"Hayır" diyenler Özgürlük Parkı'nda buluştu

640

 Çanakkale Hayır Platformu tarafından "Esenler Mahallesi Hayır Diyenleri Buluşuyor, Nasıl Hayır Diyeceğini Konuşuyor!" başlığı ile yapılan duyuru sonrası, Özgürlük Parkı`nda bulunan kapalı alanda farklı siyasi çevrelerden yurttaşlar bir araya geldi. Düzenlenen foruma Esenler Mahallesi sakinleri yoğun ilgi gösterdi. Alanda konuşma yapan Esenler Mahalle Meclisi Başkanı İrfan Kütüklü gerçekleştirilen toplantının hiçbir siyasi parti, hiçbir dernek, hiçbir tüzel kişi adına yapılmadığını belirterek; "Sadece yurttaş kimliği ile bir araya gelen insanlar topluluğuyuz. Toplantıdaki amacımız insanlarımızı ayrıştırmak ve bölmek değil. Tam tersine birliği savunmaktır. Yurttaş olarak bizler hayır derken tersi düşünen hiçbir insanımızı düşman olarak görmüyoruz, görülmesine de asla müsaade etmeyiz. Hayırlarımızı geleceğimizi için, çocuklarımız için çoğalmanın yol ve yöntemlerini yine sizler ile birlikte bulmak, tartışmak için bu toplantıyı düzenledik. Buraya katılan yurttaşlar bu hayırları nasıl çoğaltacağımız konusunda düşüncelerini birlikte bizimle paylaşırsa bundan mutluluk duyacağız" dedi. Toplantıda katılımcılar da mikrofon aracılığıyla görüş ve önerilerini alandakilere aktardı. Yapılan konuşmaların ardından katılımcılar iletişim bilgilerini Hayır Çağrıcıları ile paylaştı.  Toplantıda, 16 Nisan`daki referandumda daha fazla hayır oyu çıkması için saha çalışmaları yapılması kararı alındı. 

 
"Gelin hayır diyelim"
Toplantının öncesinde ve sonrasında "Çağrımız Çanakkale’ye: Gelin hayır diyelim. Gelin, huzurlu günlerin kapısını birlikte aralayalım" başlıklı broşür çevrede bulunan vatandaşlara dağıtıldı. Dağıtılan broşürde şu ifadeler yer aldı; "Sana `Osmanlı gibi olacağız` diyorlar. Bir padişahlık sevdasıdır gidiyor. Ama bu millet bir kere cumhuriyet yoluna girdi. Arada kazalar da geçirsek, cumhuriyet ve demokrasi son kararımızdır. Bu yolda değil geri dönmek, duraklamak bile istemiyoruz. Cumhuriyet ve demokrasi için gelin hayır diyelim. Sana `çok başlılığı kaldırmak gerek` diyorlar. Asıl büyük sorun tek başlılıktır. Çok başlılık dedikleri aslında Güçler Ayrılığı. Devleti oluşturan Yasama (Meclis), Yürütme (Hükümet) ve Yargı (Mahkemeler) güçleri demek olan Güçler Ayrılığı; iktidardaki birisinin başına buyruk davranmasını engeller, dengeler, denetler. Hiç kimseye bu kadar yetkiler toptan verilemez. Bu yetkilerin tek elde toplanması iktidarda keyfiliğin yolunu açar. `Ali kıran baş kesen` bir iktidar anlamına geliyor. Tek adam rejimine gelin hayır diyelim. Sana `sandık karar verecek, demokrasi budur` diyorlar. Milli irade sadece sandık sonucu anlamına gelmez. Sandıktan çıkan yüzde 51`e millet, geri kalanına `gayr-ı milli` diyebilir miyiz? Demokrasi sandıkla başlar; ama esasen bütün milletin hakkına, hukukuna, fikirlerine, hürriyetlerine saygı demektir. Kısaca, Milli İrade sadece iktidar partisine değil, parlamentonun tamamına denir. Milletin yüzde yüzü için gelin hayır diyelim. Sana `istikrar için başkanlık gerek` diyorlar. İstikrar ilk önce huzur demektir. Huzur olmadan ne gelişme olur ne de karnımız doyar. Ama bugün daireler, bombalar, savaşlar, tutuklamalar, işten atılmalar hiçbirimizde huzur bırakmadı. En önemlisi gönüller bölünüyor. Aynı ülkenin vatandaşları birbirine `onlar`, `bunlar` diye bakmaya başladı. Bugün Türkiye`nin en önemli ihtiyacı birleştirici bir siyasettir. Ama iktidarın kullandığı kutuplaştırıcı dil ve gerginlik siyaseti, ülkemizin birliğini-bütünlüğünü zehirliyor. Huzurumuz için gelin hayır diyelim. Sana `reise güven, gerisini merak etme sen` diyorlar. Bugün hangimiz yarından emin, gelecekten kaygı duymadan yaşayabiliyor? Artan işsizlik, azalan gelirlerimiz, zamlar, yatırımların durması, kapanan işyerleri, tahrip edilen doğa, her gün öldürülen kadınlar, sürekli değişen dış politika ve dünyada tamamen yalnızlaşmamız... Bunlar hepimizi üzüyor, kaygılandırıyor. Ama iktidar sorumluluğu hiç üstüne almıyor ve topu hep taca atıyor. Güvenli bir yaşam için gelin hayır diyelim. Sana `gözlerini kapa, maceraya atla` diyorlar. Oylayacağımız Anayasayı meclisten, medyadan ve tartışmaktan kaçırdılar. Okumadan, anlamadan oylamayalım. Gözlerimizi açalım, gelin hayır diyelim. Çağrımız Çanakkale`ye; Hangi partiye oy vermiş olursan ol... Hangi partiye oy verecek olursan ol... Bizler kardeşiz, akrabayız, arkadaşız, kapı komşusuyuz... Bizler hemşeriyiz! Birlikte yaşıyor, aynı ekmeği bölüşüyoruz. Yüzyıllarca böyle yaşadık, bundan sonra da böyle olacak. Şunu bilelim ki, bu referandum bir seçim değil; hükümeti belirlemiyoruz. Belki torunlarımızın geleceğini oylayacağız. Ya sonunu göremediğimiz bir maceraya evet diyeceğiz ya da hayır diyerek; belki kara bulutları dağıttığımız, rahat bir nefes aldığımız, huzurlu günlerin kapısını birlikte aralayacağız. Gelin hayır diyelim. Çanakkale için hayırlısı, memleket için hayırlısı." 
(Atakan Alkış)
Paylaş