Gün geçmiyor ki sağlık sektöründe bir skandal yaşanmasın?
Daha dün bir kanser hastası gencimizin yaşadığı ibretlik görüntüler ortada iken, sağlıkta şiddet sorunun sonucu olarak kaybettiğimiz bir doktorun ölüm yıldönümünde sağlık çalışanları ayakta iken; ?2002 yılından beri ülkemizde başarı ile yürütülen sağlıkta dönüşüm programı? şeklindeki tespite kim inanır.
Hükümetin sağlık politikalarını övmek sizin işiniz olmamalıdır.
?2002 yılından beri ülkemizde başarı ile yürütüldüğünü? söylediğiniz sağlıkta dönüşüm programı sonrasında gelinen noktada bakın bugün neler tartışılıyor:
?-Sağlığı ticarileştiren, sağlık hizmetlerini metalaştıran, eşit-ücretsiz-nitelikli sağlık hizmetinin önündeki öncelikli engel olan sağlıktaki bütün katkı-katılım payları ve ilave ücretler kaldırılmalıdır.
-Sağlık çalışanları arasında dayanışma yerine rekabete yol açan, hizmeti değersizleştiren ve hastaları ?puan?a dönüştüren mevcut ?performansa göre ücretlendirme? sisteminden ivedi olarak vazgeçilmelidir. Kamuda çalışanların ücretleri, iş güvenceli tek bir işte çalışarak insanca yaşamaya, mesleki gelişimi sürdürmeye yetecek, emekliliğe yansıyacak biçimde düzenlenmelidir.
-Sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışma hakkını güvence altına alacak düzenlemeler ile sağlık ortamlarının şiddetten arındırılması için Türk Ceza Kanunu?nda gerekli değişiklik yapılmalıdır.
-Hekimleri ve sağlık çalışanlarını kamuoyu ve hastalar nezdinde küçük düşürücü tutum ve söylemlere son verilmeli; Alo 184 Sabim Hattı?nın faaliyetleri öncelikle durdurulmalı, gerçek anlamda hasta haklarını önceleyerek çalışan bir hattın kurulması sağlık çalışanlarının örgütleriyle ortak çalışma yürütülerek sağlanmalıdır.
-Hastalara yeterli süreyi ayırabilmek başta olmak üzere nitelikli hizmetin gereklerine uygun mesleki tanımlama düzenlemeleri yapılmalı, kamuda ve özel sektörde hastalara yirmi dakikadan daha kısa süre içerisinde hekim randevusu verilmemelidir.
-Birinci basamakta çalışanlar arasındaki ücret eşitsizliklerine son verilmeli; ASM, TSM, kurum hekimlikleri, SHÇEK?te çalışanların tamamı iş güvencesine kavuşturulmalıdır.
-Özel sağlık kuruluşlarında çalışanların sözleşmelerinde sendika/meslek örgütleri taraf olarak kabul edilmeli; işten çıkarmalar Sağlık Bakanlığı ve ilgili sendika/meslek örgütünün iznine bağlı olmalıdır.
-Sağlık alanında çalışmayı ve işyeri hekimliğini taşeronlaştıran; sağlıkçıların her düzeydeki eğitimini (işyeri hekimi, hemşire v.d.) yetkin olmayan özel sektör girişimlerine açan, sendika ve meslek örgütlerinin yetkilerini yok eden, ilgili dernekleri muhatap almayan uygulamalar ivedi olarak durdurulmalıdır.
-Mesleki, kişisel ve ailevi yaşamı olumsuz etkileyen mecburi hizmet ve geçici görevlendirmeler başta olmak üzere çalışma yaşamındaki anti demokratik uygulamalar kaldırılmalıdır.
-Bütün sağlık çalışanlarının nöbet ertesi izin hakkı istisnasız olarak uygulanmalı; 40 saatlik haftalık çalışma süresi, nöbetler de dahil olmak üzere 56 saati geçmemelidir. Radyasyon çalışanlarının çalışma süresi haftalık 25 saate yeniden indirilmelidir. Normal poliklinik hizmetleri için vardiyalı çalışma uygulamaları kaldırılmalıdır.
-Kamu sağlık kurumlarında sözleşmeli, döner sermayeden sözleşmeli, vekil, taşeron işçisi adı altında her tür güvencesiz çalıştırmaya, esnek-kuralsız, fazla çalıştırma ve angaryaya son verilmeli; taşeron şirket çalışanları da içinde olmak üzere sağlık çalışanlarının tamamı devlet memuru statüsüne kavuşturulmalıdır.
