Gökhan "Yetkisini halk için kullanmayan dilsiz şeytanlar hesap verecekler"

801

 Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Atikhisar Su Havzası İçerisinde siyanürlü altın madeni işletmesi yapmak isteyen Kanadalı Alamos Gold’un iştiraki Doğu Biga Madencilik A.Ş. Proje Müdürü ve şirket sözcüsü Çağın Şen’in yaptığı açıklamaya cevap verdi. 2011 yılından bu yana siyanürlü altın madenine karşı mücadele verdiklerini belirten Başkan Gökhan, “Çünkü o alan bizim Atikhisar Barajı su Havzamızın tam tepesinde” dedi. Şirket sözcüsünün ruhsatın yenilenmemesi konusunda üzüntü duyduğu açıklamasına karşı kendilerinin ise sevinç duyduğunu belirten Başkan Gökhan, firmanın iş akdi sonlanan çalışanlar üzerinden kendilerini tehdit ettiklerini söyledi. Kimseye işçi çalıştırma taahhüdü vermediğini ifade eden Başkan Gökhan, firmanın işçileri başka işletmelerinde istihdam edebileceklerini belirterek; “Vermiş oldukları sözlerini yerine getirmemiş olmanın telaşı içerisine düştüler diye düşünüyorum” dedi.  Firma sözcüsünün, ‘sadece kendi işletmelerine karşı durulduğu’ sözüne karşı daha öncede açıklamada bulunduğunu ifade eden Gökhan, “Kirazlı bölgesindeki işletme tamda Çanakkale bölgesini ilgilendiriyor. Burası benim içme suyu kaynağım ve havam. Benim firmaya karşı bir düşmanlığım yok ancak bu mücadeleyi Çanakkale halkı adına veriyorum çünkü bu benim görevim” dedi. Yalnızca madenler değil, termik santrallere karşıda açıklamada bulunduklarını belirten Gökhan, santral bacalarına filtre takılması kanununun uzatılmasının kamuoyunun yarattığı baskı ile ‘veto’ edilmek zorunda kalındığını söyledi. Firma sözcüsünün ‘gelin birlikte denetleyelim’ sözüne karşılık, kendilerinin denetleme merci olmadığı, mercilerin ilgili Bakanlıklara bağlı müdürlükler olduğunu ifade eden Başkan Gökhan,  denetlemeler konusunda da şüpheleri olduğunu belirtti. İşletme kurulması halinde, “en ufak bir sızıntıda nasıl tedbir alınacak?” sorusunu yönelten Başkan Gökhan; “Bu adamlar çantalarını dolduracaklar ve çekip gidecekler. Bu doğa ile, buradaki risk ile biz baş başa kalacağız. Parayla satın alabiliriz sanıyorlar. Herkesi satın alabilirsiniz ama Çanakkale halkını satın alamazsınız” dedi. Şirket yetkilisinin, tadilat, yol, temizlik… gibi yatırımlar yaptığı yönündeki beyanlarını değerlendiren Başkan Gökhan; “25 milyon TL’lik yatırım yaptık diyor. Bende, ‘151 Milyon dolar peşin aldınız. Bunun sadece 25 Milyonunu vermişsiniz. Harcadıklarınızın hepsini gider olarak yazıyorsunuz. 865 Milyon TL yani 151 Milyon Dolar peşin aldınız” dedi.  Sosyal medyada şirket talimatı ile kendilerinin hedef gösterildiğini ifade eden Başkan Gökhan, paylaşımları yapanlar hakkında davacı olacaklarını söyledi. Nöbeti devam ettirenlerle ilgili, herkesin özgür kararı olduğu ve mücadeleyi sürdürebileceğini ifade eden Başkan Gökhan; “Yetkisini  insanın sağlığı için kullanmayanlar, dilsiz şeytanlar hesap verecekler. Bende bu hesabı vermemek için bu mücadeleyi veriyorum” dedi. 

