Gökhan: “İçim çok rahat”

 

 

 

 

İşte Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın cevap verdiği o sorular...

 

• 4 yıl önce ikinci kez seçilerek göreve başlarken, tabi daha önceki 5 yılın ve başlangıçtaki bir buçuk yılın vermiş olduğu tecrübe ile kentin tespit ettiğimiz ihtiyaçlarına yönelik projelerimizi sunmuştuk. Seçimler öncesinde projelerimizi bir kitapçık haline getirerek Çanakkale halkı ile paylaşmıştık. Oradaki konuların, büyük bir bölümünün, yüzde 80’in üzerinde tamamladığımız, bir kısmının devam etmekte olduğunu ve bir kısmını da projelendirdiğimizi görüyoruz. Önümüzdeki bir yıl içinde devam edenler bitecektir, projeler de hayata geçmeye başlayacaktır. Örnek vermek gerekirse; Yeni Kordon devam ediyor, engelliler okulu devam ediyor, seramik müzesi devam ediyor. Bunlar bitecek. Belediye binası projelendirildi onun da yapımına başlanacak. Dolayısıyla vaatlerimizin çok önemli bir bölümünü tamamlamış olacağız. Yüzde 90’ın üzerinde bir tamamlanma oranına sahip olacağımızı düşünüyorum. Burada kentin özellikle alt yapısı konusunda çok ciddi yatırımlar yaptık. Tabi insanlar bunu çok fazla görmüyor. Ancak sonuç itibariyle çok ciddi kanalizasyon, yağmur suyu, içme suyu yatırımları yaptık. Doğalgaz hızla gelişti, bitmeye yaklaştı, çok az bölümler kaldı. Bütün bunları sıkıntı yaratmadan yapmaya çalışıyoruz. Riskli bölgelerde bile riski göze alıp yapıyoruz. Çarşı Caddesi’nde olduğu gibi, Değirmenlik Sokak’ta olduğu gibi, şimdi Fevzipaşa Mahallesi’nde olduğu gibi. Ama bittikçe güzellikler ortaya çıkıyor. Fevzipaşa Mahallesi’nin bile çehresi değişti, Zafer Meydanı yepyeni bir görünüme kavuştu. Bunlarla birlikte sosyal projelerimizde hızla devam ediyor. Sivil toplum kuruluşları ile olan diyaloglar, esnaf odaları ile olan toplantılar, toplum merkezlerindeki çalışmalar gibi çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de yine çocuklara yönelik ve yaşlılara yönelik projelerimiz var.

 

• Açıkçası, ön görüp de “Yapamadığım”, “Bunu yetiştiremiyoruz” dediğim bir konu yok. Hepsini yapıyoruz. Vaat edip de yapamadığımız, projelendirilemeyen çalışmamız yok. Hatta bir çalışmayı yaparken fark ettiğimiz, vaatlerimiz içinde olmayıp da yaptığımız çalışmalarımız var. Onların dışında yapamadığımız, başlamadığımız, projelendiremediğimiz bir çalışmamız yok.

 

• Cumhuriyet Meydanı’nı toparlamaya çalışacağız. Kent Meydanı projesi var. Ekim sonunda tahliye taahhüdü var ilgilinin. Orasının yıkılması var. Orayla ilgili proje çalışmasını da başlatıyorum. Yıkılmış gibi biz proje çalışmasına başlayacağız. Belediye binamızın temeli atılacak. Bir çocuk merkezi, bir yaşlılar günlük bakım ve sosyalleşmesi için bir merkez projemiz var. Onların temellerini atacağız. Hal binamız var, itfaiye binamızın yapımı var. Ece Ayhan Evi gibi tüm bu projeleri seçimlere kadar bitirip ya da bitme aşamasına getirmeye çalışacağız. Alt yapıları biten yerlere hızlı bir üst yapı çalışmaları yapacağız. Bu dönemin sonuna geldiğimizde Çanakkale’nin alt yapısının yüzde 95’i bitmiş olacak.

 

• Katılımcı belediyecilik anlayışına büyük önem veriyoruz. Bu konuda Kent Konseyi çalışmalarını takip ediyoruz, oradan çıkan önerileri dikkate alıyoruz. Diğer sivil toplum kuruluşları ile aynı şekilde diyaloglarımızı sürdürüyoruz. Derneklerle ortak projeler yapma noktasındayız. Biliyorsunuz meclisimizden canlı yayınlıyoruz. O bile bir iletişimdir, kentli ile bir diyalogdur. Karşılığını o anda alamıyoruz ama telefonla ya da birebir görüşmelerle alıyoruz. Dolayısıyla büyük yatırımlarla ilgili zaten danışmalar yapıyoruz. Meslek kuruluşları ile İnşaatçılar Odası, Mühendisler Odası, Mimarlar Odası gibi odalarla diyalog kurup görüşlerini alıyoruz. Bunların dışında site toplantıları yapıyoruz, kahve toplantıları gibi faaliyetlerle insanların düşüncelerini öğreniyoruz, yaptıklarımızı irdeliyorlar. Dolayısıyla halkla iç içe çalışmalarımı sürdürüyoruz. Hatta çalışma yapılan yerlerde benim dolaşmam bile bir farklılık yaratıyor. Özellikle sıkıntı olan sokaklarda devamlı gidiyorum. Çalışma var, vatandaşın canı sıkılıyor, üzülüyor belki kızıyor, ama beni görünce rahatlıyor. “Başkan önem veriyor demek ki kısa sürede bitecek” diyor o bile bir iletişimdir.

