğimizi, kaç çocuk doğuracağımızı size sormayacağız! Bir kere daha, her zaman ve her yerde yaptığımız gibi tekrar ediyoruz; iktidarın kadınlara karşı açtığı savaşta kaybeden biz kadınlar olmayacağız. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz! Haklarımızdan, hayatlarımızdan ve birbirimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Mutlaka kazanacağız. İstanbul Sözleşmesi bizimdir, biz bitti demeden bitmez! Yok hükmündeki kararnamesi sadece tek adamı bağlar. Kabul etmiyoruz! Sadece İstanbul Sözleşmesi için değil, 6284 sayılı Şiddeti Önleme Yasasının etkin uygulanması için, Nafaka Hakkı, Kürtaj Hakkı, LGBT+`ların hakları için de sokakları terk etmeyeceğiz" dediler.
"Sözleşmenin amacı; her türlü şiddeti ortadan kaldırmaktır"
Kepez`de bir araya gelen çok sayıda kadın, İstanbul Sözleşmesi`ne sahip çıkarak; "Ataerkil güç ilişkilerinden beslenen erkek şiddeti her gün daha vahşi yöntemlerle can almaya devam ederken, iktidar partisi temsilcilerinin her fırsatta kadın kazanımlarını hedef alması, sürekli kullanılan ayrımcı ifadeler kadın katillerini daha fazla cesaretlendirirken, eril yargının şiddet faillerini cezasız bırakması ve katillere verilen iyi hal indirimleri şiddet tehdidi altında yaşam süren kadınlara yenilerini eklenirken, mücadelemiz İstanbul Sözleşmesindeki yasal hükümler uygulasın derken şimdi `İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz` diyoruz... Kadınların uzun yıllar emek vererek, bedeller ödeyerek sahip oldukları koruyucu yasaların iktidar temsilcileri ve gerici zihniyet üzerinden sürekli olarak yalan yanlış bilgilerle hedefe konmasını, yok sayılmasını kabul etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi; kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, şiddet faillerinin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için en ince ayrıntısına kadar titizlikle hazırlanmış ilk uluslararası sözleşmedir. Sözleşmenin Amacı; ev içi şiddet dâhil kadına yönelik her türlü şiddeti önlemek, ortadan kaldırmaktır. Şiddeti önlemek için kadınları güçlendirmek, kadın -erkek eşitliğini sağlamak ve yaygınlaştırmaktır. Sözleşmenin amacı şiddet mağdurlarının korunması için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak, şiddete karşı uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmaktır. Kadına yönelik her türlü şiddetin ortadan kalkması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin işbirliğini desteklemek ve yardım sağlamaktır. Din, dil, ırk ayrımı yapmadan sözleşme, taraf devletlere yüklediği sorumluluklarla etkili uygulandığında kadınların eşit sayıldığı, güvende hissettiği ve kendilerini özgür olarak ifade edebildikleri bir toplumun yapının oluşmasını sağlayacak önemli bir zemin yaratır" dediler.
(Eren Aşnaz-Seçkin Sağlam)