KESK tarafından çalışanların ekonomik ve güvenli çalışma koşullarına dair açıklama yapıldı. Çanakkale Belediyesi Çalışanları Sosyal Tesisleri`nde yapılan açıklamaya KESK` bağlı sendika Şube Yönetim Kurulları katıldı. SES Şube Başkanı Canan Coşan tarafından KESK adına yapılan açıklamada, 18 ayda kamu emekçilerinin maaşlarında, enflasyon farkı dahil sadece yüzde 15 artış yaşandığı belirtildi. İnsanca bir yaşam, çalışma koşulları ve iş güvencesi sağlayacak, halktan, emekten yana bir bütçe istiyoruz bir bütçe istediklerini ifade eden Coşan; "Bilimsel olarak COVİD-19 testi pozitif çıkan her vaka hasta kabul edilmesine rağmen; iktidar sadece semptom gösterenlerin hasta sayılmasında ısrar ederek halkın sağlığını hiçe saymaktadır. Tüm ücretli kesimler gibi kamu emekçileri olarak bizler de, ülkede yaşanan sorunlardan payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz. İğneden ipliğe gelen zamlarla maaşlarımız erimeye devam ediyor. Son 1 yıl içinde doğalgaz % 34, son 15 ay içinde elektrik %40, son 2 ay içinde ekmek %20 zamlanmıştır. 2019 Temmuzunda dolar 5,63 TL iken, bugün 7,80 TL seviyesini aşmış, son 14 ay içinde Türk Lirası dolar karşısında yüzde %38,5 değer kaybetmiş, dört kişilik bir ailenin açlık sınırında %21, yoksulluk sınırında %20 artış yaşanmıştır. Buna karşın son 18 ayda kamu emekçilerinin maaşlarında, enflasyon farkı dahil sadece yüzde 15 artış yaşanmıştır. Salgın süreci, eğitim emekçilerinin ek ders, sağlık emekçilerinin ek ödemelerinin kesilmesi, sözleşmeli, güvencesiz istihdamın artırılması aracına dönüşmektedir. Hayat pahalılığından, işsizlikten en çok etkilenen kesimlerin başında hukuksuz OHAL KHK` larıyla işinden ekmeğinden edilen ihraç kamu emekçileri gelmektedir. OHAL Komisyonu KESK`li ihraçlar hakkındaki kararlarını erteleyerek, yaşanan mağduriyeti katmerli hale getirmektedir" dedi.
Coian açıklamasında; "Yeni Ekonomik Program ve iktidarın 18 yıllık pratiği; yine ülke kaynaklarının, vergilerin sermayeye, yandaşlara, savaş politikalarına aktarıldığı, tüm yükün emekçilere yıkıldığı, eşitsizlikleri artıran, toplumsal cinsiyet körü bir bütçenin hazırlandığını göstermektedir. Pandemi süreci, başta sağlık olmak üzere kamu hizmetlerinin ve yeterli sayıda kadrolu personel istihdamının ne kadar hayati olduğunu ispatlamıştır. Salgından en fazla etkilenen gelişmiş sanayi ülkelerinin, kamu hizmetlerini tasfiye etmiş olması tesadüf değildir. Salgın karşısında daha da vahim bir tabloyla karşılaşmamanın, tüm vatandaşların sağılığının korunmasının yolu; bütçeden kamu hizmetlerine ve yatırımlarına ayrılan payın artırılmasından geçmektedir. Hayali hedefler konan, işsizliği azaltma hedefinden yoksun, mili gelir ve kişi başına milli gelir hedeflerinde on yıl önceki rakamların bile gerisine düşülen, çalışma yaşamında kuralsızlığı ve ayrımcılığı artıran, sermaye için fırsat yaratmaya odaklı ekonomi programlarının ve bu programlara bağlı emek karşıtı bütçelerin halkın, emekçilerin ihtiyaçlarına cevap vermesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
Emekçilerin taleplerini maddeler halinde sıralayan Coşan; "KESK olarak, içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda dar gelirlilerin, ücretli kesimlerin salgından korunarak nefes almasını, insanca bir yaşam, çalışma koşulları ve iş güvencesi sağlayacak, halktan, emekten yana bir bütçe istiyoruz. Bunun için: Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini. Bütçe hakkımız önündeki engellerin kaldırılmasını. Herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilmesini. Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını. Başta kadınlar olmak üzere, herkese "temel yurttaşlık geliri" sağlanmasını. Bütçede toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel alınmasını. Ücretli kesimlerin omuzlarına yıkılan vergi yükünün hafifletilmesini, gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini, dolaylı vergilerin düşürülmesini, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını. Otoyolların, köprülerin, şehir hastanelerinin müteahhitlerine hazine garantilerine son verilmesini. Temel tüketim maddelerine son iki yıl içinde yapılan zamların geri alınmasını, KDV`lerinin sıfırlanmasını. Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderlerinin, pandemi tamamen ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmasını,. Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle ülke kaynaklarının barış ve demokrasi için kullanılmasını. Mali kayıplarımızın, gerçek hayat pahalılığı oranında maaşlarımıza yapılacak ek artışlarla telafi edilmesini. Her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini, herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanmasını, hukuksuz OHAL KHK`larıyla işinden ekmeğinden edilen KESK`li ihraçların derhal işlerine iade edilmesini. Kıdem tazminatı fonu, zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) dayatmalarından vazgeçilmesini, yıllardır tahrip edilen sosyal güvenlik ve emeklilik sistemimizin güçlendirilmesini. Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini istiyoruz. Başta kamu emekçileri olmak üzere yıllardır yok sayılan, pandemi koşullarında korumasız bırakılarak işsizliğe, yoksulluğa terk edilen milyonları taleplerine sahip çıkmaya, halktan emekten yana bir bütçe ve insanca yaşam mücadelesine omuz omuza vermeye çağırıyoruz" dedi.
(Eren Aşnaz)