HDK, Ankara Kocatepe Kültür Merkezi`nde, Türkiye`nin 76 ilinden gelen delegelerin toplandığı ve `Hemen Barış, Herkese İş ve Özgürlük`, `Halkların Demokratik Partisi ile Seçimlere` hedeflerinin vurgulandığı 2. Genel Kurulu`nu başarıyla gerçekleştirdi. Türkiye`deki halkların, işçi ve emekçilerin, farklı inanç gruplarının hak ve özgürlük mücadelelerinin birleşik örgütü olan HDK, ikinci yılına girdi. Gücünü, ezilenlerin, yok sayılanların, sömürülenlerin tarihin hiçbir döneminde bitmeyen direniş ve mücadele azminden ve deneyiminden alan HDK, 2. Genel Kurulu`yla daha güçlü, daha kararlı, daha birikimli olarak alternatif olma hedefiyle güçlenerek yoluna devam ediyor. Emek, demokrasi, kadın, gençlik, halklar, inançlar, LGBT bireylerin sorunları, doğa ve çevrenin tahribi, kentsel dönüşüm gibi konuları ele alan, değerlendiren ve hedefler belirleyen HDK Genel Kurulu, önümüzdeki yerel seçimlere tüm halk güçlerinin birliğinin sağlandığı Halkların Demokratik Partisi ile girmeyi hedeflediğini ilan etti. Açlık grevlerinin 60. gününde gerçekleşen Genel Kurul`da, `Geç olmadan, ölümler konuşulmadan talepler kabul edilmelidir` yaklaşımıyla AKP Hükümeti`ne anadilde savunma, anadil hakkı ve Abdullah Öcalan`ın tecrit koşullarının kaldırılması ve müzakereler için acil adım atılması çağrısını yinelendi. HDK`nin, açlık grevcilerinin taleplerini desteklediği, onların gerçekleşmesi için mücadele ettiği ve bu taleplerin takipçisi olduğu, toplumdaki emek ve demokrasi güçlerinin bu konuda ortak davranmalarını sağlamak için çabalayacağı güçlü bir biçimde vurgulandı.
HDK kongre ile daha güçlendi
Genel Kurul`da yapılan tartışmalarda Türkiye`nin sıkıntılı bir dönemden geçtiği, ülke içinde ve Ortadoğu`da savaş politikalarının sürdürüldüğü, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda saldırıların dinmediği, şiddetin bir yönetme tarzı haline geldiği günlerde bulunulduğu bir kez daha saptandı. Bir yanda eski statükoyu yıkma iddiasındaki AKP iktidarının giderek otoriterleşen uygulamalarının; diğer yanda ise muhalefet adına hareket eden ve bir bölümü statükocu ve ulusalcı, diğer bölümü ise ırkçı ve faşist güçlerin tutumunun karşısında HDK`nin, halkların, gençlerin, kadınların, işçi ve emekçilerin, tüm ezilenlerin barış, iş ve özgürlük mücadelesinin sesi ve kürsüsü olduğu bir kez daha tespit edildi. "Tek dil, tek din, tek millet" uygulamasında ısrar eden hükümet ve muhalefet ortaklığı karşısında her milliyetin, her inancın, işçi ve emekçilerin eşit, özgür ve kardeşçe yaşadıkları, sömürü ve baskının engellendiği, hak eşitliğine dayalı bir halk iktidarı mücadelesi sürdüren güçlerin adı olan HDK`nin demokratik halk muhalefetinin odağı olduğuna işaret edildi. Bugünün ve yarının umudu olarak HDK`nin, emek ve demokrasi güçlerinin birliğini sağlamak, halkların mücadelesiyle demokrasiyi kazanmak hedefi vurgulandı.
`Kürt sorununda adil ve acil çözüm`
Türkiye`nin en temel meselesi olan `Kürt sorununda adil ve acil çözüm` talebinin bir kez daha altı çizildi. Kürt sorununun çözümü için adım atılmasında daha fazla kaybedecek vakit kalmadığının vurgulandığı Genel Kurul`da acil çözüm için çatışmalı ortamın ve şiddetin sona erdirilmesi, demokratik çözüm mekanizmalarının devreye girmesi, barış ve eşitliğin sağlanması için her türlü dolaysız ve dolaylı müzakerenin başlatılması gerektiğine dikkat çekildi. Acil çözüm için anayasal ve yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi, güven arttırıcı adımların atılması gerekliliğine işaret edildi. AKP Hükümeti`nin, Kürt sorununda demokratik ve barışçı bir çözüm üretmek yerine eski bildik devlet politikasını devam ettirmemesi gerektiğine işaret edilen Genel Kurul`da, ilkel bir anlayışla idam cezasının geri getirileceği şantajının çözüm değil, ölüm ürettiği ve halklar arasında düşmanlık tohumları ektiği vurgulandı.
