Çıkan olaylarda sorumlu olan başta kamu idarecileri olmak üzere tüm kişilerin rolünün açığa çıkartılması için etkili idari ve adli soruşturma açılmasını talep eden İHD Çanakkale Şube Başkanı Serpil Bayar; “Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşbaşkanı Fatma Gök ve HDK Yürütme Kurulu Üyesi milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder, Levent Tüzel ve Sebahat Tuncel’in de aralarında olduğu heyetin toplumsal barış için halkla buluşma toplantıları konusunda, Karadeniz’de yapmak istedikleri il gezilerinde 18 Şubat’ta Sinop’ta linç girişimine maruz kalmaları; 19 Şubat’ta Samsun’da sosyalist parti ve sol derneklerle buluşmalarının önlenmesine yönelik saldırıya maruz kalmalarını ve Samsun’da sol parti ve derneklere yönelik linç girişimini kınıyoruz. Bu olaylarda sorumluluğu olan başta kamu idarecileri olmak üzere tüm kişilerin rolünün açığa çıkartılması için etkili idari ve adli soruşturma açılmasını talep ediyoruz. Bu gezide toplumsal barışın gerçekleşmesi için halkla buluşmaların özelikle devlet yetkililerinin gözetiminde hareket eden saldırgan grupların engeliyle karşılaşma ihtimalinin yüksek olduğunu göstermiştir. Toplumsal barışın gerçekleşmesi elbette mümkündür ama süreç zorludur” dedi.
“Ulus devlette ısrar edenler bir kez daha düşünmelidir”
“Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları sorunun en önemli kaynağı ideolojik ulus devlettir” diyen Bayar; “Bu ulus-devleti devam ettirmek için uygulanan güvenlik politikaları barışın önündeki en önemli engeldir. 20. yüzyılın kazananı demokrasi olmuştur. 21. Yüzyılda hala ulus devlette ısrar herkese kaybettirir. Sinop ve Samsun’daki olaylar, ulus-devlette ısrar edenlerin sokakları nasıl olumsuz etkilediğini ve yönlendirdiğini göstermiştir. Ulus-devlet uğruna Ermeni soykırımı başka olmak üzere Dersim soykırımı, azınlıklara yapılan saldırılar ve göç ettirmeler, askerî darbeler, Kürtlere, diğere etnik gruplara ve Alevilere yapılan asimilasyonun sonuçları unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.
“Özel Harp Dairesi’nin rolü masaya yatırılmalıdır
Adeta bir elin devreye girerek kitleleri hedefe yönlendirdiğini iddia eden Bayar şu şekilde konuştu: “İHD’nin bugüne kadar linç teşebbüsleri ile ilgili kamuoyuna açıkladığı onlarca raporunda linç teşebbüslerinin planlı ve organize olduğu görülecektir. Adeta bir el devreye girmekte ve kitleler hedefe yönlendirilmektedir. Genelkurmay Başkanlığının 15 Şubat 2013 tarihinde BA - 08 / 13 nolu kamuoyuna açıkladığı basın bildirisiyle Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın çalışmalarını sürdürdüğü belirtilmektedir. Şu soruları sormak gerekir. Türkiye’nin olası işgali halinde hazırlanan planlar geçerli midir? Olası işgale karşı her il, ilçe, bucak ve köylerde örgütlenmiş özel görevlilerin görevi devam etmekte midir? Olası işgalde kullanılmak üzere oluşturulmuş silah depoları varlığını sürdürmekte midir? Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra NATO ülkelerinde tasfiye edilen özel yapılar Türkiye’de niçin tasfiye edilmemiştir? Sovyet tehdidinin yerini Kürtler ve sosyalistler mi almıştır? Kontrgerilla diye bilinen Özel Kuvvetlerin sivillere yönelik toplu katliamlardaki rolü niçin açığa çıkarılmamıştır? Bu sorular çoğaltılabilir. TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporu iyi analiz edilmeli, devlet içindeki illegal yapılar mutlaka tasfiye edilmeli, yasal görünümlü ancak yasadışı faaliyetler içinde olan özel yapılar da tasfiye edilmelidir. Kamu idaresinde şeffaflık sağlanmalıdır.”
“Siyasal iktidar barış sürecine ne kadar hazırdır”
Açıklamasında AKP iktidarını da eleştiren Bayar; “Sinop ve Samsun olayları göstermiştir ki, siyasal iktidar barış sürecine iyi hazırlık yapmamıştır. Başbakanın, İl Valilerini toplayıp konuşması pek etkili olmamıştır. Diyarbakır Valisinin bir gösteride polis panzeri altında ezilerek ölen Şahin Öner adlı gösterici hakkında “elinde bomba patladı” açıklamasını yapması, Sinop’ta ve Samsun’da göstericilerin saatlerce toplanmasının beklenilmesi ve dağıtılmaması valilerin ve emniyet müdürlerinin eski alışkanlıklarını devam ettirdiklerini göstermektedir. Başbakan süreçte samimi ise Türkiye’nin en önemli sorunun çözümünde engel çıkaran kamu idarecilerine göz açtırmaması ve ilk etapta Diyarbakır, Sinop ve Samsun Valileriyle Emniyet Müdürlerini görevden alması gerekir” dedi.
“Türkiye sol ve sosyalist fikirlerden korkmamalıdır”
Bayar sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “HDK Heyetinin Karadeniz’de yaşayan insanlarla buluşmasının engellenmesi devletin sol ve sosyalist fikirlerden hala ne kadar çok korktuğunu göstermektedir. Türkiye’de ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki en büyük engel devlet görevlilerinde yaygın ve egemen olan otoriter zihniyettir. Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları sorununun çözümünde öncelikle ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri kaldırması gerekmektedir. Türkiye, Kürt Sorunu’nun demokratik ve barışçıl çözümünü mutlaka gerçekleştirmek zorundadır. Bu kararlılıkla hareket edilirse hiçbir provokasyon sürecin ilerlemesini engelleyemeyecektir.”