DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin kongresine katılmak üzere geldiği Çanakkale`de STK temsilcileriyle bir araya geldikten sonra, Çarşı`da esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi. Tek tek dükkânları gezen Ali Babacan`ın karşısına çıkan emekli bir vatandaş, yaşanan ekonomik gidişattan ve hayat pahalılığından şikâyetçi oldu. DEVA Partisi lideri Ali Babacan`ın önünü kesen emekli vatandaş; "Çok kötü olduk, gerçekten çok kötü olduk. Nasıl düzelecek bu durumlar ben bilmiyorum yani. Kim düzeltecek? İnşallah siz gelirsiniz de bizlerde bir refaha kavuşuruz. 18 senedir zaten pik yapmadık, dip yaptık" dedi. Vatandaşın isyanını dinleyen DEVA Partisi Lideri Ali Babacan; "Maaş az artıyor, hayat pahalılığı çok artıyor. Bu iktidarla mümkün değil artık. Onun için biz DEVA Partisini kurduk, onun için yola çıktık. Doğrusunuz, haklısınız. Onun için çalışıyoruz; genç pırıl pırıl bir ekip topladık, hep beraber yürüyoruz" dedi.
Bir süre Çanakkaleli esnafları ziyaret eden Babacan daha sonra Kayserili Ahmet Paşa Caddesi`nde bulunan DEVA Partisi İl Başkanlığının açılışı gerçekleştirdi. Ali Babacan ardından kentteki basın mensuplarıyla görüştü. Babacan, daha sonra Kolin Otelde düzenlenen kongrede, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. Kongrede tek liste aday olan Berkan Karaca il başkanlığına seçildi.
"Türkiye`de İnsan haklarının ihlal edildiği birçok alan var"
Basın mensuplarıyla yaptığı görüşmede ülke gündemi hakkında konuşan babacan şunları söyledi; "İlk önce Merkez Bankası Başkanı`nın görevden alınması, ardından damadın ortadan yok olması, hala yok ortada. Daha sonra AB`den, hukuktan, insan haklarından bahsedilmeye başlandı. Bunlar şaşırtıcı gelişimeler. Bu acıkmaların önce samimiyet testinden geçmesi gerekiyor. Samimiyet testide bunların fiilen uygulanmasıdır. Şu anda Türkiye`de İnsan haklarının ihlal edildiği birçok alan var. Düşünce suçu yüzünden hapiste olanlar var. Sadece eleştirel haber yaptığı için işlerinden ayrılmak zorunda olan gazeteciler var. Azda olsa tutuklu olanlar var. Dolayısı ile problemler büyük. İnsan Haklarından bahsedenlerin biran önce uygulama ile ilgili, bazı somut adım atmaları lazım. Hükümet demokrat bir duruşa geçerse, özellikle yargıya müdahaleden vazgeçerse, yargıçlara, savcılara, ben size karışmayacağım derlerse buda yetmez bunların telefonlarını rehberlerinde silmeleri lazım. Evrensel hukuk, Anayasa, yasalar uygulanırsa ve hakimler savcılar sadece kendi vicdanlarının sesi ile kara alırlarsa zaten yağıyla ilgili sorunların çoğu düzelmeye başlar. "
"Bütün bunların düzelmesi anlık"
Babacan konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; "Hükümetin yürütme erkini, yargıya müdahalesini kesmek mümkün. Bu siyasi bir duruş meselesi. Şu anda AB en büyük düşman ilan edilmişken tekrar AB`ye sarılma durumu var. Bunu da kötüye gidişi aşmak için atılan bir adım olarak değerlendiriyoruz. Asıl uygulamayı görmemiz gerekiyor. AB`ye geçmek için hemen bazı uygulamalar getirilebilir. Örneğin Kamu İhale Yasası hemen geçmeli. 28 ülke bütün kamu ihalelerini ortak mevzuatta yapılıyor. Bu uygulamalar için yardım ederiz buda kolay ancak bunların yapılacağını açıkçası sanmıyorum. Sayın Arınç`ın çıkışı ve onun karşısında hemen Cumhurbaşkanı`ndan gelen açıklama aslında işlerin eski tas eski hamam olduğunu gösteriyor. Biraz açılım, biraz demokrat duruş, biraz hukuk uygulamaya geçilmeye başlandığında hemen geriye sarıldığını görüyoruz. Kavala doyası ile ilgili daha önce açıklama yapmıştık. Hukukçu arkadaşlarımız detaylı inceldiler. Tutuklu yargılanmayı gerektirecek herhangi bir unsur görmediler. Yargılama devam ederken, henüz kesin karar yokken suç kesinleşmeden cezanın uygulanmaya başlamasına kesinlikle karşıyız. Tabii ki bunların yargının kararı olması lazım Dosya bazında devletin er köşesinden müdahaleler geldiğinde hakimler savcılar ya bunun içeri atacağım ya da kendim içeri gireceğim diyorlar. Bütün bunların düzelmesi anlık. Bir iktidar değişikliği olduğunda tüm bunlar anlık düzelir. "
"Vatandaşın ödediği maliyeti sürekli hatırlatacağız"
"Hazine ve Maliye Bakanı sosyal medyadan bir açıklama yaptı ve ortadan kayboldu. Boş koltuk dahi kurun yaklaşık yüzde gerilemesini sağladı. Sadece gölge etmediler sistem az nefes aldı. Tabi bu kadar devlet sorumluluğu varken, birden ortadan kaybolması, devir teslime bile gelmemesi bu tabi doğru bir şey değil. Devlet yönetimi diye bir adap yok. Devletin bir geleneği adabı vardır. Cumhurbaşkanı bir reçeteden bahsetmeye başladı bunun ne olduğunu göreceğiz. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı düşük faizi çok savundu. `Faiz lobisi dedi, faizi düşüreceksin ki enflasyon düşsün` dedi. Daha sonra Merkez Bankası`nın faiz artışına izin verdin. Neden zamanında çok küçük artışlarla kurtulabilecekken bu kadar yangının büyümesine sebep oldun. Neden Merkez Bankası`nın rezervi eksi 44 milyona düştükten sonra buna izin verdi. Bunların hepsinin sorgulanması lazım. Bu ülkeye bu işin bir maliyeti var. Biz bunu unutturmayız. Vatandaşın ödediği maliyeti sürekli hatırlatacağız. 2018 Haziran`da Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi başladı, yakın akraba da bakan olarak atandı. O günden bugüne devletin borcu ikiye katlanmış. 970 milyardan 1 trilyon 935 milyara çıkmış. Tam iki katı artmış. Yazık bu ülkeye. Bunun bedeli ne olacak? Yıllarca bu ülkenin insanları borç yükünün altında ezilecek."
