Yurtdışı seyahat programlarını tamamlayan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, ayağının tozuyla Çanakkale’deki CHP’li Belediye Bakanları ile birlikte Bolu’da gerçekleştirilen adalet yürüyüşüne katıldı. Yürüyüşün ardından Çanakkale’ye gelen Başkan Gökhan, dün meclis toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısı kapsamında güncel konuları değerlendirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı adalet yürüyüşünü yurtdışındayken takip ettiğini söyleyen Başkan Gökhan, “Yaklaşık 16 gündür Amerika’daydım. Döndüğümde adalet yürüyüşüne katıldık, Çanakkale’deki CHP’li Belediye Başkanları ile beraber. Ve daha sonrada kentimizle sizlerle buluştuk. Amerika’ya gittiğimizde sadece ziyarette bulunmuyoruz, o ortamı bir fiil yaşıyoruz. San Francisco kentindeydik. Sokaklarda artık robotlar dolaşıyordu. Kaldırımlarda robotlar vardı. Teknoloji oralarda hızlı bir şekilde gelişiyor. Teknolojik gelişmeyi sağlayanlar giderek büyüyorlar. Trump seçilmiş devamlı onun haberleri var. Türkiye ile ilgili hiçbir haber görmedim. Sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın protestoculara saldıran korumaları vardı haberde. Onlardan iki tanesi de cezaevine alınmış durumda ve 30 yıl ile yargılanıyorlar. Darp ettikleri için. Trump zorluyor, hukuku delmeye çalışıyor, meclisi senatoyu delmeye çalışıyor. Kendinin çoğunlukta olduğu bir meclisten. Müslümanların yabancıların ülke girişini kısıtlamaya çalışıyor. Kısmen yüksek mahkeme tarafından kabul görüyor. Yani ben seçildim kralım istediğimi yaparım yok. Ne görüyorsunuz bu bir hukuk devleti olduğunu görüyorsunuz. Güçler ayrılığını hissediyorsunuz. En aşağı CNN, Fox Tv, CNNBC bu konuları tartışıyor devamlı ama kimseye laf etmiyor, hiçbir müdahale olmuyor. Sistem teknoloji ile ilerliyor” dedi.
“Yürüyüşün adı herkes için adalet”
Türkiye’ye döndükten sonra karşılaştığı tabloyu değerlendiren Başkan Gökhan; “Bu ortamdan sonra Türkiye’ye geldiğimizde biz okullarımızda kuran kursu olduğunu okuyoruz. Atatürk’ün posterleri kaldırılmış. Mili Eğitimle bir takım dernekler bir araya gelmiş. Enteresan bir yapı, müfredatı değiştiriyoruz. Şeriatın anlatılacağı müfredatların konulduğunu görüyoruz. Bu arada CHP Genel başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşe başladığını görüyoruz. Yürüyüşün adı adalet. Güvenpark’ta başlamış. Bu yürüyüş olmaz, yarı yolda kesilir, Ankara’dan İstanbul’a mı gidilir diye söyleniyor. Ama olmuyor tabi, vatandaşta yürüyor. Ama ortada bir gerçek var insanlar adalet için yürüyor. Niye neden yürüyor. Enis Berberoğlu hapse girdiği için mi? Bu kadar basite indirgemek doğru mu? Değil. Çünkü bu adalet kavramının için de sadece bunlar yok. Eğitimde, atamalarda, ekonomide, haksızlıkta her konuda adalet isteniyor. Yargıdaki çıkmazlarda, kanun hükmünde kararnamelerde adalet isteniyor. Olağanüstü halde yaşanan adaletsizlikler. Şimdi iki genç insan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça adalet istiyor. 113. Günü açlık grevinin. Niye? Kim bunlar? FETÖ’cümü, başka terör örgütüne mensup mu? Hayır. İki öğretmen kanun hükmünde kararname ile işinden atılıyor ve yargılanalım ama bize savunma hakkı verin diyor. Bu noktada adaletsizlik işte bu. Vicdanlar ve beyinler kabul etmiyor. Sadece sağ sol değil, binlerce insan var bu durumda” diye konuştu.