“Çanakkale halkının güvenliği için mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor”
Konuşmasında maden işletmesine karşı yıllardır mücadele içerisinde olduklarını belirten Başkan Gökhan; “Bu mücadele 2011 yılına dayanmaktadır. Kirazlı’ya ilk ÇED sürecine müdahil olabilmek için gittik. ÇED süreci için oradaki toplantıya katıldık. O günden bugüne mücadelemiz sürüyor.  Ne için oradaki altın işletmesi ile ilgili mücadele içerisindeyiz? Çünkü o alan bizim Atikhisar Barajımızın su Havzasının tam tepesinde. Oradaki herhangi bir olumsuzlukta i siyanür riski var.  Artı oradaki tepe kaldırıldığı zaman civa gibi, sülfür gibi… atıkların yine sular yada hava yolu ile Çanakkale’ye gelme riski var. Bu hususta orada altın işletmesi yapılmaması gerektiği konusundaki duyarlılığımız gereği bu mücadeleyi yapıyoruz.  Davalar açtık kısmen kazandık, kısmen kaybettik. Ancak bu risk burada olduğu süreci bu mücadeleyi yapmamız gerektiği konusunda Çanakkale halkının esenliği ve güvenliği için sürdürmemiz gerektiği inancını taşıyoruz.   Geldiğimiz noktada Çanakkale halkının, Kepez halkının, Bayramiç, Çan halkının… büyük çoğunluğu, yüzde 90’ın üzerinde bir oranla insanlar bizim doğru yaptığımızı, haklarını ve geleceklerini koruduğumuzun bilincindeler. Bununla ilgili arkadaşlar isterlerse kamuoyu araştırması yapabilirler. ‘Bu yörelerde insanlar ne diyorlar? Ne pahasına olursa olsun altın işletmesi yapın mı diyorlar, yoksa bu işten vazgeçin mi diyorlar?” dedi.
 
“Şirket bizleri işten çıkartılan işçilerle tehdit ediyor”
Şirket sözcüsü ve müdürünün basın toplantısı açıklamasından kaynaklı açıklama yapma ihtiyacı duyduklarını dile getiren Başkan Gökhan; “Ruhsatların yenilenmemesi karşısında şirketlerinin üzüntü içerisinde olduğunu belirtmiş. Bizde mutluluk içerisindeyiz. Onlar üzüntü duyabilir ama bizde sevinç duyuyoruz. Şimdilik en azından Sayın Bakan Milletvekilimize, ‘bu konuda duyarlılıklarının olduğu ve ruhsatın tepkilerin karşısında yenilemeyi düşünmediklerini’ ifade etmiş. Ben bu konuda teşekkür ettim. 13 Ekim’de yenilenmesi gereken ruhsat yenilenmiş değil. Yenilenmeyeceğini düşünüyorum ve öyle umuyorum. Bu süreçte ilgili firma elbette ki ruhsatın yenilenmesi için bir takım girişimlerde bulunabilir. Ancak şu ana kadar bunu başaramamış olması sonucunda bizi tehdit etmeye başladı. Orada işten çıkartılan işçilerle tehdit ediyor. ‘200 işçi çıkartılıyormuş ve bunun sorumlusu bizmişiz’. Ben kimseye işçi çalıştırma taahhüdü vermedim. Başka işletmeleri var ve bu işçileri oralarda istihdam edebilirler. Bu onların sorunu.  Vermiş oldukları sözlerini yerine getirmemiş olmanın telaşı içerisine düştüler diye düşünüyorum” dedi. 
 
