Her gün bir skandal…

Her gün bir ayrı skandal yaşanıyor, gerilim artıyor.
Yaşananlar son derece önemli ve ülkenin bir bütün olarak geleceğini ciddi şekilde risk altına sokacak gelişmeler paralelinde seçimlere gidiyoruz.
İnsanlığı felakete götürecek savaşın çıkarılması adına yapılacak provokasyonlar konusunda devletin üst düzey yöneticilerinin nasıl bir tertip içersinde olduklarını gördük.
Bunları da mı görecektik dedirtecek cinsten gelişmeler; ülkeyi yönetenler inandırıcılık ve güven boyutunda ciddi bir erozyon içersindeler.
Böyle olunca demokrasi ve özgürlüklere tahammülün kalmadığı bir ülke haline geldik.

926
Twitter’’den sonra youtube de yasaklandı.
Üstelik Twitter’in yasaklanmasının hukuki olmadığına mahkemelerin vermiş olduğu karar eşliğinde geldi youtube kapatma kararı.
Hukuk ayaklar altında,siyasal erk hukuku rafa kaldırdı, istediğini istediği şekilde yerine getiriyor.
Bunun adı diktatörlük.
Bu koşullarda yapılacak yerel seçimler çok daha önem kazanmış durumda.
Bu seçimlerde oylanacak olan; yolsuzluklar, hukuksuzluklar, hırsızlıklar, her türlü kirlilik  ve savaş çığırtkanlığıdır.
Bu durum, ilimizdeki  yerel seçimleri açısından çok daha geçerlidir.
Çünkü AKP Çanakkale adayı AKP ile başlayan bu akıl tutulması hallerinin meclisteki temsilcilerinden biridir.
Bu gerçekleri görmezden gelmek adına ciddi çabalar içersinde olmuş, cambaza bak taktiği ile karşımıza çıkmıştır.
Kendisine açık destek veren kesimlerin Çanakkale ayağı bu düzenden nemalanan ya da yerel yönetim vasıtasıyla yaratılacak yeni rantlar için avuçlarını ovalayan kesimlerden oluşmaktadır.
Temsil ettikleri siyasal iradenin tüm kirlilikleri ortaya dökülmüş, ülkemiz tam bir uçurumun eşiğine getirilmiş, emekçi sınıflar başta olmak üzere halkın her geçen gün her alandaki yaşam koşulları ağırlaştırılmış, demokrasi, özgürlük ve barış konusundaki uygulamalar diktatöryel uygulamalar haline dönüşmüşken, şimdi görev bizlerdedir.
Öncelikle bu uygulamalara tepkimizi göstermeli ve bundan böyle yaşama müdahil olacak yeni bir dönüşümün destekçileri olmalıyız.
Kentler bizimdir, yöneten de biz olmalıyız.
Pazartesi sabahı, daha umutlu bir ülkede yaşama isteğimizin başlangıcı olsun.
Hırsızlıklara, yolsuzluklara, rüşvete, savaşa karşı halkın kazanacağı bir başlangıç olsun.
 
Çağrılmayan yere kim gider ?
Cevatpaşa Mahallesi eski muhtarlarından Ali Tuzlu seçimlere sayılı günler kala sürpriz bir şekilde muhtarlığını açıklayınca şaşırdım.
Açıklama yaptığı gün Çanakkale AKP belediye başkan adayının yanında olması nedeniyle hayrete düştüm.
Fakat hemen ertesi gün öğrendim ki; Ali Tuzlu’nun böylesi bir daveti olmamış.
Çağrılmayan yere gidecek kadar fırsatçılıktan faydalanma bir belediye başkan adayına yakışmaz.
Bu her şeyden önce ahlaki değildir.
Ayrıca bir korsan yayın dağıtım işine adı karışan bir şirketin yine bu olayda adı geçmesi kafalardaki soru işaretlerine bir yenisini daha ekledi.
İddialara göre bu şirketin yönetici asistanı tarafından, basın kuruluşlarına Ali Tuzlu’nun yapacağı basın açıklamasını AKP belediye başkan adayı ile birlikte yapacağı şeklinde bir mailin gönderildiği iddia edilmektedir.
Bakalım şirket temsilcileri, bu sefer de ‘şirketimizin çalışanıdır’ bizi bağlamaz deyip geçiştirecekler mi?
AKP Çanakkale belediye başkan adayı 12 yıllık milletvekilliği sürecinde partisinin entrikal konumundan fazlasıyla etkilenmiş olsa gerek!
Çanakkale’nin entrikal işlere ihtiyacı yok; başkan adayı vekil, Pazartesi günü Ankara’ya yolcu yapılmalı.
Ankara’daki yandaşlarıyla daha mutlu olur
Haydi o zaman sandığa…
 
Paylaş