 

• Zorlandığımız ya da illallah dediğim bir konu olmadı. Ankara’da falan yatırımlarla ilgili kredileri de aldık. Hükümetten bir sıkıntı olmadı. Yasal haklarımızı aldık tabi. Ekstra bir destek olmadılar belki ama yasal haklarımızı alma konusunda pek de geri durmadık. Biz kaynak da ürettik tabi bu arada. Kendi kaynaklarımızı yarattık. Ondan dolayı da bir rahatlama söz konusu olabilir. Bunların dışında kentte pek fazla büyük bir engelle karşılaşmadık. İşte soruşturmalar, bazen böyle haksız suçlamalar, bu da işin siyasetinde var. Engelleme olmaktan ziyade siyasetin doğasında olan bir şey. İlla muhalefet eden birileri olacak. Tabi artık hemen hukuka yansıyor ama gerek ben gerek çalışanlarımız, katlanıyoruz. Bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Ben kendimden ziyade personelimle ilgili endişe duyuyorum. İşlerini iyi yapmaya çalıştıklarını biliyorum. Onlara böyle anlamsız bir takım soruşturmalar geldiği zaman üzülüyorum. Moralleri bozuluyor, korkuya, endişeye kapılıyorlar, iş performansları düşüyor. Bu da benim hoşuma gitmiyor, canımı sıkıyor.

 

• Alt yapılar, üst yapılar bittikten, bir yere geldikten sonra artık sosyal, kültürel çalışmalara biraz daha önem vereceğiz. Kentlinin refahı noktasında özellikle dezavantajlı kesimlere biraz daha fazla ön ayak olmamız lazım. Bütçelerimizi o tarafa doğru yönlendirmeliyiz. Bu kentte yoksulluk sınırında olanlar, özürlüler, işsizler, kadınlar ve onlara meslek edinme konularındaki eksiklikler gibi konuları daha fazla ön plana almalıyız. Yapısaldan ziyada artık, belki bir Kongre merkezi olabilir, seçimden önce de başlayabilir. Kentin turizm sektörünün gelişmesine yönelik yatırımlar, planlamalar yapmamız gerekir. Kentin tanıtımı çok önemli. Yani artık yöremizi tanıtmaya yönelik daha çok çabalar harcamamız gerekiyor. Çünkü yöremize güzellikler, değerler yarattığımızda onları sunup, onlara beğeni kazandırıp insanları buraya çekmek gerekir diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu bağlamda daha çok sosyo-kültürel anlamda çalışmalara ağırlık vereceğiz. Mesela Çanakkale ikinci bir üniversite gelmesi için çaba göstermek, planlamalar yapmak gerekiyor. İşte bir vakıf üniversitesi var. Onunla ilgili daha fazla işin içinde olmaya çalışacağız. İnsanları üzmeden yapacağız ama. Şimdi ister istemez çalışmalar kapsamında birilerinin canı sıkılıyor, çamur oluyor. Bu çalışmalar bitince insanlar keyifle yaşarken kente yapılan yatırımları seyredecek. Belki bir raylı sistem önümüzdeki süreç için düşünülebilir. Nüfusumuz Kepez ile birlikte şuanda aşağı yukarı 126 bin civarında. Bu sayının önümüzdeki yıllar içinde daha da artacağı hesap edilirse, yani nüfusun 150 bin olma planlamaları içinde raylı sistem düşünülebilir. Yine aynı şekilde bisiklet yollarını çoğaltmamız lazım. İnsanların sosyal yaşam alanlarını çoğaltmalıyız. Cumhuriyet Meydanı’nın altına otopark yapılması konusunda düşüncemiz var. Cumhuriyet Meydanı altı, arka tarafını da içine alan geniş bir çalışma yapılabilir. Belediye iş merkezi ile birlikte hepsini bir bütün olarak düşünmek lazım. Belediye iş merkezinin yıkılıp yeniden yapılması, hatta katlı yapılması gibi planlamalar var.

