havadurum

Halkevi'nden Anaysa söyleşisi "Başkanlığa Hayır Bu Memleket Bizim!"

550

 AKP ve MHP’li milletvekilleri oyları ile meclisten geçen ve Nisan ayı içerisinde referanduma götürülmesi beklenen Anayasa değişikliği paketi ile ilgili Çanakkale Halkevi geçtiğimiz hafta sonu Çanakkale Belediyesi Çalışanları Sosyal Tesisi’nde bulunan Ercan Adsız toplantı salonunda “Başkanlığa Hayır Bu Memleket Bizim!” başlığı ile söyleşi düzenledi. Söyleşi Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Nuri Günay’ın katılımı ile gerçekleştirildi. Söyleşide konuşan Günay; “Ülke tarihinin en kritik dönemlerinden bir tanesinden geçiyoruz. Önümüzdeki 2-3 ay, gerçekten demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin, bunlardan da öte bireylerin, yani yurttaşların kendilerini bir vazife ile hazır hissetmesi gereken bir dönem. Dolayısı ile tartıştığımız şey aslında, sosyalistler ne yapacak, Atatürkçüler ne yapacak, CHP, HDP ne yapacak tartışmasından ziyade, bu ülkenin vatandaşlarının bugün ne yapması gerekiyor? Siyasi partilerin ne yapacağını konuşuyor değiliz. O yüzden milletvekilinden örgütlerin yöneticilerine kadar, sendikaların yöneticilerine kadar, ama hiçbir yere üye olmayan insanların da vazifeli olduğu bir dönemdeyiz. Hani deniyor ya seferberlik hali diye, bizim açımızdan da bu geçerli. Bu süreç esas hali ile şu anda yaşadığımız fiili diktatörlük rejiminin yasalar ile güvence altına alınmak istediği bir geçi dönemi. Bunun ilk perdesini mecliste oynadılar. Paketi oyladılar ve geçirdiler, MHP ve AKP ortaklığında. Aslında olması gereken tersiydi. Biliyorsunuz Anayasalar toplumların uzlaşma yasalarıdır. O toplumdaki farklılıkların, farklı etnik kimliklerin, inanışların, cinsiyet tercihlerinin, her ne varsa bir arada yaşabilmeleri için yapılan sözleşmelerdir ve öyle olması gerekir. Aslında bu bir tartışma ile yapılır. Bir mücadelenin birikimi olur bu tartışmalar. Peki böyle bir şey var mı? Yok. Başkanlığı ağızlarına aldıklarından itibaren bu ülkenin başına bir çok felaket getirdiler. Ama son dönemde, 15 Temmuz’un ardından, darbe ile uğraşıyoruz derken, Kasım ayında tekrar başkanlık lafını ağızlarına aldılar. Geçtiğimiz bir iki ay içerisinde de son geçen hafta yapılan oylama ile de sonlandırdılar. Şimdi de önümüzde bir referandum var” dedi. 

 
“Neden bu toplumun önünde tartışılmıyor?”
Anayasa maddelerinin neden tartışılmadığını soran Günay; “Peki böyle bir şeyi niye tartışmazlar. Madem Türkiye’yi iki başlılıktan kurtaracaklar, madem güçlü Türkiye gerekiyor, bunun için bir Anayasal dönüşüm gerekiyor, neden bu toplumun önünde tartışılmıyor? Neden fikirlerini açıkça söylemiyorlar? Niye maddeleri savunmuyorlar? Tayyip Erdoğan başta olmak üzere niye bir tane televizyon programına çıkmaz? Karşısında muhalifi olan birisi ile tartışmaz bunu? O beğenmediğimiz Amerika’da bile tiyatro gibi bir şey bile olsa, liderler çıkıyorlar, tartışıyorlar. Bizde bunun gramı yok. Neden? Hani siz kendiniz profesörlere, akademisyenlere taş çıkartırdınız? Her şeyi biliyorsunuz. Sizden iyi Anayasa profesörü yoksa çıkın savunun. Ne istediğinizi, neyi dönüştürdüğünüzü savunun. Ama savunmuyorlar. Televizyonlar sizde, gazeteciler sizde, buna rağmen çıkıp konuşmuyorsunuz. Demek ki savunduğunuz şeylerde bir sıkıntı var. Üstelik karşınızdakilerin bilgisiz olduğunu, bu Anayasanın maddelerinden bir şey anlamadığını savunuyorsunuz” dedi.
 
“Bu ülkenin en az yarısı vatan haini mi?”
Referandumda hayır oyu vereceğini açıklayan kişilerin vatan hainliği ile yaftalandığını ifade eden Günay, bu süreçten demokratik bir adım beklenemeyeceğini ifade ederek; “Meclisteki ikinci büyük muhalefet partisinin genel başkanını tutuklamışsınız, milletvekillerini, gazetecileri tutuklamışsınız, Can Dündar yurtdışına çıkmış, bine yakın gazeteci şu anda ceza evinde ve bu ortamda Anayasa yapmaktan bahsediyorsunuz. Diğer taraftan da araştırmalar gösteriyor ki, bu Anayasa değişikliğine evet diyecek insanların bile yüzde 78’i maddelerin ne olduğunu bilmiyor. Kimseye de bunu anlatma dediniz yok. Anlaşılıyor ki, bu süreçte kendi düşüncenize güvenmiyorsunuz, karşı düşünceleri de müthiş derecede tehlikeli görüyorsunuz. İki tane pusula koyuyorsunuz, birinde evet, birinde hayır var. Ama hayır diyenlere vatan haini diyorsunuz. Bu ülkenin en az yarısı vatan haini mi? Yani aynı apartmanda oturan insanların yarısı vatan haini, yarısı vatansever. O zaman hayır pusulası koyma. Niye insanları vatan haini konumuna düşürüyorsun?  Demokratik olmayan bir süreçten herhangi bir demokratik adım beklenemez zaten. Bu sürecin en sakat tarafı da bu. Sıfır demokrasi. Faşizm ve baskı. Bu süreçten zaten demokratik bir şey çıkmaz” dedi. 
 
“Cevabı geçtiğimiz 15 yılda yatıyor”
Referandumda neden hayır denmesi gerektiğine değinen Günay; “Neden hayır dersek, bunun cevabı geçtiğimiz 15 yılda yatıyor. Geçtiğimiz 15 yılda adalet yok, hırsızlık, doğanın kentlerin yağmalanması, talan politikası ve bu hırsızlıkların ifşa olması üzerine hiçbir şey yapılmaması gibi veriler adaletsizliğin birinci dereceden göstergeleridir. Peki, 15 yılda sağlanamayan adalet başkanlık sistemi ile nasıl sağlanacak? Demek ki bu başkanlık sistemi ülkedeki adalet sistemine dair bir şey değil. Bununla ilgilenmiyor başkanlık sistemi. Peki, eşitlik meselesi. Bu ülkede cinsiyetlerin eşitliği yok. Kadın cinayetleri AKP döneminde yüzde bin 400 kat artmış, nefret söylemleri dillerde, çocuk istismarları Türkiye tarihinde görülmemiş oranda artmış durumda ve Alevileri yuhalatıyorsun. Sen Devlet Bahçeli’ye senin ailen yok demiş insansın” dedi. 
(Seçkin Sağlam)
Paylaş