"Topyekûn bir siyasi revizyon olması gerekiyor"
"Ülkede topyekûn bir siyasi revizyon olması gerekiyor. Yani öncelikle insan hakları, özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü... Buralardaki temel sağlamlaştırılmadan ekonomide ne yaparlarsa yapsınlar fayda etmez çünkü yatırım gelmez. Uzun vadede yatırım gelmedikçe işsizlik sorunu çözülmez, uzun vadeli döviz gelmeyince de Türkiye`nin döviz sorunu çözülmez. Ekonomi yönetiminde de uzun vadeli, rasyonel, akılcı, bütüncül bir politika gerçekten uygulanacak mı yoksa eski alışkanlıklar, eski dürtülerle mi yönetilecek onlar da zaten önümüzdeki birkaç aya kadar oraya çıkar.
"Partiyi kurmamızın sebebi..."
"DEVA Partisini kurmamızın sebebi artık Türkiye`nin kalıcı olarak kötüye gittiği ve bu kötüye gidişin döndürülemez bir kötüye gidiş olduğu, ancak yepyeni bir kadro ve yepyeni bir yönetim zihniyetiyle bu ülkenin sorunlarının çözülebileceği... Buna kanaat getirdiğimiz için iki yıl önce bu kararı verdik, 8 ay önce partinin ilk genel merkez yapısını oluşturduk. Şimdi teşkilatlanıyoruz. Günü geldiğinde yönetimi devralmaya ekip olarak hazırlanıyoruz. "
"İttifak görüşmemiz yok"
"Diğer siyasi partilerle ittifakla ilgili hiçbir görüşmemiz yok. Hayırlı olsun ziyareti için bana gelen pek çok genel başkan oldu. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Akşener dahil. Onlarla yaptığımız görüşmelerde adı bile geçmedi. Biz yeni bir siyasi parti olduğumuz için DEVA Partisi`nin nasıl bir parti olduğunu, DEVA Partisi`nin kimliğini duruşunu vatandaşlarımızın anlaması lazım, onun için de bir süre lazım."
"Bu yönetim sistemini değiştireceğiz"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ülkeyi tıkanıklığa götürdüğünü söyleyen Babacan, "Bu yönetim sistemini değiştireceğiz. DEVA Partisi olarak söz veriyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistem ile öncelikle gazi meclisimizi sistemin tam ortasına koyacağız ve güçlü kılacağız." ifadesini kullandı.
"Böyle bir şekilde devlet yönetilemez"
"Ortada derin bir toplumsal kriz var. Türkiye tek bir kişi tarafından yönetilemez. Bugün Çanakkale sokaklarında dolaşırken, ülkemiz dip yaptı diyen vatandaşlarımız oldu. Böyle bir şekilde devlet yönetilemez."
"Kötü yönetimin artık sonu yaklaşıyor"
"Ekonomimiz 20 yılın en kötü seviyesinde. Ekonomimiz çok kötü olduğundan esnafımız kepenk kapatmaya başladı. Esnafımız ne kazanıyor da, borcunu nasıl ödeyecek. Gittiğimiz her yerde ortak sorun bizi dinlemiyorlar oluyor. Esnafımızla ilgili sanayicilerimiz ile ilgili öyle yanlışlar yapıyorlar ki bir bakkalin yanında 2 ay eğitim görseler bu hataları yapmazlar. Açlık ne demek bunu unuttular. Gittiğimiz her yerde yanımıza geliyorlar ve eve ekmek götüremiyoruz diyorlar. Birçok iş yeri kapandı pandemi döneminde. Bu insanlar nasıl geçinecekler? Bu kötü yönetimin artık sonu yaklaşıyor. Bugünkü iktidar miladını doldurdu. Artık herkesin içi rahat olsun... Biz ülkemizi topyekûn zenginleştirmek ve refaha erdirmek için geliyoruz. Bizim hedefimiz bu ülkenin topyekûn zenginleşmesidir."
(Atakan Alkış)