‘Mücadele kararlılıkla sürdürülecek’
Halkların Demokratik Kongresi olarak, 2013 yılının Kürt sorununun çözümü için ileri sürülen hak taleplerinin gerçekleştirilmesi yılı olması mücadelesinin kararlılıkla sürdürüleceği, Türkiye`de barış ve demokratik çözüm, adalet ve eşitlik mücadelesinin sesi ve kürsüsü olunacağı, halkları birbirine düşüren ve düşman eden politikaların karşısında, vicdan ve çözüm odağı olunacağı oybirliğiyle bir kez daha ifade edildi. Özgürlükçü ve demokratik bir anayasanın halklarımızın, tüm işçi ve emekçilerin mücadelesi ile kazanılabileceğine dikkat çeken Genel Kurul, eğitim, sağlık, ulaşım, konut, enerji gibi alanların rant kapısı olmaktan çıkarılarak, kamu hizmeti olarak sunulması talebini bir kez daha yineledi. AKP iktidarında işçi ve emekçilerin haklarını geriletmeye yönelik bir dizi girişime değinilen Genel Kurul`da, işçi ve emekçiler üzerindeki sermaye egemenliğini ve devlet denetimini daha da artıracak, esnek, kuralsız ve dolayısıyla güvencesiz çalışmayı egemen kılacak adımlara karşı ortak mücadelenin önemine ve gerekliliğine vurgu yapıldı. Kıdem tazminatının fona devri, taşeron işçiliğini sınırlayan engellerin kaldırılması, kiralık işçi bürolarının devreye alınması, yeni esneklik biçimlerinin yasal hale getirilmesi, part time ve geçici olarak çalıştırılanların daha olumsuz koşullarda çalıştırılması, kadınlar için esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması, kamu personel rejiminde değişiklikle kamu emekçilerinin güvencelerinin kaldırılması gibi düzenlemelere karşı ortak mücadele çağrısı yapıldı. Metal işçilerinin mücadelesini selamlayan HDK Genel Kurulu, metal işkolundaki TİS görüşmeleri başta olmak üzere, insan onuruna yakışır bir asgari ücret için işçi sınıfı ve tüm emekçi kesimlerin mücadelesinin birleştirilmesinin zorunluluğuna dikkat çekti.
HDK’dan barış için yürütülen bütün mücadelelere destek
Genel Kurul, Suriye`ye yönelik müdahale planlarının merkezinde Türkiye`nin, Katar ve Suudi Arabistan`la birlikte vurucu güç olarak bulunduğunu bir kez daha tespit etti ve emperyalist güçlerin ve AKP Hükümeti`nin Suriye`ye yönelik saldırı ve savaş politikalarına karşı durduğunu ve Türkiye`nin bu politikalardan vazgeçmesi için mücadele edeceğini vurguladı. Suriye`de krizden çıkışın tek imkanı olan demokratik, laik ve çoğulcu bir Suriye`nin oluşmasında aktif olarak yer alan demokratik, sol ve sosyalist çevrelerle dayanışma içinde olduğunu ilan etti. Suriye`de Kürt halkının, kendi yönetimini kurumsallaştırması çabalarını destekleyen Genel Kurul, Batı Kürdistan`da Kürt halkının kendi kaderini tayin ve özerk yönetimini kurma mücadelesi ile dayanışma içinde olduğunu bir kez daha ilan etti. Başta ABD olmak üzere emperyalist devletler ve İsrail`le birlikte Türkiye`nin Suriye`ye ve ardından İran`a karşı müdahale hazırlıklarını, bölgede ve dünyada yeni bir savaşın habercisi olarak gören Genel Kurul, buna karşı kalıcı ve adil bir barış için yürütülen bütün mücadelelere desteğini ilan etti. Türkiye ve dünyanın birçok bölgesinde ekolojik sorunların büyüyerek devam ettiğini tespit eden Genel Kurul, yaşanabilir bir dünya için bu sorunlara karşı daha duyarlı ve sermayenin saldırılarını gören bir yerden ve yaşanan süreçlere müdahale edebilecek çalışmaları geliştirme gerekliliğini vurguladı. "Kentsel Dönüşüm" ve "Su Kaynaklarının Değerlendirilmesi" gibi isimler altında sürdürülen projelerin sermayenin çıkarına ve rant projeleri olduğuna işaret eden Genel Kurul, halkın yaşam alanlarını savunma mücadelesini büyütmenin önemine dikkat çekti ve ekoloji mücadelesini HDK`nin temel görevlerinden biri olarak bir kez daha tanımlandı. AKP Hükümeti`nin pervasızlığı karşısında ne ulusalcı ve statükocu CHP`nin, ne de milliyetçi ırkçı MHP`nin duramayacağını tespit eden Genel Kurul, kararlı ve sonuç alıcı bir mücadeleyi gerçekleştirebilecek güç olarak HDK`nin, halkların, emek, barış ve demokrasi güçlerinin birliğini ve örgütlü mücadelesini sağlayacak odak olduğunu bir kez daha vurgulandı.