İHD; "Hapishanelerde yeni ölümlerin olmasını istemiyoruz"

990

 İnsan Hakları Derneği (İHD), ülke genelinde ortak basın açıklaması yaptı. Çanakkale’de İHD Çanakkale Şube Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Yavuz, basın açıklamasında, ağır hasta hükümlülerin yaşam haklarının geri verilmesi gerektiği belirtildi. Yavuz, İHD’nin 2008 yılında başlattığı ‘hasta mahpusların sesi olma’ çabalarının 10’uncu yılında olunduğunu belirtti. 2014 yılında Muş’ta tutuklanan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Koçer Özdal’ın, 2016 yılında tek kişilik hücrede kalmaya başladığını söyleyen Yavuz, tutuklu Özdal’ın tutukluluğunun 4’ün yılında rahatsızlandığını ve kendisine mesane kanseri teşhisi konulduğunu belirtti. Yavuz, Özdal’ın tansiyon rahatsızlığından ve böbreklerinin iflas etmesinden dolayı yaşamını düzenli olarak diyalize girerek sürdürdüğünü söyledi. Yavuz, ayrıca Koçer Özdal’ın oğlu olan Savcı Özdal’ın da ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla tutuklu olduğunu ve Koçer Özdal’ın oğlu ile aynı hapishanede olma talebinin de geri çevrildiğini söyledi. 10 yıl boyunca gösterilen çabaların yetkili makamlar tarafından geri çevrildiğini söyleyen İHD Çanakkale Şube Başkanı Yavuz; “İHD’nin 2008 yılında başlatmış olduğu hasta mahpusların sesi olma, kamuoyunu duyarlı kılma çabalarımızın üzerinden tam 10 yıl geçmiştir. Bu 10 yıl içerisinde göstermiş olduğumuz çabalar ne acıdır ki yetkili makamlar tarafından çoğunlukla karşılık bulmamıştır. Yüzlerce ağır hasta mahpus yaşamını yitirmiş, ailesi yanında son günlerini bile geçirememiştir” dedi. 

 
“Koçer Özdal’ın tutukluluğunun 4’üncü yılında mesane kanseri teşhisi konulmuştur”
Özdal’ın tutuklanmadan önce hiçbir rahatsızlığının olmadığını söyleyen Leyla Yavuz; “60 yaşın üzerinde olan Koçer Özdal 2014 yılında Muş’ta tutuklanmış ve kendisine verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının onaylanmasıyla 2016 yılında tek kişilik hücrede kalmaya başlamıştır. Tutuklanmadan önce herhangi bir sağlık sorunu olmayan Koçer Özdal mahpusluğunun 4’üncü yılında Bafra T Tipi KCİK’te yaşadığı şiddetli ağrılardan dolayı hastaneye gitmiş ve kendisine mesane kanseri teşhisi konulmuştur. Aynı süreçte tansiyon rahatsızlıkları ortaya çıktığından ve böbrekleri de iflas ettiğinden düzenli olarak diyalize girerek hayatını sürdürmek durumunda kalmıştır. Okuma yazması olmayan Koçer Özdal’ın arkadaşlarının aktardığına göre 2 yıldır tutulduğu hücrede ve yaşadığı ağır hastalıktan dolayı ihtiyaçlarını karşılayamamakta ve ilaçları zamanında verilmediği için tedavisi aksamaktadır. Bunun yanında Kayseri 2 No’lu T Tipi KCİK’te ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olan oğlu Savcı Özdal ile aynı hapishanede bir araya gelme talepleri de karşılanmamakta böylece oğlunun kendisine refakat edebilme imkânı da ortadan kaldırılmış bulunmaktadır” dedi. 
 
“Özdal’ın oğlu ile aynı hapishanede kalma talebi reddedildi”
Koçer Özdal’ın ‘mahkûm koğuşu’ sıkıntısı nedeniyle Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi’nde ve Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tedavi göremediğini belirten Yavuz; “Yaşadığı ihlaller birçok kez basına yansıyan Koçer Özdal, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından ameliyat olmak üzere Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilmiş ancak ‘mahkûm koğuşu’ tadilatta olduğu için ameliyatı yapılmamıştır. Bunun üzerine Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi de Koçer Özdal’ı Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk etmiş ancak orada da ‘mahkûm koğuşu’ uygun olmadığından dolayı ameliyat yapılamamıştır. Tedavisinde yaşanan aksaklıklar sebebiyle durumu daha da ağırlaşan Koçer Özdal şu anda Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ‘mahkûm koğuşunda’ tutulmaktadır. Kendisini ziyarete gelen aile üyeleri savcılık görüş iznini günler sonraya verdiği için görüş yapamamışlardır. Doktorlarla görüşen aile” idrar torbasının kanser nedeniyle alınacağını ancak böbreklerinin fonksiyonlarını yitirmesi nedeniyle, tomografi ve tetkiklerin devam ettiğini böbreklerle ilgili bölüm doktorlarının görüşünü beklediklerini, gerekirse böbreklerinde alınacağını hastanın durumunun ciddiyetini aile ile paylaşmışlardır. Koçer Özdal’ın sağlık durumu ile ilgili almış olduğumuz başvuru kısaca bu şekilde beyan edilmiştir” ifadelerini kullandı.
 
“Koçer Özdal’a özgürlük…”
Hasta’nın kendi doktorunu seçme ve raporlarının bağımsız bilirkişilerce hazırlanmasını isteme hakkı olduğunu söylediklerini belirten Yavuz; “Bizler insan hakları savunucuları olarak hapishanelerde yeni ölümlerin olmasını istemiyoruz.10 yıldır vicdanlara seslendik. Yaşam hakkının kutsallığından bahsettik. Ayrıca Birleşmiş Milletler resmi belgesi olan ve üye ülkelerce de kabul edilen İstanbul Protokolü gereği, tutuklu ve hükümlü konumda da olsa her ‘Hasta’nın kendi doktorunu seçme ve raporlarının bağımsız bilirkişilerce hazırlanmasını isteme hakkı vardır’ dedik. Özellikle ağır hasta mahpusların yakınları yanında tedavilerine devam edebilmesini ve mahpusların bir veda hakkına dahi erişemeden yaşamlarını yitirmemesi gerektiğini söyledik. Bugün Koçer Özdal için bir kez daha söylüyoruz. Merhamet değil, vicdan değil, insaf değil, lütuf değil 401 ağır hasta mahpus için yaşam hakkı istiyoruz! Koçer Özdal’a özgürlük…” dedi.
(Baykal Sağlam)
Paylaş