“Atikhisar benim içme suyu kaynağım”
Firma yetkilisinin sözlerine cevap veren Başka Gökhan; “ ‘Neden sadece bizim işletmemize karşı duruluyor da başka şirketlere karşı durulmuyor?’ Diye bir soru sormuş. Bunu birçok kez anlattık. Biz bütün yöredeki siyanürlü altın işletmecilerine karşıyız. Aşağı yukarı 44 bin 400 hektar alanda ruhsatlandırma var. Şu anda bir tek Balaban’da işletmeye hazırlanma var. Birde Eczacıbaşı’nın işletme hazırlığı var. Bunların hepsine karşıyız ve bu konudaki bütün mücadelelerin içerisinde yer aldık. Hatta davalara müdahil olduk. Bu bizim yöremizin sorunu. Biga Yarımadası’ndaki Kazdağları bölgesindeki bölgenin sorunu olarak bunlara karşı olduğumuzu ifade ettik, davalar açtık ve takip ediyoruz. Ancak Kirazlı bölgesindeki işletme tamda Çanakkale bölgesini ilgilendiriyor. Çünkü benim su havzamın tepesindeki bir işletmeden bahsediyoruz. Burası benim içme suyu kaynağım ve havam. Benim firmaya karşı bir düşmanlığım yok ancak bu mücadeleyi Çanakkale halkım adına veriyorum çünkü bu benim görevim. 
 
“Çanakkale halkının sağlığı için mücadele etme görevim var”
Çanakkale halkının sağlığı ve güvenliğinden sorumlu olduğunu belirten Başkan Gökhan; “Ben Çanakkale’de halkımın esenliği, sağlığı ve güvenliğine için tedbir almak ve mücadele etmek zorundayım. Nasıl sağlıklı içme suyu vermek zorundaysam, altyapısını vermek zorundaysam, insanlara nefes alma alanlarını yapmak zorundaysam, Çanakkale halkının sağlığı için mücadele etme görevim var. Bu noktada sadece altın madenleri için değil, termik santraller içinde mücadele ediyoruz. Yıllardır bununla ilgili mücadelemiz sürüyor. Ancak bunlar sorumluluk anlamında müdahil bölgemizde olmadığı için çevre anlamında karşıtlıklarımızı ifade ediyoruz” dedi.  Termiklerle ilgili tedbir alınacaktı,  süre verildi… ancak sürelerin sonuna gelindiğinde hiçbir tedbir almadılar ve meclisten kanun çıktı. Kamuoyu ilgilileri o kadar baskı altında bıraktı ki Sayın Cumhurbaşkanı veto etmek zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı gibi bende bir tarafta sermaye, bir tarafta halkım ediyorum. Bende halktan yanayım. Ben Çanakkale halkından yana olmak zorundayım. Ben Belediye Başkanıyım. Ülkemizdeki denetim eksikliği sonucunda ülkemizdeki bu termik santraller felaketi ortaya çıkarttı. Bir tanesi Çan’da” dedi.  ‘Gel birlikte denetleyelim’ şeklinde laf karmaşasına gerek yok. Ben denetleme mercii değilim. Bununla ilgili merciler var. Çevre Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı müdürlükleri var. Ancak denetimin nasıl olduğu konusunda inancımız yok. Bunun örneğini Balya’da görüyoruz. Herhangi bir sıkıntıda, olası tehlikeyi Çanakkale halkının yaşayacağını belirten Başkan Gökhan; “En ufak bir sızıntıda nasıl tedbir alınacak? Bu adamlar çantalarını dolduracaklar ve çekip gidecekler. Bu doğa ile, buradaki risk ile biz baş başa kalacağız.” dedi.
 