-Ülkemizde sağlık insan gücünün planlanması ilgili tarafların katılımıyla bilimsel olarak yapılmalıdır.
-Eğitim aldığımız kurumlar ehil ellerde olmalı, mesleklerimiz dışından insanların mesleğimizin niteliği ve niceliği hakkında kararlar almasına imkan veren düzenlemelere son verilmeli, nitelikli eğitim için gerekli süre ve koşullar meslek örgütlerinin de görüşleri alınarak belirlenmelidir. Mevcut okulların öğretim elemanı, donanım v.b. eksiklikleri giderilmeli; kapasitelerinin üzerinde öğrenci alımına son verilmelidir. Tıp fakülteleri hastanelerinin ekonomik, yönetsel ve akademik özerkliği korunmalıdır?
Siz iktidar şakşakçılığı yapmaktan bu talepler ile ilgilenmeye vakit bulamamış olacaksınız ki; sağlıkta yıkıma dönüşmüş, paran kadar sağlık sistemi haline gelmiş neo liberal sistemin bu uygulamalarını başarı olarak sunmaktasınız.
Bununla da yetinmeyerek bu uygulamaların doğal sonuçları olarak gündemdeki çarpık uygulamaları iktidarı savunmak adına kendi gerçekleriniz ile de çelişmeyi ve kendinizi dahi ret etmeyi göze alarak fütursuzca savunma refleksiyle ile gazetemizin yapmış olduğu bir haberi dahi çarpıtarak üstlenmiş olduğunuz misyona uygun olarak hareket etmektesiniz ki gerçekten çok acı bir durum.
Biz haberimizde ne yazdık?
?Ambulanslar artık doktorsuz hizmet veriyorlar? dedik.
Yalan mı ?
Hayır; sizde, doktor yetersizliği nedeniyle böyle bir uygulamanın başlatıldığını belirtiyorsunuz.
Daha dün doktor yetersizliğinin getirmiş olduğu tepkinin bir örneğini Gelibolu?da yaşadık.
Gelibolu halkı doktor talebi için sokaklara döküldü , siz hala sağlıkta dönüşümün başarılarından bahsetmektesiniz!
Dönelim yine haberimize, haberimizde ne kaydedilmiş; vatandaşın bu konudaki tepkisi dile getirilmiş.
Vatandaşın bu tepkisini yazmasa mıydık ?
Bu tepkiyi dile getirmek hiçbir zaman için şu anda ambulanslarda görev yapan paramedikler ve acil tıp teknisyenlerine karşı bir tavır anlamı taşımaz.
Haberde , görev yapan paramedikler ve acil tıp teknisyenlerinin görevlerine ilişkin hiçbir atıf yoktur.
Tepki doktor ihtiyacını karşılamaktan uzak sistemin, yeni uygulamalar ile ticarileştirilmesinedir.
Yapılan uygulamalar ile nitelikli bir sağlık hizmetinden gün geçtikçe uzaklaşan sistem, yarın acil sağlık hizmetlerini de özelleştirerek taşeron çalışmanın yıkıcı etkileri ile tam bir felakete dönüşmeye potansiyel olarak hazırken yaptığımız haber için ?siyasi amaçlar ile sağlık sistemini eleştirmek? şeklinde suçlamalarda bulunanlar, basının sesini kısmak anlamında yeni bir girişim içersinde olduklarını unutmasınlar?
Hele hele kamuoyunun ciddi bir tepki verdiği bir uygulama üzerinden yapılan haber için ?vatandaş ile sağlık çalışanının karşı karşıya getirmek? noktasındaki eleştiriler kelimenin tam anlamıyla bir aymazlıktır ,basına karşı bir linç girişimidir.
Bizler böylesi girişimlerde bulunanları çok gördük.
Böylesi girişimlerde bulunanların ?sendika? yöneticileri olması ayrıca manidar.
İktidara yaranmak için sendikacılık yapmak isteyenlerin sonu tarihin karanlık sayfaları olacaktır; onların gerçekler karşısındaki böylesi provakatif tavırları da onları bu sondan kurtaramayacaktır.
Bir kez daha belirtelim; ambulanslardan doktorların alınması nitelikli sağlık hizmetini olumsuz etkiler, kamuoyunun algısı bu noktadadır.
?Uzaktan telefon ile doktor yardımı? gibi teraneler ile bu gerçek değiştirilemez.
Temennimiz bu niteliksiz sağlık hizmeti girişiminin herhangi bir olumsuz sonuç yaratmamasıdır.
İşte o zaman bizi, ?siyasi amaçlar ile sağlık sistemini eleştirmekle? suçlayanların kulaklarını çok çınlatırız.