İçme suyumuz, altından daha değerlidir!

2604

 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde, insan ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı ile su hakkı kapsamında Altınzeybek Göleti 2’nin yapımı, gölet suyunun su hakkı kapsamında kullanımı ve Kirazlı Altın Madeninin ÇED’e aykırı düşmesine ilişkin basın açıklaması yapıldı. Basın açıklaması, Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi Su ve Vicdan Nöbeti Çalışma Grubu tarafından Altın Zeybek Göleti 2 inşaat alanı, kirazlı siyanürlü altın madeni işletmesine Gölet’ten su götürüleceği öngörülen sutaşıma borularının bulunduğu alanda yapıldı. Basın açıklamasına Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, Prof. Dr. Murat Türkeş, Çan Çevre Derneği Başkanı Hamza Yıldız, Su ve Vicdan Nöbeti Komite Üyeleri, çevre dernekleri temsilcileri, CHP Çan Eski İlçe Başkanı Ümran Aydın, Kumarlar köyü halkı ve Çanakkaleli çevre gönüllüleri katıldı. Burada açıklamada bulunan Prof. Dr. Türkeş, altın madeni projesi için gereksinim duyulacak proses suyun ve personelin içme ve kullanma suyu temini için yapılan çalışmalarda saha çevresindeki su kaynaklarının içme, kullanma ve proses su ihtiyacının sağlanması için yeterli tutarda ve kalitede olmadığının ÇED raporunda belirtildiğini ifade etti. Projenin yeterli suyu olmadığını söyleyen Prof. Dr. Türkeş, Kumarlar Köyü’nün kendisi ile yakın çevresindeki doğal ekosistemler ve canlıların can suyuna göz dikildiğini ifade ederek; “Yöre 2 yıl ve daha uzun kuraklıklarda ciddi su sıkıntısı yaşamaktadır. Dolayısı ile hem uzun yaz kuraklığı dönemlerinde hem de kuraklık olaylarının yaşandığı dönemlerde ki iklim değişikliği gözlenen kuraklık eğilimlerini kuvvetlendirecektir, maden için göletten çekilecek olan bir damla su bile Kumarlar ve çevresindeki içme, kullanma, tarım ve canlı yaşamının can suyunun azalması ve kesilmesi anlamına gelecektir. Sonuç olarak, Çanakkale ve yöresinde yaşam için gerekli olan suyun tek bir damlasını dahi “vahşi madenciliğe” vermeyeceğimizi bir kez daha dile getiriyoruz. Suyumuz, toprağımız, havamız yaşam içindir, yaşam adına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi. 

 
“Bu barajdan su alınması olanaksızdır!”
Basın açıklamasını yapan Prof. Dr. Murat Türkeş; “Özellikle 1990’larla birlikte, küreselleşmenin kolaylaştırıcılığında, ‘Kapitalizmin yıkıcı etkisinden kısmen korunabilmiş ortak varlıkları (doğal varlıklar, su, toprak) ve başlıca kamusal hizmet alanlarını (eğitim, sağlık) piyasaya açan neoliberal politikalar, hayatın birçok alanında olduğu gibi su alanında da yıkıma neden oluyor. Su varlıkları ve su hizmetleri neoliberal politika yapıcılar açısından kârlı birer alan haline geliyor’. Ağırlıklı olarak 2000’li yıllarda tartışılmaya başlanan görece daha yeni kavram durumundaki ‘Bir İnsan Hakkı Olarak Su Hakkı’ ve ‘İnsan Hakları’ konusu, başka metinlerden ve/ve tartışma zeminlerinden “iyi bilinen kavramlar hakkında yeni bir düşünme yolu” olarak kabul edilebilir. Bu hakkın resmi olarak tanınmasıysa, genel çerçevede var olan insan haklarını genişletirken, daha özel çerçevede var olan insan haklarının suya bağlı boyutunu görmeyi sağlayabilecek boyutta bir etki yaratabilir. Kirazlı Siyanürlü Altın Madeni Projesi (Alamos Gold ve yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik) için gereksinim duyulacak proses suyu ve personelin içme ve kullanma suyu temini için yapılan çalışmalarda saha çevresindeki su kaynaklarının içme, kullanma ve proses su ihtiyacının sağlanması için yeterli tutarda ve kalitede olmadığı ÇED raporunda belirtilmiştir. ÇED’lere göre, Proses suyu, DSİ 25. Bölge Müdürlüğü ile yapılan bir protokol kapsamında, proje alanın yaklaşık 30 km güney doğusunda bulunan Çan ilçesine bağlı Zeybekçayır Köyü’nün 1.5 km akış yukarısında, Bıçkı Dere üzerinde inşa edilmesi planlanan Altınzeybek Göletinden ya da geliştirilecek bir alternatif projeden sağlanacaktı! Ancak raporda geliştirilecek alternatif kaynağın ne olacağı belirtilmemiştir. Proje alanı ve yakın civarında yeraltı suyu üretilecek herhangi bir uygun akifer yoktur. Atikhisar Barajı içme-kullanma ve sulama amaçlı kullanıldığından, bu barajdan da su alınması olanaksızdır! Bu durumda, Altınzeybek Göleti haricinde alternatif su kaynağı, ancak başka bir gölet yapısı olabilir” dedi. 
 