“865 Milyon TL yani 151 Milyon Dolar peşin aldınız”
Firma yetkilisinin bölgede yatırım yaptık sözlerini eleştiren Başkan Gökhan; “Herkesi parayla satın alabiliriz sanıyorlar. Herkesi satın alabilirsiniz ama Çanakkale halkını satın alamazsınız. Biz başka yerlerin insanlarına benzemeyiz. Bu konuda yalan söylemiyoruz. İnsanlarımızı aydınlatıyoruz, doğruları söylüyoruz. Burada ‘biz 25 milyon TL’lik yatırım yaptık diyor, burs imkanları verdik, okullarda yatırımlar yaptık, çöp kutuları verdik, yol yaptık…’ diyor. Bende 151 Milyon dolar peşin aldınız. Bunun sadece 25 Milyonunu vermişsiniz. Harcadıklarınızın hepsini gider olarak yazıyorsunuz. 865 Milyon TL, 151 Milyon Dolar peşin aldınız. Bizi para ile satın alma noktasında olamazsınız. Bu bize bir hakarettir. Bana yaptığın iyiliği söyleme, verdiğin zarar, kestiğin ağaçlar, tahrip ettiğin doğa, oluşturduğun riskler… Benim tepemden çekil. Yarın sen buradan gideceksin. Bugün sana destek verenler. Buranın Kazdağları olmadığını, yaptığının zararlı olmadığını söyleyenler gidecekler. Risk alamazsınız. Tekrar sokağa indiğimizde bunların hesabı benden sorulur. Aynı zamanda doğaya karşı dilsiz şeytan olmaktan, Allaha karşı hesap vermekten korkarım” dedi.
  
“Doğru yaptığım işten korkmam. Çanakkale halkının menfaatini koruyorum”
Sosyal medyada fotoğrafları ile hedef gösterildiğini belirten Başkan Gökhan; “Beni istedikleri kadar tehdit edebilirler. Her şeyi yapabilirler. Sosyal medyada yer alan paylaşımlar bir suçtur. Fotoğraflarımızı koymak sureti le hedef gösterilmek suçtur. Bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunuyoruz. Bunlar sponsorlar, yanlarında sponsor yazıyor. Biz bu konuda halkın temsilcisiyiz ve halkın yararına yaptığımız hiçbir şeyden korkmayız. Her şeyin hesabını veririz. Şantaj noktasında bunu bu şekilde ortaya koyanlara karşı suç duyurusunda bulunacağız. Doğru yaptığım işten korkmam. Çanakkale halkının menfaatini koruyorum. Bunu korumak suçsa buna karşı davalar açılır. Sonuna kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz.  Türkiye’de son günlerde termikler olsun, derelerin kirlenmesi olsun, hava kirlilikleri olsun ciddi anlamda gündemde. Bütün bunları göz önüne aldığımızda bunlara karşı devletin daha kararlı tavır alması gerekir” dedi.
 
“Nöbet onların özgür hakları”
Kirazlı’da nöbete devam eden direnişçilerle ilgili konuşan Başkan Gökhan; “Onlarla Çevre Meclisinde olan arkadaşlarımız ilgileniyorlar. Onlar bağımsız olarak nöbetlerine devam ediyorlar. Onlar içinde bir sürü laf ediliyor. Bu onların özgür hakları. Çadırlarını kurmuşlar ve duruyorlar. Mücadelelerine devam ediyorlar. Bunun bir zararı yok.  Onların en doğal hakkı. Ormanların içinde işletmeler açılıyor. Ormanlar özelleştiriliyor. Onlarsa yalnızca çadırları ile orada duruyorlar” dedi.
  
“Dilsiz şeytanlar hesap verecekler”
Gökhan son olarak; “Kanadalı firmalar bulundukları yerde de Kanada’yı temsil etmeleri gerekir, gibi bir tespit olduğunu biliyorum. Firma sözcüsü 15 yerde maden olduğunu ve bunların kurulmasının çok rahat olduğunu söylüyor. Evet çok rahat parayı veriyorsun ruhsatı alıyorsun. Gayet güzel. Denetim yok, Neden Türk halkı için ölüm mukadderat, kader. Ne yapalım dumandan zehirlenerek ölmek kader, göçük altında ölmek kader, yurtta yangında ölmek takdiri ilahiymiş. İnsandan bahsediyoruz. Yetkili olup da insanın yaşamının tehlikeye atılmasına göz yumanlar öteki tarafta bunun hesabını vereceklerdir. Yetkisini insanın sağlığı için kullanmayanlar, dilsiz şeytanlar hesap verecekler. Bende bu hesabı vermemek için bu mücadeleyi veriyorum” dedi.      (Eren Aşnaz)
Paylaş