 

• Biraz daha kentin sosyal ve kültürel hayatına ufuk açmamız gerekiyor. İşte yeni belediye binamızda büyük salonlarımız olacak. Tiyatro konser için. Şimdi bitiyor, baharda teslim alacağız, demokrasi atölyesini. Orada çalışma atölyeleri olacak. Müzik, tiyatro gibi kültürel ve sanatsal bütün aktiviteler olacak. Eğitime destek programları olmaya devam edecek. Biliyorsunuz Yazar Sanatçı Evimiz var. Orada insanlar çok ciddi eğitimler alıyor. Belki dışarıdan fark edilmiyor ama oraya ciddi bir ilgi var. Bu potansiyeller artacak. Sergi alanları, seramik müzesi, seramik atölyeleri, halk eğitimle çalışmalar, halk eğitimin o alanları kullanması söz konusu olacak. Bunlar bu kentte tiyatrosundan tutun, seramiğine kadar çalışmalar artacak. Belki bir konservatuar neden olmasın? Üniversitemizin müzik bölümü var. Onu organize edebiliriz. Bunlar daha çok ön plana alınacak. Önümüzdeki dönemde kent-üniversite ilişkisini daha da yoğunlaştırmamız lazım. Bu da çok önemli. Orada gençler var, gençlerin kent yaşamına daha aktif katılmaları gerekir. Önümüzdeki bir yılda bunu sağlamanın yollarını arayacağız. Her türlü taleplerini karşılamaya çalışıyoruz zaten. Gençlerin kentle ilgilenmelerini de sağlamamız lazım.

 

• Sağ olun. Teşekkür ediyorum. Başarının anahtarı şu olsa gerek; biz kaynaklarımızı iyi yönetiyoruz. Halkın yararına yönetiyoruz. İnsanlar kendi yerel yönetimlerinin kendileri lehine, kendilerinin çıkarına davrandığını biliyorlar, görüyorlar. Ranttan uzak, çıkar sağlamaktan uzak. Kamu kaynaklarını dikkatli kullanan, yerinde kullanan, israf etmeyen, yatırımlarını yapan, borcu değil, mal varlığı artan, parası artan bir belediye olduğunu biliyorlar. Dolayısıyla insanlar bütün bunlar olurken, burada özgürce yaşıyorlar. İstediklerini yapabilme haklarının olduğunu hep biliyorlar. Bir yaşam rahatlığı ve güvencesi var. Yaşam güvencesi önemlidir. TRT’de kadınların kol boyları bile ekrana çıkacakları zaman tartışılırken Çanakkale’de mini etekle veya gecenin bir saatinde geze bilme olanağının devam ediyor olabilmesi çok önemli bir şey. Kadınları özgür bir kent burası. Engeliler korunduklarını, kollandıklarını biliyorlar. Çocuklar aynı şekilde sevildiklerini biliyorlar, onlara önem verildiğini hissediyorlar. Bunları alt alta koyduğunuzda algı; rahatım iyiyim diyerek başarı olarak görülüyor. Yolu herkes yapar, kanalizasyonu herkes yapar, ama bir güvence, yaşam güvencesi, mutluluk güvencesi son derece önemli. Bir de şu var. aslında bu başarı kent insanının başarısı. Yani böyle bir ortamda, barış içersinde yaşamaya onlar da katkı verdikleri için böyle oluyor. Ben istediğim kadar bağırıp çağırayım önemli değil. Onun için başarının temelinde kent halkı var, bu başarıyı kent halkı hak ediyor.

 

• Bu konuda Ankara’ya gittik, İmar Müdürümüzle birlikte, orada Çanakkale için önemli olan noktalarda hem kentle ilgili hem bizle ilgili çalışmalar yaptık. Yat limanın orada olup olamayacağı noktasında işaretleme yaptık. Çanakkale’nin zaten konutsal gelişme alanları belli ama kentin gelişme alanları için yerler tespit edilsin dedik. İlerde Karacaören tıkandığında nereye gideceğiz. Bu önemli. Havaalanının buradan kaldırılıp Özbek tarafına götürülmesini önerdim. Turizm gelişme alanı olduğu için Çanakkale’de Kumkale’den Küçükkuyu’ya doğru olan alanları turizm bölgesi ilan edilmesini istedik. Maden ocakları işaretlemelerine itirazım oldu tabi. Bunlar gibi önerilerimiz oldu. Umuyorum bizim istediklerimiz de yer alırsa bence iyi olur.

 

• O konuda talebimizi verdik. Tabi askeriyede işler maalesef çok yavaş gidiyor. Sonuçta bekliyoruz ama onlar da bize bir öneri getireceklerdi. Önerileri şu aslında; Caminin arkasında onlara ait bir alan var biliyorsunuz. O alanı belediyeye bırakıp onların karşılığında bina yaptırmak istiyorlar. Biz tamam dedik, yani bütçemize falan bakarız. Ama gelin, konuyu getirin konuşalım dedik oradan da bir ses seda çıkmadı. Gerçi Boğaz Komutanı’nın yetkisinde değil o Ankara’da bir yerlerde oluşuyor.

 

• Forum devam ediyor. Şimdi sivil havacılığa bir yazı yazdık. Onun cevabını bekliyoruz. Olumlu olma ihtimali var. Çünkü orada onları engelleyen bir şey yok. Kuzey Deniz Saha olmadık bir yazı gönderdi. Tabi o yazı gelince imar durdu. Sivil havacılıktan olumlu yazı getirebilirlerse çalışmalar devam edecek. Getiremezlerse yapacak bir şey yok.