“Suyumuza, toprağımıza, havamıza yaşam adına sahip çıkmaya devam edeceğiz”
Prof. Dr. Murat Türkeş; “‘Orijinal’ Altınzeybek Göleti’nde yılda toplam 3,620,000 m3 suyun depolanması ve Altınzeybek Göleti ile yöredeki Çan İlçesi Etili Grup suyu kapsamında yer alan 24 köyün yanı sıra Kirazlı maden sahası yakınındaki 5 köy (Söğütalanı, Kızılelma, Kirazlı, Çazgirler ve Yukarışapcı köyleri) ile Terzialan Beldesi’ne öncelikli olarak içme, kullanma ve sulama suyunun sağlanması, sonra da projenin proses suyu ihtiyacının karşılanması planlanmıştı! Normal ve yağışlı koşullarda proses için gerekecek suyun bir kısmının saha içerisinden toplanacak asidik olma potansiyeline sahip temas sularından karşılanabileceği, kurak dönemde ise temas sularının tamamının bile proses su ihtiyacını karşılamayacağı, dışarıdan bir su kaynağına (Altınzeybek Göleti ya da alternatif bir kaynak) ihtiyaç duyulacağı vurgulanmıştı! Geldiğimiz noktada, Alamos Gold şirketi Kirazlı ‘Siyanürlü’ Altın Madeni projesinde, Kirazlı için yapılan ÇED’lerin temel alındığı tüm ölçme, gözlem, inceleme, araştırma ve modelleme alanlarının (örneğin, biyolojik, sağlık, su kaynakları, sosyal, vb. çalışma alanlarının) dışına çıkarak ÇED’i alınmamış, ÇED’e hiç tabi olmamış başka arazilerde ve alanlarda projenin yayılmasına, başka bir deyişle ÇED’e aykırı yasa dışı bir uygulamaya girmiştir. Dahası, şirket, normal koşullarda çok öncesinden konunun sorumlusu bakanlık ve kamu kuruluşlarının yapması gereken bir gölet yatırımını sosyal yardım adına kendisi yapmayı üstelenerek, Kumarlar Köyü verimli arazilerini, meralarını ve yakın çevredeki doğal yapıyı (fauna ve florayı, ormanları, biyolojik çeşitliliği, doğal peyzajı, vb.) bozarak, köyün biricik su kaynağına göz dikmiştir; Altınzeybek 2 Göleti’nde toplanan suyun büyük bölümünü Kirazlı’da kullanmayı planlamaktadır. Yukarıda açıkladık, Kirazlı Maden Projesinin yeterli suyu yoktur. Kumarlar Köyü’nün kendisi ile yakın çevresindeki doğal ekosistemler ve canlıların can suyuna göz dikmiştir. Tüm planları buna yöneliktir. Yörenin iklimi, özellikle hidroklimatolojisi kuraklığa eğilimdir; bugünkü koşularda bile yıllık su açığı çok yüksektir. Yöre 2 yıl ve daha uzun kuraklıklarda ciddi su sıkıntısı yaşamaktadır. Dolayısı ile hem uzun yaz kuraklığı dönemlerinde hem de kuraklık olaylarının yaşandığı dönemlerde, ki iklim değişikliği gözlenen kuraklık eğilimlerini kuvvetlendirecektir, maden için göletten çekilecek olan bir damla su bile Kumarlar ve çevresindeki içme, kullanma, tarım ve canlı yaşamının can suyunun azalması ve kesilmesi anlamına gelecektir. Sonuç olarak, Çanakkale ve yöresinde yaşam için gerekli olan suyun tek bir damlasını dahi “vahşi madenciliğe” vermeyeceğimizi bir kez daha dile getiriyoruz. Suyumuz, toprağımız, havamız yaşam içindir, yaşam adına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi. 
(Baykal Sağlam)
Paylaş