“Adaletsizlik karşısında sessiz mi kalacağız?”
Toplantıda ayrıca belediye başkanlarına uygulanan yurtdışına çıkış yasaklarını değerlendiren Başkan Gökhan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Benim yurtdışına çıkış yasağım var. Sadece benim değil, ülkedeki tüm belediye başkanlarının bu yasağı var. İzin alıyorsun. Ben izin alarak gittim. Benim seyahat hürriyetime neden engel olunuyor. Suçluysam eğer şüpheliysem neden yargılanmıyorum. İki tane izin aldım ama üçüncüsüne izin vermediler. Araya birilerini sokarak gidebildim. Şimdi bu adalet midir? Şimdi ben buna karşı yürüdüğümde haksız mı oluyorum. Peki bunların hesabını sormayacak mıyız? Özellikle yurtdışına gidip orayı gördüğümde, böyle saçmalıklarla karşılaştığımda tepki göstermek için bende yürüdüm. Bu noktada başarıyla sonuçlanacağına inanıyorum. Genel başkanımız büyük bir özveriyle herkes için çaba gösteriyor. Hiçbir siyasi slogan yok, tek bir slogan var hak, hukuk, adalet. Gerçekten adaletin eksikliği toplumları ne kadar rahatız ediyor görüyoruz. Ve bütün dinler adaletten bahseder. Takva’nın şartlarından birisi adil olmaktır. Allah’ın adaletine inanıyoruz diyorum, inançlı kişiler için söylüyorum. Onların dilinden konuşmaya çalışıyorum. Adalet bütün dinlerde var. Başka ne vardır, ilahi adalet deriz. Allah’ın da adaleti var, o adil davranır deriz. Adil olmayı arıyoruz. Gerçekten bu noktada giderek siyasileşen yargı, güçlerin birleştiği bir sitemde karşısında durmak bir insanlık vazifesidir. Yapılan araştırmalarda gösteriyor ki bu ülkede adalete olan güven giderek azalmaktadır. Yürüyüşümüz devam ediyor, 9 Temmuz’da mitingde hep beraber olacağız umarım.”
“Adalet herkes içindir”
“Türkiye Cumhurbaşkanı’nın bir ülkede bir etkinlik yapamaması beni rahatsız ediyor. Sizi etmiyor mu? Nasıl olur Almanya’daki Türklere yönelik nasıl hitap edemez. Benim ülkemin cumhurbaşkanı, gittiği ülkede yurttaşlarına seslenilmesi müsaade edilmiyor. O adaletli olmadığı gibi benim de yurt dışına çıkamamam bir adaletsizlik örneğidir. Adalet herkes içindir. O kadar açık. İnsanlara yasak koyarken hukuku bir gerekçe olması gerekiyor. Adil davranmak zorundayız. Bu yüzden adalet diyorum.”
“Karadağ’a cevabı mecliste vereceğim”
“Diğer detaylara girmek istemiyorum, o FETÖ ile bağdaştırılan iddialara. Bu lafları eden insanların, konuşurken aynaya bakmalarını istiyorum. Yani bizlere FETÖ’cü diyenler, bu sözleri söylerken aynaya bakın aynada FETÖ’yü göreceksiniz. Ama bizi FETÖ ile yan yana hiç görmediniz. Çanakkale’de FETÖ ile irtibatlı birçok siyasi parti başkanı var. Aileden irtibatlanmış kişiler var. Bende öyle bir şey yok. Bu yüzden yürüdüm, beni FETÖ ile ilişkilendiremezsiniz. Onun için bu noktada sayın Ak Parti İl Başkanı Yeşim Karadağ’a meclis açılışında cevap vereceğim. Çiçekli cevap vereceğiz. Onunla ayrıca görüşeceğiz.”
(Şebnem Özer)