Türkiye Yol-İş Sendikası Çanakkale Şubesi üyeleri AKP İl Başkanlığı önünde kitlesel basın açıklaması düzenledi. AKP İl Binası önünde bir araya gelen Türkiye Yol – İş Sendikasına bağlı yaklaşık 60 kişilik grup 6111 sayılı torba yasayla birlikte işçilerin taşeron çalıştırma biçimiyle güvencesizleştirilmesini protesto etti. Ulusal istihdam projeleri ile işçi alımlarının kölelik sistemine dönüştürüleceğini belirten ÊYol-İş Bursa Şube Başkanı Muharrem Yıldız, “ Yıllarca büyüttüğümüz çocuklarımız, ileride asgari maaşın 1 TL üstünde maaş almadan çalıştırılacak. Mahalli idarelere getirilen değişiklikler ile Cumhuriyet, eyalet sistemine dönüşecektir” dedi.
Kanun Tasarısına vurgu
Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı gözlenen eylemde Yol-İş Bursa Şube Başkanı Muharrem Yıldız: “Dünyada çeyrek yüzyıldır süregelen bilimsel ve teknik gelişmelerin sonucu olarak kurumlar, ilişkiler ve bilgilerimizin yoğun bir değişim süreci içinde bulunduğu malumdur. Bu bağlamda dünya ülkelerinin gerisinde kalmamak, daha ileri ve daha modern bir hayatı Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlarının da hak ettiği tartışmasız bir gerçektir. Bu inançla halkın ve ülkenin yararına olan çabaların desteklenmesini yurttaşlık ödevi kabul etmekteyiz. Kuşkusuz, atılan adımların, yenilik ve gelişmelerin en geniş manada halkımız tarafından öğrenilmesi, tartışılması ve görüş bildirilmesi; tıpkı anayasa hazırlık çalışmalarında olduğu gibi sabırlı bir tutumla en geniş katılım ve mutabakatı hedeflemesi gerekir. Bu cümleden olarak değinmek istediğimiz husus; bazı büyükşehir belediyelerinin sınırlarının değiştirilmesi ile 13 ilde büyükşehir belediyesi kurulması ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun tasarısı taslağı ile ilgilidir” dedi.
“Başbakan “Kefili benim” demişti”
Tasarı Taslağı’nın milyonlarca yurttaşı ve on binlerce çalışanı da ilgilendirdiğini ifade eden Yıldız: “Bilindiği gibi; 2005 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kapatılırken Sayın Başbakanımız kamuoyuna; “Amacımız köye ve köylüye daha hızlı ulaşmak, bu nedenle yerel yönetimleri güçlü kılmak istiyoruz. İl Özel idarelerine devredilen isçilerin sadece işvereni değişecek bunun dışında başka bir sorun yaşamayacak” Kefili benim” diye söz vermişti. 6111 sayılı Torba Kanunu ile Belediye işçileri yerlerinden edilmiş, işyerleri değiştirilmiş” diye açıklamasına devam etti.
Maddeler sakıncalı
Önerilen yasa tasarısı çeşitli sakıncalar içerdiğini belirten Yıldız sakıncalı maddeleri açıkladı:
“1- Yerel Yönetimlerin genel bütçeden aldıkları paylar düşürülmektedir. Bu ise; hizmetlerin kaliteli ve kalifiye personel eli ile görülmesini engelleyebilecektir.
2- Bunların yanı sıra köy ve beldelerin mahalleye dönüştürülmesi ile birlikte çeşitli yasalarımız açısından buralarda yaşayan yurttaşlarımıza yeni vergi, harç ve harcamalara katılım yükleri getirilmektedir.
3- Nüfusumuzun yüzde16`sını oluşturan yaklaşık 12 milyon köylü yurttaşımız için; yol, gölet, kar mücadelesi gibi hayati ihtiyaçların giderilmesinde, kış aylarında 6 ay kar altında olan köylerimize ulaşım olmayacak, doğal afetlerde, eğitimde aksamalar olacak, kapalı kalan yollarda diyaliz hastalarımızı nakledemeyeceğiz aksaklıklar yaşanabilecektir.
Bizlerin istekleri; özel idarede çalışan arkadaşlarımız kendi iş kollarında görev yapmaya devam etsin, tecrübeli makine operatörleri kolay yetişmiyor, iş kazalarının artması deneyimsizliktir. Karayolları Genel Müdürlüğü işyerlerinde çalıştırılan taşeron işçilerin hukuki durumu ile ilgilidir. Türkiye Yol-İş Sendikasının örgütlü bulunduğu Karayolları Genel Müdürlüğü Bölge Müdürlükleri bünyesindeki işyerlerinde yıllardır taşeronlar eli ile işçi çalıştırılmaktaydı. Sendikasız ve güvencesiz çalıştırılan bu işçilerinin başvuruları üzerine üyelik işlemleri gerçekleştirilmiştir.
Sendikamız; üyelikleri gerçekleştirilen 6500 civarındaki taşeron işçisinin işvereni görünen aracı firmalarla Genel Müdürlük arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğu gerçeğinden yola çıkarak; Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine Ankara İş Mahkemelerinde 6411 dava açmıştır. Açılan davalardan 4593`ü ilk derece mahkemelerinde lehimize sonuçlanmış ve davacı işçilerin Karayolları Genel Müdürlüğünde çalıştırılmaya başlandıkları ilk günden itibaren Genel Müdürlüğün işçisi oldukları yargı kararıyla tespit edilmiştir. Bu kararlardan 4116`sı Yargıtay’ca onanıp, kesinleşmiştir. Diğerleri ise, devam etmektedir. Öte yandan Karayolları Genel Müdürlüğünün bu işçilere ihtiyacı olduğu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım`ın Maliye Bakanlığına hitaben kadro talep etmek üzere yazdığı 2.6.2012 tarihli ve 00478 sayılı yazıdan kolaylıkla anlaşılmaktadır.
İşçiler mağdur olacak
Anılan yazıya Maliye Bakanlığınca 60 günlük yasal süre içinde cevap verilmediğinden, talebin zımnen reddedildiği değerlendirilerek Türkiye Yol-İş Sendikası üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak üzere, söz konusu ret işleminin iptali için tarafımızdan Ankara 2. İdare Mahkemesinde (T. 17.08.2012; E.2012/1308) dava açmıştır. Bunun üzerine Karayolları Genel Müdürlüğü 2013 yılında bütün bölgelerde Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yaptığı işlerin tamamının anahtar teslimi yüklenici firmalara ihale edilmesi için gerekli çalışmalara başlamıştır. Bu durum yalnızca aracı şirketler vasıtasıyla çalıştırılan davacı işçileri mağdur etmekle kalmayacak, bütün işler hizmet alımı suretiyle gördürüleceği için Karayolları Genel Müdürlüğünde yıllardır kadrolu olarak çalışan işçilerin hepsinin “ihtiyaç fazlası” haline gelmesine ve nihayet işlerini kaybetmelerine yol açacaktır. Ayrıca bu durumun Karayolları Genel Müdürlüğünün sahip olduğu 264.297.153 $ değerindeki 11 555 adet iş makinesinin de atıl hale gelmesine neden olacağı açıktır. Görüldüğü üzere Karayolları Genel Müdürlüğünce izlenen yöntem hiçbir sorunu çözmeyeceği gibi telafisi mümkün olmayan yeni sorunlar yaratacaktır.”